ANKARA - HDP 4’üncü Olağan Kadın Konferansı’na katılan delegeler, savaşa karşı ortak mücadele ve demokrasi için kadın ittifakı vurgusu yaparak, “Korku duvarlarını yıkarak ortak mücadele etmemiz şart” mesajını verdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, “Özgürlükte ısrarlı, mücadelede kararlıyız” sloganıyla 4’üncü Olağan Konferansı'nı 21-22 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdi. AKP-KDP işbirliğinde Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik sürdürülen saldırılara karşı mücadeleyi yükseltme karalılığının öne çıktığı konferansta, Kürt sorununda demokratik ve barışçıl yöntemlerin esas alınmasına dair mücadele hattı tartışıldı.Konferansa katılan delegeler, AKP iktidarının savaş politikalarına dair ajansımıza konuştu.
‘BARZANİ KÜRTLERİN DÜŞMANI’
Konferansa Batman’dan katılan Meryame Tura, sınır ötesi operasyona tepki göstererek, “Federe Kürdistan Bölgesi’nde zor bir savaş yürütülüyor. Mesut Barzani’yi kınıyorum. O ihanetçidir. Kürt olduğunu söylüyor ama değil. Onun elleri bugün Kürt çocuklarının kanında. O, Kürt halkının düşmanıdır. Türk Devleti, zaten Kürt halkına düşman. Kürtler, Türk Devleti ile ortaklaşmasın” diye seslendi.
FEDERE KÜRDİSTAN HALKINA ÇAĞRI
AKP’ye verilen her türlü desteğin silah olup Kürt çocuklarının üzerine yağdırıldığını belirten Tura, “Biz kanın dökülmesini istemiyoruz. Anneler olarak onurlu ve özgür bir barışın bu topraklara gelmesini istiyoruz. Bunun dışında bir şey istemiyoruz” dedi. Federe Kürdistan Bölgesi halkına çağrıda bulunan Tura, “Ayağa kalkıp Barzani’ye seslensinler. Bu kirli savaşın karşısında Barzani’ye, ihanetini terk etmesi, elini Kürt çocuklarının kanından çekmesi için seslensinler. Barzani bizim kardeşimiz değildir. Onun eli çocuklarımızın kanında olduğu sürece de kardeşimiz olmayacaktır. Eskiden beri ihanetçi” diye belirtti.
‘EVLERDE OTURMA ZAMANI DEĞİL’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik sürdürülen ağır tecrit koşullarına da değinen Tura, “Bugün hepimiz tecrit altındayız. Ama kadınlar olarak ayaktayız. Tüm annelere sesleniyorum; evlerinizde durmayın, bugün durma günü değil. Sokaklara, alanlara çıkalım. Çocuklarımızın kanı dökülmesin. Artık annelerin yüreği yanmasın. Kürt anneleri de Türk anneleri de ağlamasın artık. Biz bu acıyı iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.
TECRİDE VE SAVAŞA KARŞI ORTAK SES
Konferans katılımcılarından Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Ayşe Erdem, Türkiye’nin çoklu kriz içinde olduğunu hatırlatarak, “AKP-MHP bloğu, bu krizle baş edemiyor. Elindeki tek şey kutuplaştırma ve savaş politikası. Dolayısıyla sınır ötesi operasyonlarla gündem değiştiriyorlar. Bu da ekolojik yıkımlara sebebiyet verdiği gibi insanları kaybettiriyor. Bu durum ise krizin daha da derinleşmesine sebebiyet veriyor” dedi.
Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanından “savaşa hayır” diyerek, demokrasi için kadın ittifakını kurmak ve mücadeleyi yükseltmek için bir araya geldiklerini söyleyen Erdem, “Savaşa karşı ortak sesin çıkacağına inanıyorum. Çünkü savaş en çok kadınları etkiliyor. Ekonomik kriz yine en çok kadınları etkiliyor. O yüzden bununla en çok mücadele etmesi gereken kesim kadınlar. Buradan hep birlikte savaşa ve tecride karşı mücadele kararı ve savaşa karşı ‘hayır’ deyişiyle çıkacağımıza inancım tam” ifadelerini kullandı.
‘MUHALEFET İTİRAZINI YÜKSELTMELİ’
İktidarların yıllardır çeşitli dönemlerde bekalarını sürdürmek ve krizlerden çıkabilmek adına savaş politikalarına başvurduğunu dile getiren Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce de şöyle dedi: “Bu dönemde de AKP-MHP iktidarı, kriz sarmalından çıkmak ve iktidarda kalabilmek için bu yönteme başvurdu. Ama yılladır Türkiye halkları biliyor ki bu savaş politikaları her zaman emekçilerin ve halkların aleyhine olmuştur. Çünkü oraya atılan her bomba, yapılan her operasyon emekçi halklara yoksulluk ve sömürü olarak dönmektedir. Aynı zamanda bu savaş politikaları ırkçılığın yükselmesini, faşizmin daha fazla kurumsallaşmasını sağlıyor. Bu yüzden tüm muhalefet güçleri, ezilenler olarak en güçlü sesimizle ‘savaşa hayır’ demek zorundayız. Çünkü bu savaşların, ne politik ne de ekonomik ve insani anlamda bir karşılığı yok.
Kürt sorununun çözümü ancak demokratik ve barışçıl yollarla mümkün. Bunun için de tüm halkların mücadele etmesi gerekmektedir. Her zamankinden daha fazla barıştan yana taraf olmaya ihtiyaç var. Çünkü bizler bu süreçte barış mücadelesini yükseltmezsek AKP-MHP iktidarı, savaş üzerinden kendini daha fazla kalıcılaştıracak, halkı sömürmeye devam edecek. Kadın mücadelesinin gündemi de savaşa karşı barış mücadelesini yükseltmek olmalı. Çünkü savaştan en çok etkilenen kadınlar. Savaşa karşı bugün tüm muhaliflere görev düşüyor. Bu operasyonlar karşısında en önde durmak zorundayız.”
ORTAK MÜCADELE KARARLILIĞI
Konferansın en önemli gündemlerinden birinin savaşa karşı mücadeleyi yükseltmek olduğunu dile getiren Yüce, “Bir kez daha kadınlar olarak savaşa karşı barış, faşizme karşı özgürlük mücadelesinin birbirinden bağımsız olmadığını ve bu mücadelenin birlikte yürütülmesi gerektiğini vurguladık. HDP Kadın Konferansı’nda da bu bütünlülük var. Çünkü Türkiye’nin her tarafından mücadele alanlarında çalışma yürüten kadınlar konferansta buluştu. Türkiye’deki tüm mücadele dinamikleri konferansta. O yüzden, kararlılıkla önümüzdeki dönemde faşizmin kurumsallaşmasının ciddi tehlikeli boyutlara geldiğini gören bir yerden tüm krizlere karşı mücadele alanlarının bütünlüğünü savunmak zorundayız. Konferanstan da güçlü bir şekilde emeğimiz için sömürüye karşı, barış için savaşa karşı, özgürlüğümüz için demokrasi mücadelesi verme kararlılığının çıkacağından eminim” dedi.
‘KORKU DUVARLARI YIKILMALI’
Konferansa İzmir’den katılan Ayşe Özdamar ise, kirli bir savaş yürütüldüğünü ve bundan en çok kadın ve çocukların etkilendiğini vurguladı. Özdamar, “Kadınlar tecavüze ve tacize uğruyor. Ekonomik olarak daha yoksullaşıyorlar. Her gün gökyüzüne kalkan uçakları izleyip, ‘bugün acaba kimin çocuğu ölecek’ diye düşünmek bir anne için acı bir durum. Anneler artık bunu yaşamamalı. Tam da bu nedenle savaş, kadınıyla, çocuğuyla doğacak bebeklerimizi de mahvediyor. Bu nedenle biran evvel itirazlarımızı, sesimizi yükseltmeliyiz” diye belirtti.
Özdamar, şöyle devam etti: “Hangi tarafta yer alırsa alsın anneler için savaş korkunç bir şey. Sonuçta bilinen gerçek şu; en çok anneler ağlar. Bu nedenle önemli olan birlik olmak, güçleri bir arada tutmaktır. Türkiyeli annelerin de korku duvarını yıkması gerekiyor. Kürt anneleri, barış anneleri bu korku duvarını yıkmış durumda. Tüm Türkiye’de bu korku duvarını yıkmayı başarabilirsek o zaman bu savaşın durdurulmasında önemli bir güç oluşacaktır. HDP, ne kadar çok kadına ulaşabilirse, barışı ne kadar çok anlatabilirse bu savaşı durdurabilecek güce o kadar çok sahip olacaktır. Çünkü kadınların derdi aynı. Orada atılan her bomba Türkiye’nin her neresinde olursa olsun sofraya konulan lokmanın azalması demek. İnsanların artık yağ ekmek alamadığını biliyoruz. Bunu en fazla da kadınların dert ettiğini biliyoruz. Bu nedenle bir an evvel durdurulmalıdır. Yoksa hepimiz mahvoluruz.”