DİYARBAKIR - TÜM BEL-SEN Kadın Meclisi, kadın emekçilere yönelik psikolojik baskı, taciz ve her türlü mobbingi kabul etmediklerini belirtti.
Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Sendikası (TÜM BEL-SEN) Kadın Meclisi, kayyım belediyelerde dışardan atanan memurlara ve belediye emekçilerine yönelik uygulanan sürgün ve baskılara ilişkin açıklama yaptı.
Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde bulunan şube binasında yapılan açıklamaya TÜM BEL-SEN üyeleri katıldı. Aklamanın yapıldığı salona "Emekçilere yönelik baskı ve sürgün uygulamaları derhal durdurulsun" pankartını asıldı.
Açıklamada konuşan TÜM BEL-SEN Kadın Sekreteri Ayşe Kuran, ekonomik ve siyasal krizin beraberinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de getirdiğini, sosyal krizlerin de toplumun bütün kesimlerine sirayet ettiğini belirtti. Kayyım belediyelerindeki kadın personellerine yönelik moobingin giderek sistematik bir hal aldığını söyleyen Kuran, “Kamusal alanda kadın iradesini kabullenemeyen atanmışlar, kadın emekçilerin çalışma haklarını gasp ederek yıldırma politikası peşinde” dedi.
KADINLARA YÖNELİK BASKI
Kuran, 2016’da askeri darbe girişiminden sonra Kanun Hükmünde Kararname’lerle (KHK) yürütülen yeni sürecin en önemli uygulama alanlarından birinin de belediye, yerel yönetimlere yönelik gerçekleşen görevden alma ve kayyım atamaları olduğunu belirtti. Kuran, “Bu süreçten en çok etkilenen çalışma alanlarından biri de kadın daire başkanlıkları, kadın müdürlükleri, kadın birim, dernek ve yapıları oldu. Kimi belediyelerde kayyum atanması ardından, kadın birimleri ve yapıları feshedilirken, kimi birimlere ise erkek yöneticiler atandı” diye belirtti.
'YANDAŞ OLMAYAN EMEKÇİLER'
Belediyelere atanan kayyımlarla birlikte “yandaş olmayan belediye emekçilerinin” hedef alındığını söyleyen Kuran şöyle devam etti: “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin halkın oylarıyla seçilmiş eş başkanları görevden alınıp yerlerine kayyum atandıktan hemen sonra, ilk hedef başta sendikamız yönetici ve üyeleri olmak üzere AKP iktidarına yandaş olmayan belediye emekçileri olmuştur. Sendikamızın şube yöneticisi, işyeri temsilcisi ve üyesi beraberinde birçok arkadaşımızın hukuksuz bir biçimde ihraç edilmesi sonrasında, ihraç edilmeyen üye ve yöneticilerimiz de yoğun bir baskıya maruz kalmış. Hukuksuz ihraç ve açığa alma uygulamaları, tehdit aracı olarak kullanılarak üyelerimiz sendikamızdan istifaya zorlanmıştır. Kadın emekçilere yönelik psikolojik baskı, taciz ve her türlü mobbingi kabul etmediğimizi bir kez daha belirtiyoruz.”