HABER MERKEZİ - Jina Mahsa Amini’nin katledilmesini kınayan KESK'li kadınlar, İranlı kadınların haykırışlarının aynı zamanda syan ve direnişin sesi olduğuna değinerek, destek mesajı verdi.
İran’da Jina Mahsa Amini’nin “ahlak polisi” tarafından katledilmesine dönük protestolar ülke genelinde sürüyor.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Adana Şubeler Platformu, Heykelli Park'ta yaptıkları basın açıklamasıyla Amini’nin katledilmesini protesto etti. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada basın metnini Büro Emekçileri Sendikası (BES) Adana Şube Başkanı Fatma Sarıoğuz Güney, okudu.
'HER BEDELİ ÖDEMEYE HAZIRIZ'
Amini’nin ölümünün ardından İran'da başlayan protestoların dünya geneline yayıldığını ifade eden Güney, "Kapitalist İslam Cumhuriyeti, mahiyeti gereği, her alanda olduğu gibi ekonomik açıdan da son derece eşitsiz bir sistemdir. Ekonomik kriz ve siyasi krizlerle, kadın bedeninin tahakküm ve baskı altına alınması sorunu çok daha kötü bir hale gelmiştir. Zorunlu örtünme meselesi gibi birçok mesele kadınların gerçekten öfkelenmesine neden olmuş ve bu öfke taşmıştır. Mahsa Amini’nin başına gelen tüm toplum için, özellikle de kadınlar için o kadar acı vericidir ki yıllardır biriken öfke taşmış ve başta kadınlar olmak üzere tüm yoksul halkın bu sistemden ne kadar darbe yediklerini görmesine neden olmuştur. İran halkı bugün bu sistemden ne kadar etkilendiğini, değişiklik arayışını ve her bedeli ödemeye hazır olduğunu göstermektedir" dedi.
'BU SES İSYAN SESİDİR'
"Direnen İran kadınlarına ve halkına destek amacıyla dünyanın dört bir yanından yükselen haykırışların isyan ve direnişin sesi olduğuna vurgu yapan Güney, “Zulme boyun eğmediğimizin ve eğmeyeceğimizin sesidir. Erkek, kadın tüm ezilenlerin sesidir bu ses. 22 yaşındaki Mahsa’nın direnişi ve mücadelesi bugün yanı başımızdaki atanamayan gencecik öğretmenlerin ya da yıllarca bin bir emekle okuyup edindikleri diplomalarına rağmen iş bulamayan yada girdikleri sınavlarda soruları çalınan milyonlarca gencimizin yada tüm gün çalışıp didinmesine rağmen çoluğuna çocuğuna bir kilo et götürmesi zaten hayal iken bir kilo meyve dahi götüremez hale gelen işçinin emekçinin, en yakınları tarafından işkencenin her türlüsüne maruz bırakılan yetmedi sokak ortasında katledilen kadınların, bir gece kararnamesi ile işinden aşından edilerek ağaç kökü yemeye mahkum edilen KHK’lıların ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz nicelerin mücadelesidir! Bu mücadele bu gün İran halkı ile birleşecektir yarın bir başka isyanla ve direnişle. Ta ki özgür ve bambaşka bir dünya inşa edilene kadar" diye konuştu.
İSTANBUL
KESK İstanbul Kadın Meclisi, İran'da Jina Mahsa Amini'nin katledilmesine yönelik İran Konsolosluğu’nun önünde bir araya geldi. Açıklamada, “Yeryüzünün her yerinde direniyoruz” pankartı açılırken, sık sık, “jin jiyan azadi”, “Kadın, yaşam özgürlük”, “İranlı kadınlar yalnız değildir”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz” sloganları attı.
Açıklamayı KESK İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Bircan Dağ okudu.
İran’da kadınların uzun süredir Molla rejimine karşı direndiğini söyleyen Dağ, İran İslam Cumhuriyeti kurulduktan hemen sonra uygulanmaya konulan zorunlu örtünmeye karşı kadınların, ‘Beyaz Çarşamba’ eylemleri yaparak direndiklerini hatırlattı. Dağ, “İran rejimi ülkede zorunlu olan başörtüsü takma kurallarını daha sıkı şekilde denetleyerek başörtüsü takmayan veya başörtüsünü ‘gerektiği gibi’ takmayan kadınlara para ve hapis cezası vererek veya gözaltına alarak sertçe karşılık veriyor. Ancak baskıcı rejim sertleştikçe kadınların mücadelesi de keskinleşiyor. Jina Mahsa Amini’nin rejimin ahlak polisleri tarafından saçının teli göründü diye katledilmesi bardağı taşıran son damladır” diye belirtti.
‘JİN JİYAN AZADİ’
İran rejimine karşı eylemlerde birçok insanın katledildiğini ve yüzlercisinin gözaltına alındıktan sonra tutuklandığını ifade eden Dağ, “Kadınların ve İran halklarının meşru direnişine yönelik İran devletinin bu amansız saldırılarını kınıyoruz. Kadınların ataerkilden kurtuluşunu sağlayacak yegane güç, mücadele ve direnişlerle dolu kadın tarihinde mevcuttur. Biliyoruz ki en çok kadınların hak ve özgürlüklerine, onların yaşamlarına kasteden bu karanlık mollalar rejimini ancak kadınının örgütlü mücadelesi sarsabilir. Kadınlar kendilerine dayatılan şeriat kanunlarını da rejimin kadın karşıtı temellerini de sorgulayarak ‘Jin, jiyan, azadi’ sloganlarıyla sokağa döküldüler. Kadınların saç telinden korkan bir rejim eninde sonunda kadınlarca yıkılmaya mahkumdur” diye konuştu.
‘DİRENMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ve baskının gittikçe arttığına dikkat çeken Dağ, “Biz KESK’li kadınlar olarak, İran’daki cinsiyetçi yasalara ve kadın düşmanı rejime karşı cesurca tavır alan ve hayatları pahasına risk alarak seslerini yükselten İran’daki kız kardeşlerimizin yanındayız. Yaşam hakkımızdan, giydiğimiz kıyafetleri seçme özgürlüğümüze kadar tüm hak ve özgürlüklerimiz için direnmeye devam edeceğiz” dedi.