İSTANBUL- Taksim’deki 20’nci Feminist Gece Yürüyüşüne gittikleri sırada gözaltına alınan 40 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması polis ablukasında görüldü.
İstanbul’da 20’ncisi gerçekleştirilen Feminist Gece Yürüyüşü öncesi gözaltına alınan 40 kişi hakkında “2911 sayılı kanuna muhalefet” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Anadolu 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada yargılanan kişilerin çoğu ve avukatları hazır bulundu.
Duruşma öncesi 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nden kadınlar, adliye önünde açıklama yaptı. Açıklamada kadınlar, “Feminist isyan her yerde, Feminist Gece Yürüyüşü yargılanamaz” pankartını açtı. Feminist Gece Yürüyüşü’nün 20’ncisi için yapılan çağrıya karşılık binlerce kadının isyanıyla beraber sokağa çıktığını dile getiren Sezen Özkan, “Bizler bir gün değil her gün isyandayız” dedi.
Açıklamanın ardından kadınlar adliyeye girdi.
DURUŞMA SALONU ABLUKAYA ALINDI
40 kişinin yargılandığı duruşmaya 9 kişilik mahkeme salonu verilmesinden dolayı yargılanan çoğu kişi ayakta kalırken, hakim Kovid-19 gerekçesiyle duruşmayı takip etmeye gelen gazetecileri ve destekte bulunmaya gelen kadınları duruşma salonuna almadı. Ancak duruşma salonu küçük olmasına rağmen polislerin salona alınması dikkat çekti. Aynı zamanda duruşma salonunun önüne de çevik kuvvet ve sivil polisler tarafından ablukaya alındı.
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada iddianame okundu.
DERHAL BERAAT İSTENDİ
Ardından söz alan tüm sanıkların avukatı Hatice Tuğba Yılmaz, her ne kadar yargılanmaya başlansa da müvekkillerinin suç unsuru teşkil eden bir fiillerinin olmadığını dile getirerek derhal beraat karar verilmesini talep etti. Bu talep dosyaya bakan savcının izinli olması gerekçesiyle reddedildi.
Devamında söz alan yargılanan kadınlardan Atike Eski, “Her gün bir kadının öldürüldüğü, şiddet faillerinin elini kolunu sallayarak gezdiği bir ülkede 40 tane kadın hayatlarını, haklarını savundukları için gözaltına alındı. Yargılanması gerekenler bizler değil bizi engelleyenlerdir” diyerek beraatını talep etti. Eski, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması’nı (HAGB) da kabul etmedi.
‘YARGILAMA HUKUKİ DEĞİL’
Daha sonra söz alan Begüm Selici, anayasal haklarını kullanmak istediklerini ancak keyfi bir şekilde gözaltına alındıklarını ifade etti. Selici de HAGB’yi kabul etmedi.
TELEFONA EL KONULDU
Selici’nin savunma yaptığı sırada yargılanan kadınlardan Sarya Özbay’ın görüntü çekmesinden dolayı telefonuna el konuldu. Görüntü çekmenin yasak olduğu gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Bu sırada avukatlar telefona el koymanın hukuksuz olduğunu belirtti.
Savunma yapan Rozerin İdin, Türkiye’de özgürlük mücadelesi veren kadınların hedefte olduğunu belirtti. İdin, “Ne yaparlarsa yapsınlar inadına direniyoruz. İsyanımızı büyütmeye devam edeceğiz. İktidarın istediği makul kadın olmayacağız” diye konuştu.
‘ŞİRİN ÜNAL NEDEN BURADA DEĞİL?’
Daha sonra söz alan Sezen Özkan, kadınları taciz eden İstanbul Emniyet Müdürü Güvenlik Şube Amiri Hanifi Zengin’in ve kendilerini darp eden polislerin değil de neden kendilerinin yargılandığını sordu. Özkan,“Nadira Kadirova’yı katleden Şirin Ünal neden burada değil? AKP’li olduğu için mi? Hande’nin katledilmesinin üzerinden 2 binden fazla gün geçti neden failleri hala bulunup yargılanmıyor? Bu soruların cevaplarını alana kadar feminist isyanımızdan vazgeçmiyoruz” diyerek beraatını talep etti.
Ardından söz alan kadınlar da kendilerinin darp edildiğini ve keyfi bir şekilde gözaltına alındıklarını, bundan dolayı üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmediklerini söyleyerek beraatlarını talep etti.
Savunmaların ardından söz alan avukat Fadime Fulya Dağlı, eylem var olmadan müvekkillerinin gözaltına alındığını dile getirerek kolluğun kadınların gerçekleştirdiği eylemlere keyfi olarak saldırdığına dikkat çekti. Dağlı, “Bu saldırılar basitçe gözaltına alma değildir. Erkek şiddetine karşı sokakta olmak isteyen kadınlara kolluğun bir görev olarak şiddet uygulayacağının gösterilmesidir. Polis şiddeti ile katledilen Jîna Amini dahil olmak üzere kadınlara yönelik gerçekleştirilen polis şiddeti birbirinin uzantısıdır” dedi.
‘SOMUT DELİL MEVCUT DEĞİLDİR’
Avukat Hatice Tuğba Yılmaz, “İddianamede ifade edilen görüntüler dosyaya ibraz edilmediği gibi yer alan fotoğraflar 3-4 fotoğraftan ibarettir. 40 kişiye karşı kişiselleştirilmiş hiçbir somut delil mevcut değildir. Müvekkillerimin beraatını talep ederim” diye belirtti.
Devamında söz alan diğer avukatlar da müvekkilleri hakkında beraat talep etti.
Ardından söz alana iddia makamı, gerçekleştirilen yürüyüşe dair yasaklama kararının olup olmadığının Emniyet Müdürlüğü’nden sorulmasını talep etti. Telefonla çekim yapan Sarya Özbay için polisler tarafından tutulan tutanağın telefonla beraber nöbetçi Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslimi için talimat verildi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Son olarak ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak olay günü toplantı ve gösteri yürüyüşünü yasaklama kararının bulunup bulunmadığının sorulmasına ve duruşmaya katılmayan sanıklar hakkında adresine göre işlem yapılmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma 3 Nisan 2023 tarihine ertelendi.