DİYARBAKIR - Gurbetelli Ersöz’ün kendilerine bıraktığı mirası sürdüren Kürt kadın gazeteciler, “Gurbetelli’nin bıraktığı özgürlük meşalesiyle yürüyoruz. Eril zihniyeti tümden değiştirmeden mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Türkiye’de ilk kadın Genel Yayın Yönetmeni olan Gurbetelli Ersöz’ün, 7 Ekim 1997 tarihinde yaşamını yitirmesinin ardından 7 Ekim tarihi 2014 yılında Kürt Kadın Gazeteciler Günü olarak ilan edildi. Ersöz’ün ardılları olan Kürt kadın gazeteciler ise, tüm baskılara rağmen bıraktığı mirasa sahip çıkıyor.
Gurbetelli Ersöz’ün bıraktığı miras ve Kürt Kadın Gazeteciler Günü’ne ilişkin gazetecilerle konuştuk.
'KADIN GAZETECİLERİN ÖNCÜSÜ'
Gazeteci Nurcan Yalçın, 7 Ekim’in önemine değinerek, “Gubetelli Ersöz’ün katledilmesinin yıldönümü Kürt Kadın Gazeteciler Günü olarak kutlanıyor. Bu gün biz Kürt kadın gazeteciler için çok önemli bir gün. Çünkü kadın gazeteciliği Gurbetelli Ersöz ile başladı ve günümüze kadar devam etti. Onların başlatmış olduğu mücadeleyi özgürlük yürüyüşü olarak görüyor ve ele alıyoruz. Kürt halkı ve özelde basın çalışanlarına yönelik 90’lardaki baskı bugün de devam ediyor. Bu baskıların aslında kadın özgürlük yürüyüşüne yönelik olduğunu hepimiz biliyoruz. Gurbetelli Ersöz’ü Kürt kadın gazetecilerin öncüsü olarak görüyoruz. Bu vesileyle onu bir kez daha anıyoruz” dedi.
Bugün de özgür basın çalışanları ve özelde Kürt kadın gazetecilerin baskılarla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Yalçın, “Ne kadar saldırırlarsa ve özgür basının sesini kısmak isteseler de bu kendini var edemiyor. Kürt gazeteciler olarak çalışmalarımızı daha da güçlendiriyoruz. Bize bırakılan bu meşaleyle özgürlük yolunda yürüyoruz. Sonuna kadar da o meşale ile yürümeye devam edeceğiz. Hiçbir zaman özgür basının sesi kesilemeyecek. Birçok arkadaşımız katledildi, gözaltına alındı ve şuan birçok arkadaşımız cezaevinde tutuklu” diye belirtti.
'AÇTIKLARI YOLDA YÜRÜYECEĞİZ'
Kadın yayınlarının ve gazeteci sayısının her geçen gün arttığını kaydeden Yalçın, “Belki kadın gazeteciliği 2-3 arkadaşla başladı ama şimdi Kurdistan’ın dört parçasına yayıldı ve bugün binlerce Kürt kadın gazeteci var. Kadınlar JINHA ile başladı ve her yere yayıldı. Devlet tarafından kapatılınca JINNEWS ile yola devam edildi. Yine Jin Tv var. Hiçbir zaman geri adım atmadık. Tüm kapatılma ve saldırılara rağmen daha çok güçleniyor ve çalışmalarımızı büyütüyoruz” ifadelerini kullandı. Yalçın, şöyle dedi: “Gurbetelli Ersöz, Şilan Aras, Nujiyan Erhan, Deniz Fırat gibi sayısız Kürt kadın gazetecilerin bize bırakmış olduğu mirası öncü olarak görüyoruz. Bizim için açtıkları bu yolu yürümeye devam edeceğiz. Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar daha güçlü bir şekilde kadın özgürlüğü ve özgür basın için çalışmalarımıza daha güçlü bir şekilde devam edeceğiz.”
'ÖZGÜR BASIN SİSTEMİ DEĞİŞTİRİYOR'
Xwebûn gazetesi çalışanı Medya Bal da, gazetecilik mesleğinde kadının yerinin önemli olduğunu vurgulayarak, “Dijital medyanın bu kadar önem kazandığı bir dönemde kadın bakış açısıyla erkek sistemini değiştirmeye çalışmak bazı yönlerden imkansız gibi görünse de özgür basın bunu başarıyor. Kabul edilmeyen veya görmezden gelinen bir sürü konu bugün özgür basınla görünür oldu. Gurbetelli’nin de vurgu yaptığı gibi kimse Kürt sorununu kabul etmiyordu ama bugün gelinen noktada artık onlar da bunu kabul ediyor. Kadın bakış açısıyla yapılan haber ve programlarla kadınlar kendi benliklerine daha çok yaklaşıyor” dedi.
'HAKİKATİN SESİ OLDUK'
JINNEWS muhabiri Şehriban Aslan ise, Ersöz şahsında yaşamını yitiren tüm özgür basın çalışanlarını anarak, “4 Ekim’de Federe Kürdistan Bölgesi’nde katledilen Nagihan Akarsel’i de unutmamak gerek. Özgür basın geleneğinden gelen Nagihan Akarsel’i de minnetle anıyorum” diyerek röportaja başladı. Kürt kadın gazetecilerin iki kat zorluk çektiğine dikkat çeken Aslan, “Özgür basın, tarihten bugüne birçok zorluk, baskı, engelleme ve katliamlarla karşılaşırken, kadın gazeteciler tüm bunları iki kat yaşadı hem Kürt hem de kadın olduklarından kaynaklı. Çünkü yönetenler, kendisine karşı duran gerçekleri açığa çıkaranları daima hedef almıştır. Bunu Haziran ayında tutuklanan gazeteci arkadaşlarımızda görmek mümkün. Tehditten tutun da site engellemeleri ve ajans kapatmalarına kadar birçok zorluk ve baskıyla karşılaştık. Fakat Gurbetelli Ersözlerin geleneğinden geldiğimiz için asla geri adım atmadık tam aksine daha çok kadınların ve çocukların, Kürt ve ötekileştirilmiş halkların sesi olduk. Gurbetelli Ersözlerin, Deniz Fıratların ve daha nice basın şehitlerinin kalemlerini yerde bırakmadık” ifadelerini kullandı.
Kadınların kalemleri ve duruşlarıyla basın alanında farkındalık yarattıklarını belirten Aslan, “Kadınlar basın alanında olduğu andan itibaren eril zihniyette ve haber dilinde farklılık oluşmaya başladı. Evet, her ne kadar istediğimiz aşamaya gelemesek de en azından görüyoruz ki bir değişim çabası var. Nasıl ki insanları bu çabaya getirdiysek kadın gazeteciler olarak eril zihniyeti ve eril dili değiştirmeden mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.