ADANA - Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi kararına tepki gösteren hukukçu kadınlar, bu kararın AİHS ve Lanzarote Sözleşmesi gibi uluslararası diğer sözleşmeleri de tehlikeye attığını söyledi.
Danıştay 10'uncu Dairesi, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ilişkin 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptal istemini reddetti. Danıştay kararına karşı oy kullanan iki üye ise kararı Anayasa’ya aykırı buldu.
Antalya Barosu avukatlarından ayı zamanda sözleşmeden çıkılma işleminin iptaline ilişkin açılan davanın duruşma sözcülerinden Aylin Onursev, sözleşmenin Anayasa'nın 90/5'nci maddesine göre usulüne uygun olarak yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Onursev, Cumhurbaşkanlığı kararıyla çekilmenin mümkün olmadığını ve kamu hukukunun temel bir ilkesi olan “yetkide ve usulde paralellik” ilkesine açıkça aykırı bir kararın söz konusu olduğuna dikkat çekti.
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER TEHLİKEDE
Onursev, Danıştaş’ın kararını şu sözlerle değerlendirdi: "Danıştay 10’uncu Dairesi’nin kararında somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurması gerekirdi. Bu duruma davacı yanlar olarak başvuru dilekçelerimizde dikkat çekmiş ve talep etmiştik. Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2 üyenin şerhine karşı 3 üyenin oy çokluğuyla aldığı kararın gerekçesinde, Anayasanın 104. maddesine göre, uluslararası antlaşmaları onaylama yetkisinin Cumhurbaşkanına verildiği savunuldu. Karara karşı oy kullanan mahkeme üyeleri ise, 'TBMM'nin uygun bulma kanunu uyarınca onaylanarak yürürlüğe giren uluslararası sözleşmelerin sadece yürütme organı işlemiyle feshedilmesi mümkün değildir' denilmektedir. Kararın Anayasa’ya aykırı olduğu açıktır. Bu kararla, sadece İstanbul Sözleşmesi değil, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Lanzarote Sözleşmesi (Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ) gibi diğer uluslararası sözleşmelerden de sadece Cumhurbaşkanı kararı ile çekilmenin yapılabilmesi bir hukuk devletinde mümkün olmaması gerekir” diye belirtti.
'İTİRAZ EDECEĞİZ'
Danıştay’ın İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na başvurarak, karara itiraz edeceklerini söyleyen Onursev, başvurucular olarak hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini, iç hukuk yolları tükenirse ve hukuka uygun olan işlemin iptali kararı verilmediği takdirde Anayasa Mahkemesi’ne gerekirse ardından da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracaklarını dile getirdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu üyesi Mehtap Sert de, Danıştay’ın kararının kadının kamusal alandan tamamen silinmesi ve cins kırımına neden olacağını söyledi. Sert, "Danıştay kadının üstün yararını görmezden geldiği gibi yasanın üstünlüğünü de görmezden gelmiştir. Cumhurbaşkanını olağanüstü yetkilerle donatmıştır. Siyasal İslam açısından ciddi bir kazanımdır" diye konuştu.
'YENİ BİR YAŞAM İÇİN...'
Kararın henüz başvuruculara tebliğ edilmediğini, tebliğden sonra İdari Dava Kuruluna başvuru yapılacağını belirten Sert, iç hukuk yolları tükenirse AİHM başvurulacağını dile getirerek, "Hukuki süreçle birlikte aynı zamanda kadınlar yaşamın her alanında sözleşmeye sahip çıkmaya , Meclis’de tekrar imzacı olmak için siyasi süreçlerin işletilmesinde başat rol oynamaya devam edecek. Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin yaşattığını deneyimleyerek öğrendi. Mücadeleleri Danıştay red verdi diye kesintiye uğrayacak, bitecek anlamına gelmez. Dün olduğu gibi bugün de yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, yeni bir yaşamı inşa etmek için birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
MA / Hamdullah Yağız Kesen