ANKARA - Anıtpark’ta “Erkek-devlet şiddetine, krize ve yoksulluğa karşı yaşasın 8 Mart” şiarıyla bir araya geleceklerini söyleyen Ankara Kadın Platformu üyesi Latife Kahya, kadınların ortak mücadelesinin nefes olduğunu söyledi.
Ankara Kadın Platformu, 8 Mart’a ilişkin hazırlıklarını sürdürüyor. Bu yıl Ankara’daki kadınlar Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla uzun yıllardan sonra ilk kez 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü mitingle karşılayacak. Tandoğan Meydanı olarak belirlenen miting alanı Ankara Valiliği’yle yapılan görüşmeler sonucunda Anıtpark olarak değiştirildi. “Erkek ve devlet şiddetine, krize ve yoksulluğa karşı yaşasın 8 Mart” şiarıyla miting 6 Mart’ta gerçekleştirilecek. Mitingde, İlker Kadın Korusu, Kısçeler Müzik Grubu ve Zeynep Karababa sahne alacak. 6 Mart’ta düzenlenecek mitingin ardından kadınlar 8 Mart gecesi 16’ncı Feminist Gece Yürüyüşü’nde, Madenci Anıtı’ndan Sakarya Meydanı’a yürüyecek.
Tüm kadınları 8 Mart’ta düzenlenecek Feminist Gece Yürüyüşü’ne davet eden Ankara Kadın Platformu üyesi Latife Demirci Kahya, 8 Mart’ı kadınların ve LGBTİ+’ların direnişiyle karşıladıklarını vurguladı.
'ADİL VE EŞİT BİR YAŞAM İÇİN'
Günden güne artan yoksulluk, açlık, işsizlik ve savaşa karşı adil, eşit ve barışın olacağı bir yaşam için kadınlar olarak 8 Mart’ta alanlarda olacaklarını vurgulayan Kahya, “Erkek egemen sistem, hakları ve hayatları için mücadele eden kadınların eşitlik, özgürlük mücadelesini her türlü erkek şiddetiyle bastırmaya çalışıyor. Savaş ve şiddet politikaları ile iktidarını ayakta tutmaya çalışan AKP-MHP, erkek ittifakı ülkeyi kriz ve kaosa sürüklemekte. Bu krizin en ağır faturasını ise biz kadınlara kesilmek isteniyor. Haklarımıza ve kazanımlarımıza yönelik saldırılara her gün bir yenisi ekleniyor. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkan AKP-MHP iktidarı şimdi yine kadınların nafaka hakkına saldırıyor” şeklinde konuştu.
'KAZANIMLARIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Kazanımlarından vazgeçmeyeceklerini söyleyen Kahya, 8 Mart alanlarında nafaka hakkına yönelik saldırıya karşı da seslerini yükselteceklerini kaydetti. Kahya, “Nafaka hakkını kısıtlayarak, kadınların eşitlik talebine ‘hayır’ deniliyor. Kadınları çok daha yoğun bir şekilde aile içi şiddete mahkum etmek isteniyor. Bütün bu nafaka düzenlemesinin sonucu budur. Devletin yapması gerekene davet ediyoruz; kadınların ihtiyaçları gözetilerek nafaka miktarı belirlemek ve erkeklerin ödemesini sağlamak. Yoksulluk biz kadınlara bir kader olarak dayatılmak isteniyor. Gasp edilen emeğimizi savunduğumuz için hedef alınıyoruz. Grev çadırlarında patron-polis işbirliği ile kadınların direnişi sindirilmeye çalışılıyor” dedi.
'ORTAK KADIN MÜCADELESİ'
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine de değinen Kahya, iktidarın sıkıştıkça cezaevlerinde saldırdığını dile getirdi. İnsani talepleri karşılanmayan tutukluların ağır tecrit altında tutulduğunu vurgulayan Kahya, “Özellikle hasta tutsaklara adeta ölüm rejimi dayatılmakta. Cezaevinde kalması mümkün olmayan hasta tutsaklara uygulanan başlı başına bir işkence yöntemidir. En son hastalığı iyice ağırlaşmış olan sevgili Aysel Tuğluk arkadaşımız hakkında İstanbul Adli Tıp Kurumu ‘hapishanede infazı devam ettirilebilir’ kararı verdi. Bu durum, iktidarın açık bir şekilde suç işlediğini ve düşman hukukuyla hareket ettiğinin en somut örneğidir. Bu nedenle ısrarla kadınların mücadelesini ezmeye çalışıyorlar. Ancak şunu da çok iyi bilsinler ki onların bu baskı ve engellemelerine rağmen tüm kadın örgütleri, ortak kadın mücadelesini filizlendiriyor. Ve bu filizler toplumun her alanına yaşam veriyor, umut veriyor, nefes veriyor” ifadelerini kullandı.
'KADINLAR BİRLİKTE GÜÇLÜ'
“Yaşasın kadın dayanışması, kadınlar birlikte güçlü” diyen Kahya, “Böyle bir dönemde tüm kadın kurumları, kadın örgütlerini ve feministler olarak birlikte mücadelenin hepimize güç vereceğini düşünüyorum” dedi.
MA / Zemo Ağgöz