Tutuklu Karagüzel’in kızı: Hayatından endişeliyiz

img

ANKARA - Kayseri Kadın Cezaevi'nde tutulan Muhlise Karagüzel’ün kızı, annesinin cezaevinin ihmali nedeniyle kalp krizi geçirdiğini belirterek, hayatından endişe duyduklarını söyledi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş İl Eşbaşkanlığı görevini yürüttüğü sırada tutuklanan ve şu an Kayseri Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan Muhlise Karagüzel, 9 Mart’ta üçüncü kez kalp krizi geçirdi. Geçirdiği kalp krizi üzerine hastaneye kaldırılan Karagüzel’in damar yolu açıldı, kalbine stent takıldı. Hastanede yatağa kelepçeyle bağlanan Karagüzel, bir günün ardından cezaevine geri gönderildi.
 
Annesini hastanede ziyaret edebilen Zilan Karagüzel, yaşananları anlattı. Hastaneye gittiğinde annesiyle görüştürülmediğini belirten Karagüzel, cezaevi savcısından izin aldıktan sonra 5-6 jandarma eşliğinde sadece 20 dakika görebildiğini söyledi. 
 
KONUŞMAKTA ZORLANIYOR
 
Hastanede gördükleri tablonun insanlık dışı olduğunu dile getiren Karagüzel, “İnsan onuruna aykırı bir durumla karşılaştık. 60 yaşında yaşlı bir anne o halde bile elleri kelepçeli yatağa bağlı bir şekildeydi. Annemin o yataktan kalkmasını bırakın, başını çevirip bize bakma durumunu bile yoktu” dedi.  Annesine yapılanların zulüm olduğunu kaydeden Karagüzel, “Annem konuşmakta zorlanıyordu, kendini ifade edemiyordu ve çok yorgundu, durumu çok kötüydü” diye belirtti.
 
Annesinin durumunun kötü olduğunu ve en az bir hafta hastanede kalması gerektiğini vurgulayan Karagüzel, yaptıkları 20 dakikalık görüşmeden sonra annesinin cezaevine gönderildiğini söyledi. Karagüzel, “Annemin doktor gözetiminde tutulması gerekiyor. Çünkü kalp hastası ve hastalığı riskli, endişeliyiz” şeklinde konuştu.
 
DOKTOLAR 'KALP KRİZİ DEĞİL' DİYOR
 
Muhlise Karagüzel’in 9 ay önce de bir hafta içinde iki kez kalp krizi geçirdiğini dile getiren kızı Karagüzel, hastane ziyaretinde doktorların kendileriyle görüşmeyi kabul etmediğini söyledi. Karagüzel, “Milletvekilleri bir şekilde doktorla iletişim kurdu. Ancak annem kalp krizi geçirmesine rağmen doktorlar, milletvekillerine annemin kalp krizi geçirmediğini söylüyorlar. Sadece stent takıldığını, damarlarının açıldığını söylüyorlar. Oysa ki stent takılması ve damar yolunun açılması kriz durumunda yapılır” dedi.
 
HASTANE YERİNE CEZAEVİNE 
 
Annesinin 20 gün önceden göğüs ağrılarının başladığını söyleyen Karagüzel, revire götürüldüğünü ancak müdahale edilmediğini belirtti. Karagüzel, “Annemin rahatsızlığı kalp ile ilgili olduğu için hastaneye götürülmesi gerektiği söyleniyor. Bunun üzerine annem Bünyan Devlet Hastanesi’ne götürülüyor. Oradan da Kayseri Şehir Hastanesi’ne sevk ediliyor. Annem Kayseri Şehir Hastanesi’ne gideceği düşüncesiyle ring aracına biniyor indiğinde kendisini cezaevi kapısında görüyor. Annem, hazırlık sonrası götürülebileceğini düşünüyor. Ancak 20 gün boyunca hastaneye götürülmüyor. 20 günlük süre içerisinde annem her gün ne zaman hastaneye götürüleceğini soruyor. Cezaevi yönetimi, ‘randevu yok, yoğunluk var’ gibi gerekçeler göstererek annemi hastaneye götürmüyor” şeklinde anlattı.  
 
'20 GÜNÜ AĞRILARLA GEÇİRMİŞ'
 
Annesinin 20 gün önceden başlayan ağrılarına rağmen hastaneye kaldırılmaması üzerine 9 Mart’ta sabaha karşı fenalaştığını ve yere düştüğünü dile getiren Karagüzel, “Annem bu hale geldikten sonra hastaneye kaldırılıyor. Cezaevi idaresi kardeşimi arayarak annemin kalp krizi geçirdiğini ve hastaneye kaldırıldığı haberini verdi. Annemi görünce öğrendik ki ihmal edilen bir süreç yaşanmış ve 20 günü ağrılarla geçirmiş” diye aktardı. 20 gün öncesinden hastaneye sev edilseydi annesinin kalp krizi geçirmeyeceğini vurgulayan Karagüzel, cezaevinin ihmaline tepki gösterdi.
 
'DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR'
 
Annesinin kronik birçok rahatsızlığı olduğunu hatırlatan Karagüzel, durumunu defalarca kamuoyuyla paylaştıklarını ve ilgili kurumlara başvurduklarını söyledi. Karagüzel, “Annem şeker hastası. Bir önceki kalp krizinde doktoru bilgi vermişti, ‘normal bir hastaya müdahale ettiğimiz gibi müdahale edemedik, önce şekerini dengelememiz gerekiyor’ demişti. Şekeri dengelendikten sonra müdahale edebiliyorlar. Şekerin dengelenmesi süreci uzun sürebilir, annem o esnada yaşamını da yitirebilir. Her türlü riski taşıyan bir rahatsızlığı var. Siyasi tutsaklara kasıtlı ve bilinçli bir şekilde tamamen düşman hukuku uygulanıyor. Hayati riski olan bir hastaya 20 gün sonra müdahale edilebiliyorsa bu tamamen politiktir” şeklinde ifade etti.
 
TAHLİYE ÇAĞRISI
 
Hasta tutukluların ölüme terk edildiğini kaydeden Karagüzel, “Bu gerçeği hepimiz en uç hücrelerimize kadar görerek, hissederek yaşıyoruz. Cezaevi koşulları çok kötü. Cezaevlerini, ölüm evlerine çevirme durumu maalesef tamamen gerçekleşmeye başladı. Bugün bile bir arkadaşın ölüm haberini aldık. Endişeliyiz, kaygılıyız her an kötü bir haberin gelmesi kaygısı içerisindeyiz. Annem kesinlikle cezaevinde kalacak sağlık durumuna sahip değil. Annem bir an önce tahliye edilmesi gerekiyor” çağrısında bulundu.
 
Birçok tutuklunun ölüme yakın ya da öldükten sonra ailelerine teslim edildiğini söyleyen Karagüzel, “Biz hasta tutuklu ailelerinden sadece biriyiz. Hasta tutukluların hakları ihlal ediliyor, düşman hukuku uygulanıyor. Adım atacak hali olmayan annemin yatağa kelepçeyle bağlanması düşman hukukun net göstergesi” şeklinde konuştu.