İSTANBUL - Adalet Nöbeti’nde polis şiddeti nedeniyle baygınlık geçiren Fince Akman, annelerin "devlet güçlüdür" diyenlerden daha güçlü olduğunu belirterek, kendilerini yalnız bırakan siyasi parti, sivil toplum ve kadın örgütlerini eleştirdi.
Hasta ve infazları yakılan tutukluların serbest bırakılması, artan hak ihlallerinin son bulması için Diyarbakır’da 16 Kasım 2021 tarihinde başlatılan Adalet Nöbeti eylemi, 9 Aralık 2021’de Van, 12 Şubat 2022’de İzmir ve 24 Mart 2022’de İstanbul’a yayıldı. İstanbul’daki eyleme ilk günden bu yana her hafta katılan 57 yaşındaki Fince Akman, diğer tutuklu yakınları Kumri Akgül, Zeynep Calıhan ve Songül İlken ile birlikte eylemlerinin 10’uncu haftasında (26 Mayıs) polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı.
Polis aracında tekmelenerek şiddet uygulanan Akman baygınlık geçirirken, polislerce itilen İlken kafasını çarparak, darp edildi. Ters kelepçelenen anneler, daha sonra götürüldükleri Çağlayan Polis Karakolu’nda sık sık polislerce taciz edildi, Kürtçe konuşmaları yasaklandı. Hastanede darp raporu alan anneler, daha sonra serbest bırakıldı.
Serbest bırakıldıktan sonra Kartal’da bulunan bir hastanede tedavi gören Akman, o gün maruz bırakıldıklarını ajansımıza anlattı.
GÖZALTI, TACİZ VE ŞİDDET
Oğlu Silivri 3 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Akman, 40 yıldır basık ve şiddet politikalarına karşı mücadele verdiğini belirtti. Her hafta Kartal’daki evinden çıkarak Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önüne gelen Akman, her defasında beraberindeki annelerle darp edildiklerini ancak tüm baskı ve engellemelere rağmen eylemi kesintisiz sürdüreceğini vurguladı.
Adalet Nöbeti’nin 7’nci haftasında da (5 Mayıs) polisler tarafından darp edilerek gözaltına alınan ve ifade işlemlerinin ardından aynı gün serbest bırakılan Akman, “Sabah erkenden uyanıp adliyenin yolunu tutuyorum. Eyleme varıncaya kadar 4 araç değiştirmek zorunda kalıyorum. Adliye önüne vardığım gibi polisler beni işaret ederek hemen etrafımı sarıyorlar ve fotoğraflarımı çekiyorlar. Her seferinde polisin bu tacizine maruz kalıyorum. Her hafta olduğu gibi bu hafta da adalet talep etmek için diğer annelerle birlikte İstanbul Adliyesi’nin önüne gittik. Eylem öncesi diğer annelerle adliyenin karşısındaki kafede oturduk. Ancak polisler bizi görür görmez etrafımızı sararak ‘burada oturmanız yasak’ dedi. Bizde ‘kafede oturmak da mı yasak’ diye cevap verdik. Bunun üzerine polisler bizi zor kullanarak ve darp ederek araca bindirmeye çalıştı” dedi.
TÜLBENTİYLE AĞZINI BAĞLADILAR
Gözaltı sırasında polisin darp, hakaret ve tehditlerine maruz kaldıklarına dikkat çeken Akman, yaşanılanları şöyle aktardı: “Polisler beni arabaya sürüklerken yere düşmemek için kafenin demirlerini tutum. Bir polis, demiri tuttuğum yere defalarca vurdu. Daha sonra başka bir polis geldi ‘Sen çekil sen güçlü değilsin ben devam ederim’ dedi. Bizi darp ederek, polis aracının içine fırlattılar. Saldırı, gözaltı aracının içinde de devam etti. Önce telefon ve çantalarımıza el konuldu. Hepimizi farklı koltuklara oturttular. Bir polis, koltuğa oturduktan sonra ayaklarımı birleştirip hareket etmemi engellerken, diğer polis ise üzerime oturarak darp etmeye başladı. Bağırınca başımdaki tülbenti alarak ağzımı bağladılar. Daha sonra başka bir polis gelerek, ensemden tutarak başımı eğmeye çalıştı ve boynumu darp etti. Diğerleri de etrafımda toplandı. O sırada nefes alamadığım için midem bulandı ve kendimi kaybettim. Kendime geldiğimde ise diğer annelerin ‘Öldürdünüz’ diye tepki gösterdiklerini gördüm. Daha sonra diğer annelere de saldırdılar.”
ANNELERİN GÜCÜ
Polisin, “Biz devletiz, devlet çok güçlüdür. Eğer bir daha gelirseniz sizi şimdi ki durumdan daha beter yaparım, sizinle görüşürüz” diye tehdit ettiğini dile getiren Akman, “Bunun üzerine bende ‘Devlet gücünü kadın ve anneler üzerinde mi kullanıyor. Eğer öyle ise biz sizden daha güçlüyüz’ dedim. Her hafta onlarca polis, silah, cop ve kalkanlarıyla dört anneyi gözaltına almak için oraya toplanıyorlar ve buna da ‘biz güçlüyüz’ diyorlar. Eğer devletin gücü buysa biz bunu tanımıyoruz. Bizi darp eden, hiçbir meşru talebimizi görmeyen ve şiddetle bastıran bir devlet nasıl bizim devletimiz olabilir. Yani onlar ne yaparsa yapsın biz mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
MÜCADELEYE DEVAM
“Bizi darp ederek, gözaltına alarak gözümüzü korkutamayacaklar” diyen Akman, gelecek hafta aynı yerde olacağını söyledi. Kendilerine yönelik bu kadar kin ve öfkenin nedeninin duyulan korku olduğunu belirten Akman, “Annelerden korkuyorlar. Onlar çocuklarımızı cezaevlerinde öldürerek, Kürtleri yok edeceklerini sanıyorlar. Çaresiz değiliz güçlü bir halkız. 40 yıldır bu baskılara maruz kalıyorum ve buna karşı bir mücadele veriyorum. Onlar bizi böyle yıldırmaya çalışıyorlar ancak onlar zulüm ettikçe biz çoğalıyoruz ve direnişimiz büyüyor” diye belirtti.
‘DEMOKRASİ’ DİYENLER NEREDE?
İstanbul’da Adalet Nöbetini sürdüren annelerin yalnız bırakıldığını, bu yüzden saldırılara maruz kaldıklarına işaret eden Akman, kadın örgütleri, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin eylemlerine karşı sessizliğini eleştirdi. Akman, şöyle devam etti: “Tek kişi de olsak direneceğiz. Fakat bu sessizliğin bu görmeme halini anlamıyorum. Yani koltuklarında oturup demokrasinden ve kadın haklarından bahsedenler nerede? Demokrasiye öncülük ettiğini söyleyenler, bu kavramları bizim için geçerli değil mi? Bunları sormak istiyorum. Her hafta gözaltına alınıyor fakat yanımızda kimseyi göremiyoruz. Bizde kadınız, anneyiz evi barkı olan insanlarız. Bu duyarsızlık hali kadınlar açısından da kabul edilebilir bir şey değil.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK
Biz haklıyız gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz. Tek kişi de olsak o meydanda adalet araya devam edeceğiz. Gördüğüm şiddetten dolayı kollarımda morluklar oluştu. Kolumun ve bileklerimin filmi çekildikten sonra darp raporu aldım. İki gündür kollarımı hareket ettirmekte zorlanıyorum. Boynum ve sırtım hala ağrıyor. Bileklerim şişmiş durumda. Yapılanları kabul etmiyoruz. Adliye kapısı önünde bizi darp ve tehdit edenlere karşı en kısa zamanda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek suç duyurusunda bulunacağız.”
MA / Esra Solin Dal