İSTANBUL - 1 Mayıs’ta işsizliğe, sömürüye, krize, savaşa ve cezaevindeki ihlallere karşı taleplerini dile getireceklerini belirten siyasi partilerin kadın temsilcileri, “Halkların baharı Newroz’dan, işçilerin baharı 1 Mayıs’a” diyerek, mitinge katılım çağrısında bulundu.
Türkiye’de emekçiler 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü, savaş, sömürü, ekonomik krizin etkileriyle karşılıyor. 1 Mayıs’a hazırlanan işçiler, emekçiler, kadınlar, alanlarda taleplerini ve itirazlarını haykıracak. Siyasi partilerin kadın temsilcileri de İstanbul Maltepe Meydanı’nda kutlanacak 1 Mayıs’a dair değerlendirmelerde bulundu.
Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Dönem Sözcüsü Perihan Koca, 1 Mayıs’a olağanüstü koşullarda gittiklerini söyledi. Çoklu krizlerin yaşadığına işaret eden Koca, halkların bir yandan ekonomik kriz, enflasyon ve işsizlikle mücadele ederken diğer taraftan iktidarların zülüm politikalarına karşı bir direnişin de olduğunu belirtti. Emekçi sınıfın yoksulluğa mahkum edildiğini ifade eden Koca, iktidarın çoklu kriz sarmalından çıkmak için savaş politikalarıyla faşizmi kurumsallaştırmaya çalıştığını kaydetti. Kaya, “İktidarın politikalarına baktığımız zaman emekçilere, kadınlara, doğaya, yaşama ve başta Kürt ve Alevi halkı olmak üzere inançlara yönelik top yekûn bir savaş açmış durumda” diye belirtti.
2022’NİN FOTOĞRAFI
Yasal araçlarla faşizmin kurumsallaştırılarak devlet şiddetinin tümüyle serbest bırakıldığına dikkat çeken Koca, iktidarın ciddi bir meşruiyet krizi yaşadığını vurguladı. “Faşizmin” kurumsallaşmasına karşı halk güçlerinin itirazları ve tepkilerinin yükseldiği bir siyasi atmosferin olduğunu dile getiren Koca, “2021’den itibaren ülkenin dört bir yanında boy veren işçi direnişçileri oldu. İki aylık içerisinde 120 tane fili işçi grevi oldu. Bu aynı zamanda tarihsel öznelerin yeniden siyasal sahneye indiğine işaret ediyor. Bu yüzden 2022’nin verdiği fotoğrafı iyi okumak gerekiyor” diye belirtti.
HALKLARIN DİRENCİ VE ÖFKESİ
Koca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadın hareketi, iktidarın yarattığı korku eşiğini alaşağı eden, yaşam haklarına sahip çıkan bir yerden kitlerle buluşarak öfkelerini dile getirdiği çok güçlü bir 8 Mart süreci geçirdi. Yine 8 Mart öncesinde İstanbul Sözleşmesi, yoksulluğa karşı feminist isyan eylemleriyle ilçelerde, mahallerde, işçi direnişlerinde kadınların ön plan çıktığı direnç noktalarında yerlerini aldılar. Bir diğer önemli eşik ise 21 Mart Newroz’da ülkenin dört bir yanında tüm kentlerde, Kürt halkı olmak üzere gerçekten halkların direncinin, öfkesinin, duygudaşlığının oldukça yüksek olduğunu gördük. Bu açıdan 1 Mayıs, 2022 yılı için gerçekten tayin edici bir anlam taşıyor.”
DEMOKRASİ VE EMEK KÜRSÜLERİ
1 Mayıs dair hazırlıklarına değinen Koca, “1 Mayıs’a giderken bulunduğumuz tüm kentleri halkların mücadele anlarına çevirerek, çeşitli eylem ve etkinlikler düzenleyeceğiz. Bu minvalde demokrasi ve emek kürsüleri, emek şenlikleriyle 1 Mayıs’a halkın etkin katılımını sağlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.
YENİ BİR YAŞAM İÇİN 1 MAYIS’A
Kadınların toplumsal muhalefeti örgütlemede öncü konumunda olduklarını kaydeden Koca, şöyle devam etti: “Krizin yükü, derin yoksulluk gerçeğini kadınlar yaşadığı için en önünde de kadınların olmaları tesadüfi değil. Çünkü kadın hareketi uzun zamandır sürdüğü politikalarla iktidarın ilmek ilmek ördüğü korku imparatorluğunu kendi pratiğiyle alaşağı ettiler. Dolayısıyla iş ekmek barış ve özgürlük talepleri için yola çıktığımız 1 Mayıs’a kadınlar, kadın yoksulluğuna, güvencesizliğe ve top yekûn yeni bir yaşamı inşa etmek için alanlara akmayı hedefliyoruz.”
1 MAYIS DİRENİŞLE KARŞILANIYOR
Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) Sözcüsü Çiçek Otlu, 1 Mayıs’ı güçlü direnişlerle karşıladıklarını belirtti. İşçilerin, işten atılmalara karşı ve sendikal hakları için sokağa çıktığı bir süreç olduğunu ifade eden Otlu, “İşçiler kendi hakları için fabrikaları işgal etti, kimisi iş yerlerinde iş durdurma eylemeleri yaptı. İşçiler eşit işe, eşit ücret talebinin yanı sıra çalışma koşullarının insanca olmamasına ve sendikal örgütlülüğün olamamasına karşı mücadele yürüttüler. Kimi yerlerde kazandılar kimi yerlerde kazanmasalar da patronlara geri adım attırdılar. Kendi emeklerini ve birliğin gücünü gördüler. Bu herkeste çok güçlü bir dalga ve motivasyon yarattı” dedi.
NEWROZ’DAN 1 MAYIS’A
Özellikle 8 Mart’ta kadın hareketinin yasaklara rağmen meydanlara çıkarak cins, emek ve beden özgürlüğü politikasını sokağa yansıttığını belirten Otlu, kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması, nafaka yasası ve erkeklere verilen iyi hal indirimlerine karşı alanlara çıkarak itirazlarını yükselttiklerini söyledi. Özellikle 8 Mart’ta Taksim’de polis barikatlarını yıkarak erkek egemen sistemi tanımadıklarını beyan ettiklerini vurgulayan Otlu, şunları söyledi: Kadın baharından hemen sonra Newroz ile halkların baharını yaşamış olduk. Milyonlar alanlara indi Kürt halkının özgürlük talebini dile getirdi. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını dile getirdiler. Anadil hakkını talep ettiler. Bu ülkede halkların kardeşliği olması gerektiğini söyleyerek, halkların baharını bize yaşattılar. Şimdi sıra halkların baharından işçilerin emekçilerin baharı olan 1 Mayıs’a gidiyoruz.”
‘İŞGAL, GREV, DİRENİŞ’
Yoksulluk ve ekonomik krizle birlikte giderek büyüyen bir işsizlik olduğunu sözlerine ekleyen Otlu, şunları dile getirdi: “Devlet kurumlarında işten atılan işçiler, bedenlerini yakarak ya da evde intihar ederek tepkilerini gösteriyorlar. Bu sadece bireysel tepkileri değil, örgütsel tepkileri de yükseltiyor. Kadınlar mobing, cinsiyetçilik ve sendikal örgütlülük için de direniyorlar. AKP rejiminin dayattığı çürümüş bir düzen, emek ve doğa sömürüsüne karşı 1 Mayıs’ta işçi emekçiler olarak sokakta olacağız. Tüm kadınları gençleri işçilerin kendi geleceklerini sahip çıkmaya davet ediyoruz. O yüzden ESP olarak bu dönem ‘işgal, grev, direniş’ şiarıyla 1 Mayıs’ı örgütlemeye çalışıyoruz.”
CEZAEVLERİNE ÖZGÜRLÜK TALEBİ
Otlu, 1 Mayıs’ta cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve tutukluların ölüme sürüklenmesine karşı özgürlük talebini dile getireceklerini ifade etti. Otlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Tutuklulara yönelik baskı ve işkenceye dur dememiz gerektiğini bu ölümleri istemediğimizi haykıracağız. Emekçi sol hareket ve Kürt özgürlük mücadelesinde yer alan kişilere yönelik teslim alma politikası var. Bu politikalar ilk başta cezaevlerinde başlıyor. Bizler içerde tutulan politik tutsakların ‘talepleri talebimizdir’ diyerek bu talepleri 1 Mayıs alanlarını da taşıyacağız.”
MA / Esra Solin Dal