Kadın katliamları Diyarbakır'da protesto edildi

  • kadın
  • 14:24 20 Mayıs 2022
  • |
img
DİYARBAKIR - Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, artan kadın katliamlarını protesto ederek, devletin cezasızlık politikalarıyla suça ortak olduğunu kaydetti.  
 
Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, Şırnak, Diyarbakır, Elazığ ve Van'da yaşanan kadın katliamlarına dair Şeyh Seîd (Dağkapı) Meydanı'nda açıklama yaptı. Ağ içerisinde yer alan çok sayıda kadın örgütü temsilcisi açıklamaya katıldı. Açıklamada konuşan Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu üyesi avukat Berfin Polat, Sakine Kültür'ün 15 Mayıs'ta Şırnak'ın Silopi ilçesinde, Remziye Apaydın'ın Elazığ'da, Suna Pek'in Van'da ve Şule A.T.'nin Diyarbakır'da katledildiğine işaret ederek, ülkedeki kadın katliamlarının arttığını söyledi. 
 
'ERKEKLER DEVLETTEN CESARET ALIYOR'
 
Polat, "Her gün işkence edilen, dövülen, öldürülen, tecavüz edilen, intihara ve fuhuşa zorlanan, kaybedilen kadınların haberlerini alıyoruz. Yine her gün idari ve yargısal süreçlerde ayrımcılığın, adaletsizliğin ve yeni şiddet biçimlerinin tekrar tekrar ortaya çıktığını okuyor, tanık oluyoruz" diye konuştu. Kadın katliamlarına dair yürütülen soruşturmaların etkin yürütülmediğini ve yasaların uygulanmadığını ifade eden Polat, cezasızlık politikasına tepki gösterdi. 
 
Polat, kadın kırımı politikalarının Kürt kentlerinde daha pervasızca yürütüldüğüne işaret ederek, "Kürt kadınları, sadece cinsiyet temelli değil, dili, ırkı, kimliğinden dolayı çoklu ayrımcılığa ve şiddete maruz bırakılmaktadır. Kadın ve Kürt düşmanı politikalar, toplumları kutuplaştırmakla kalmayıp, kentlerimizdeki resmi, gayr-ı resmi, paramiliter yapılar içerisindeki üniformalı, silahlı erkekler tarafından, devletten aldıkları cesaretle, düşmanca ve pervasızca, Kürt kadınlara karşı her türlü şiddeti uygulamakta ve bu anlayışlarını mahkeme salonlarında gerekçelendirerek savunmaktadırlar. Siyasal iktidarın cinsiyetçi, ırkçı, yerli, milli, söylem ve uygulamaları kadınları açık hedef haline getirmektedir" ifadelerini kullandı. 
 
KATLEDİLEN TUTUKLU KATLEDEN SERBEST 
 
İktidarın kadınları açık bir şekilde hedef haline getirdiğine dikkati çeken Polat, "Savaş ve yıkımın gerçekleştiği coğrafyamızda, toplum kırımı gerçekleştirmek amacıyla, kadınlar öncelikle hedef seçilmişlerdir. Yaşanan bu olayların münferit olmadığını ve tek bir failin tutuklanması ile son bulmayacağını, çeteci bir örgütlenme ile sistematik olarak üretildiğini biliyoruz. Bu kirli anlayışın bir devlet politikası olarak üretildiğini, faillerin göstere göstere idari ve yargısal tüm mekanizmalar tarafından korunduklarını, desteklendiklerini, sırtlarının sıvazlandığını biliyoruz" şeklinde konuştu. Polat, meşru savunma haklarını kullanarak kendilerine işkence uygulayan erkekleri öldürmek zorunda kalan kadınların ağır cezalar aldığını belirterek, şiddet uygulayan erkeklerin ise kimi yasal düzenlemelerle serbest bırakıldığını kaydetti. 
 
ERKEK-DEVLET SUÇ ORTAKLIĞI
 
Devletin cezasızlık politikasıyla şiddet cinayetlerin suç ortağı olduğunu dile getiren Polat, "Çocuk istismarcılarına af isteyen, kadınları ve kız çocuklarını kendilerine tecavüz eden erkeklerle evlendirme niyetinde olanlarla, İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçilmesini isteyenler bu cinayetlerin suç ortağıdır" dedi. Kadınların özel savaş politikalarıyla hedef alınmasını kabul etmediklerini vurgulayan Polat, "Tüm bu politikalarla kadınların biat ettirilmeye çalışılmasının karşısında öfkeliyiz ve mücadelemizi kararlılıkla büyüteceğiz" mesajı verdi.
 
Açıklama, "Jin, jiyan, azadî (Kadın, yaşam, özgürlük)" ve "Bijî berxwedana jinan (Yaşasın kadınların direnişi)" sloganlarıyla son buldu.