Nagihan Akarsel: Rojhilatlı kadınların direnişi ile gurur duyuyorum

img
URFA - Narin Roj, çalışma arkadaşı Nagihan Akarsel’in katledilmeden önce kendisine Rojhilat’taki direnişe dair, "Kadınların ‘jin, jiyan, azadî’ diyerek direnmesi beni heyecanlandırıyor. Kadınların bu direnişi ile gurur duyuyorum” dediğini aktardı.  
 
Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde 4 Ekim’de katledilen Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi akademisyen-gazeteci Nagihan Akarsel ile birlikte çalışma yürüten Zehîde Mamo ve Narin Roj, Akarsel’in mücadelesini anlattı. 
 
Zehîde Mamo, Akarsel ile 2016’da Jineoloji Araştırma Merkezi çatısı altında çalışma yürütürken Cizire Kantonu’na geçtikleri süreçte tanıştıklarını söyledi. Mamo, Akarsel’in Jineoloji alanında derin bir bilgiye sahip olduğunu ve çevresindeki kadınlara da bu bilgiyi aktardığını söyleyerek, “Arkadaşlık bağı oldukça sıkıydı. Jineolojiye olan inancı ve birikimi ise bizim feyz almamızı sağlıyordu. Jineolojiye olan sevgimizi Nagihan arttırdı” ifadelerini kullandı. 
 
NAGİHAN VE EFRİN…
 
Cizire Kantonu’ndaki Jineoloji çalışmalarının ardından birlikte Efrîn’e geçtiklerini belirten Mamo, o günleri şöyle anlattı: “Onu Efrîn’de daha yakından tanıma fırsatım oldu. Nagihan o zamanlar sosyolojik ve kadınların tarihine dair Efrîn’de çalışmalar yapıyordu. Çünkü Efrîn’in köylerini dolaştıkça oradaki tarihi kalıntıları görüyordu. Gördükçe de daha çok bağlandı. Efrîn’in her karışını bilmek istiyordu. Efrîn’in işgaline kadar oralarda kaldı. İşgalin ardından Şehba’ya geçmek zorunda kaldı.” 
 
JİNEOLOJİYE İNANCI
 
Akarsel’in Şehba’da kaldığı süreçte de kadın çalışmalarına devam ettiğini ifade eden Mamo, “O süreçte Şehba’da mülteci kampı açıldı. O zamanlar da kadın mücadelesine dair bilgiler veriyor, kadınların örgütlülüğünde büyük rol oynuyordu. O dönem Efrîn’de  Jineoloji’yi tanıyan her kadın mutlaka Nagihan’ı da tanır, onun Jineolojiye olan inancını ve sevgisini bilir. Çünkü Jineolojiyi onlara Nagihan anlattı, o sevdirdi” diye bahsetti. Akarsel ile hem Efrîn’de hem de Şehba’da tanışan kadınların birlikte çektikleri fotoğrafları sakladıklarını söyleyen Mamo, “Nagihan onların hayatında büyük bir yere sahip” dedi.  
 
Akarsel’in Kuzey ve Doğu Suriye’de mücadelesine şahit olmuş arkadaşlarından Jineolojî Akademisi üyesi Narin Roj da, Akarsel ile tanışıklığına dair, “Nagihan gibi yaşama anlam veren bir kişiliği tanımak büyük bir şanstır” dedi. Roj, “Nagihan duygu ve düşünceleri ile yaşama anlam katan, felsefik düşünen devrimci bir kadındı. Nagihan’ın enerjisinde muazzam bir şey vardı. Bunu çevresine de yansıtmayı başarıyordu. Nagihan’ın kişiliği su gibi berraktı ve hiçbir canlıya zarar vermeyecek derecede yaşardı. İdeolojik derinlik ve felsefe ile kendisini özgür yaşam gerçekliğine kavuşturmuştu” diye konuştu. 
 
Akarsel’in Federe Kürdistan Bölgesi’nde Kürt Kadın Kütüphanesi’ne dair çalışmalardan duyduğu heyecanını da paylaşan Roj, “Bu projeyle Kürt kadınlarının kaybolan tarihini stratejik bir şekilde yeniden yeşertmek ve var olan tarihi gün yüzüne çıkarmayı hedefliyordu. Aynı zamanda bu proje sayesinde kadınların kendi gücünün ve tarihinin farkına varmasına da sebep oldu. Nagihan, Kürt toplumunu özelde de Başûr halkını aydınlatmayı kendine amaç edinmişti” şeklinde konuştu. 
 
'HER SÖZÜ YAŞAM FELSEFESİYDİ' 
 
“Nagihan’ın her söylemi bir yaşam felsefesiydi” diyen Roj, Akarsel’in, “Çalışmak, özgürlüktür” sözünü hatırlattı. Akarsel’in kadınlar için çok proje planının olduğunu belirten Roj, şöyle devam etti: “Ne zaman hayallerinden ve projelerinden bahsetse gözlerinde ışık belirirdi. Dört parça Kürdistan’da da kadınlar için gizli kalmış tarihi ortaya çıkarmak istiyordu. Onun gibi devrimci bir kadının katledilmesi hepimizde mücadele etme kararlılığını artırdı ve düşmana karşı kinimizi güçlendirdi. Onun katledilmesinin ardından Kürt kadınları geri adım atmak şöyle dursun, mücadeleye daha da fazla sarıldı ve sarılacak.” 
 
AKARSEL: ROJHİLAT DİRENİŞİ HEYECANLANDIRIYOR 
 
Roj, Akarsel’in katledilmeden birkaç gün önce yaptıkları görüşmede kendisine İran ve Rojhilat kentlerindeki direnişe dair, “Rojhilatlı kadınların ‘jin, jiyan, azadî’ diyerek direnmesi beni heyecanlandırıyor. Rojhilatlı kadınların bu direnişi ile gurur duyuyorum. Rojhilat’tan yayılan o görüntüler karşısında hem çok duygulanıyorum hem de mahcup hissediyorum. Çünkü her çiçek kendi toprağında yeşerir ve kendi toprağında yeşeren çiçeğin kökleri oldukça güçlüdür. Kendi toprağında yeşeren çiçeğin üzerine ne kadar toprak atarsan at yeşermesini engelleyemezsin” dediğini aktardı. 
 
MA / Ceylan Şahinli