DİYARBAKIR - TJA, Türkiye’nin Güney Kürdistan’a yönelik kimyasal silah saldırılarının insanlığa karşı suç olduğunu belirterek, kadın hareketlerine saldırılara karşı harekete geçmesi çağrısı yaptı.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), Türkiye'nin Güney Kürdistan’a yönelik işgal saldırılarında kimyasal silah kullanımına dair yazılı açıklama yaptı. 14 Nisan-14 Ekim tarihlerini kapsayan savaş bilançolarına göre 2 bin 467 kez yasaklı bomba ve kimyasal silah kullanıldığı belirtilen açıklamada, “Kimyasal silah kullanımı uluslararası bir savaş suçudur. Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü (OPCW) tarafından bu silahların kullanılması, stoklanması, nakledilmesi yasaklanmıştır" hatırlatması yapıldı.
‘İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR’
Kimyasal silah saldırılarının insanlığa karşı suç olduğu ve derhal araştırılması gerektiği kaydedilen açıklamada, “Defalarca dile getirilen fakat yetkili kurumlarca araştırılıp sonuca bağlanmayan bu suç, her gün işlenmeye devam etmektedir. Bu coğrafyada yaşayan biz kadınlar başta olmak üzere, tüm topluma ve doğaya karşı işlenen söz konusu suç karşısında; Irak Bölgesel Yönetiminin ve uluslararası sorumluların kimyasal silah suçuna dair sessiz kalması kabul edilemez bir ortaklık olduğunun göstergesidir” ifadelerine yer verildi.
'İŞLENEN SUÇLAR DEVAMI’
“Bölgemizde kimyasal silahların kullanımı savaşın yıkıcılığını ve katliamlar ihtimalini arttırmakta, bu coğrafyayı paylaşan bütün varlıkları tehlikeye atmaktadır” denilen açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi: “1988’de Halepçe’de Kürtlere karşı Saddam diktatörü tarafından kullanılan kimyasal silahlar yüzünden 5 binden fazla Kürt yaşamını yitirmişti. Bugün hâlâ coğrafyanın faunasına ve florasına verdiği zararın ne denli büyük olduğu hesaplanamamaktadır. Savaşın ve kimyasal silah kullanımının kır ve kentte yarattığı sosyolojik tahribat ise devam etmektedir. Acıların hâlâ taze olduğu aynı coğrafyada; yeniden kimyasal gazların kullanımı, işlenen suçların devamı niteliğindedir.
SUÇA KARŞI SES ÇIKARMAYA…
Başta OPCW olmak üzere, uluslararası organizasyonlar ve sorumlu yönetimler, derhal yayınlanan görüntülere dair bir soruşturma başlatmalı ve kimyasal silah kullanımının sorumlularını açığa çıkartmalıdır. Savaşın getirdiği yıkım ortamından en çok etkilenen biz kadınlarız. Başta bütün kadın hareketleri olmak üzere, duyarlı kamuoyunu bu suça karşı ses çıkarmaya, kadın mücadelesinin mihenk taşı olarak anti-militarist bir tutum almaya davet ediyoruz."