VAN - İran’daki eylemlere ilişkin konuşan Rojhilatlı aktivist Anîsa Caferîmêhr, “Jin jiyan azadî” sloganının halklar arasında bir manifestoya dönüştüğünü söyleyerek, “Rejimin kadını erkek eliyle köleleştirme politikası boşa çıktı” dedi.
İran’da 16 Eylül’de “ahlak polisi” tarafından Jîna Emini’nin katledilmesinin ardından başta Rojhilat olmak üzere tüm kentlerde kadınlar öncülüğünde başlayan halk isyanı 34’üncü gününe girdi. İran’daki insan hakları örgütlerine göre, bir aylık eylemlerde ülke genelinde 20'si çocuk olmak üzere en az 200 kişi katledildi.
Rojhilatlı aktivist Anîsa Caferîmêhr, İran’da kadın öncülüğünde devam eden eylemlerde dillerden düşmeyen “Jin jîyan azadî” sloganının bir manifestoya dönüştüğünü söyledi.
'HALKLAR ASİMİLE EDİLMEK İSTENİYOR'
Caferîmêhr, eylemlerin yayılarak devam etmesinin oldukça önemli olduğunu belirterek, “Bu eylemlerin nasıl ve nerden kaynaklı çıktığını iyi bilmek gerekiyor. Yani ilk ateş Jîna Emini’nin katledilmesinden sonra başladı. Binlerce kadın türbanını yere atarak, İslam devletini kabul etmeyeceklerini söyledi ve ‘Jin Jiyan azadî’ sloganıyla eylemlere başladı. Kadınların bu eylemleri başlatmasının temel faktörü İslam rejimini istememeleri. Çünkü 43 yıldır İran İslam Devleti eliyle halklar asimile ediliyor ve bütün halkların temel insani haklarına saldırılıyor. Rejim, Fars ve Şii bir toplum yaratmak istiyor. Farklı halkları ve düşünceleri rejim kendine tehdit olarak görüyor” dedi.
AMAÇ TOPLUMU KÖLELEŞTİRMEK
İran rejiminin erkek eliyle kadınları köleleştirmek için politikalar devreye koyduğunu belirten Caferîmêhr, “İran’da İslam ve erkek-devlet anlayışıyla kadınları köleleştirmek istiyorlar. Kadınların nasıl giyinmesi gerektiğini rejim kuralları belirliyor. Kadın özgürlüğü her alanda kısaltılmak isteniliyor ve yasaklarla bunu gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bugün erkekler de rejimin baskı politikalarında kaynaklı zulme uğruyorlar. Rejim, kadın erkek yani tüm toplumu kendi kölesi yapmak istiyor. Aslında rejim politikası erkeği yetki vererek kadını himayesini altına almaya çalışıyor” şeklinde konuştu.
Rejimin sadece kadınları değil, tüm toplumu hedef aldığını söyleyen Caferîmêhr, “Bunu yaparken de İslam anlayışı adı altında yapıyor. Bu durumu kabul etmeyen kadınlar ve farklı kesimler bu rejimin uygulamalara karşı eylem yapıyor. ‘Jin Jiyan Azadî’ sloganı etrafında birleşen binlerce kişi sokaklarda her gün eylem yapıyor. Bu durum sadece kadınlar yapılmıyor. Kadınlar İran’da erkeklerden izin almadan herhangi bir iş yapamıyor” dedi.
'ERKEKLER REJİMİN POLİTİKALARININ FARKINA VARDI'
Ancak son ayaklanma ile birlikte erkek eliyle kadınları köleleştirme politikasının boşa çıktığını söyleyen Caferîmêhr, ülkede büyük bir değişim yaşandığını söyledi. Caferîmêhr, “Bu durumun da rejim politikasının bir parçası olduğunun hem kadınlar, hem de erkekler farkına vardı. Erkekler de kadınlarla ve toplumun bütün farklılıklarıyla ortak ve eşit bir şekilde yaşamak istediklerini söylüyorlar. Erkekler, ‘kadın özgür olmadan toplumun özgür olmayacağını’ çok iyi kavramışlar. Yani şunu açık bir şekilde söylemek fayda var; bu eylemlerle birlikte rejimin politikaları boşa çıktı. ‘Jin Jiyan Azadî’ felsefesi tam da bu durumu özetliyor. Eylemler sadece kadınların özgürlüğü için değil, kadın öncülüğünde bütün toplumun özgür olması anlamına geliyor” ifadelerinde bulundu.
'HALKLAR ÖZGÜR OLMAK İSTİYOR'
İran’daki ayaklanmanın toplumun özgürlüğü amacını taşıdığını belirten Caferîmêhr, “Artık halklar eşit ve ortak bir yaşam kurarak birlikte özgür olmak istiyorlar. İran’da bugüne kadar çok fazla halk isyanı oldu. Ancak bu defa İran halkına büyük bir değişim söz konusu. Şunu çok iyi anlamak gerekiyor. ‘Jin Jiyan Azadî’ haklar arasında bir manifestoya dönüşmüş. Bu anlayış, demokrasi ve özgürlük anlayışıdır. Bu anlayış Rojhilat Kürdistan’ın da başladı ama bütün İran’a yayıldı. Dünya kamuoyunda da yerini koruyor” ifadelerini kullandı.
Uluslararası kurumların artık rejim güçlerine verdiği desteğe son vermeleri gerektiğini belirten Caferîmêhr, dünya halklarının eylemlere destek vermesi çağrısında bulunarak sözlerini şöyle tamamladı: “İran halkları özgürlük, anadilde eğitim ve insanca yaşamak istiyorlar. Çağrımızı şudur; İran’da bulunan halklar ve dünya hakları ve uluslararası kurumlar rejimle birlikte yol yürümemeli. İnsanları katleden anlayışla yol yürüyen uluslararası kurumların yaptıkları kabul edilemez. Dört parça Kürdistan’da yaşayan Kürtler ve dünya haklarını da İran ve Rojhilatê Kürdistan’da gelişen eylemlere destek vermeye çağırıyoruz.”
MA / Hakan Yalçın