ŞIRNEX - HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu toplantısına katılan kadınlar, devletin biat ettiremediği halkı özel savaş politikasıyla esir almaya çalıştığını belirterek, buna karşı “Jin, jiyan, azadî” sloganı etrafında daha fazla örgütlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Kurdistan'da özel savaş politikalarına her gün bir yenisi eklenirken, Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu toplantısına katılan kadınların gündeminde özel savaş politikası da vardı.
'AHLAK KADIN EMEĞİYLE İNŞA EDİLİR'
Yerine kayım atanan Êlîh’in Hezo (Kozluk) ilçesine bağlı Kanihan (Bekirhan) Belde Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük, saldırılardan sonuç alamayan yetkililerin özel politikalara başvurduğunu belirterek, "Dünyanın neresinde savaş varsa, orada özel savaş politikaları da devrededir. İki güç veya devlet arasında fiziki savaş varsa ve biri diğerini yenemiyorsa özel savaş politikalarına başvurur. Özel savaş çok geniş kapsamlı ve sınırsız bir savaştır. Sınır ve ahlak tanımaz. Bu politikalarını medya yoluyla, okullar ve kurumları tarafından yürütülmektedir. Kurdistan da özel savaşın yürütüldüğü bir coğrafyadır. 40 yıldır devam eden bir savaş var. Bu savaşta devlet istediğini alamıyor. Tanklarla, silahlarla sonuç alamadığı için de bu politikasını kentler üzerinde uygulamaya geçirerek bir nevi intikamını alıyor. Özellikle de kadınlardan almak istiyor. Çünkü kadının öncülük yaptığı bütün devrimler dünyada yer edinmiş ve topluma hizmet eden devrimler olmuştur. Ahlaklı toplumlar kadın emeğiyle inşa edilmiştir. Bu yüzden emperyalist güçler ve özgür toplumun inşasını istemeyenler kadınlardan korkuyor. Çünkü kadınlar toplumun ve yaşamın kendisidir. Bu nedenle, özel savaşın çoğu kadınlar üzerinden uygulamaya geçiriliyor. Kadını yenerek ya da kadını güçsüz bırakarak tüm toplumu susturmak ve teslim almak istiyorlar. Bu nedenle Kürt kadınları yıllardır özel savaşın hedefi olmuştur. Bu özel savaşın da türleri var. Bu bazen ajanlık, bazen fuhuş, bazen de evlilik yoluyla gerçekleşiyor” şeklinde değerlendirdi.
'POLİTKALARA BOYUN EĞMEYİZ'
Bu politikaların amacına değinen Sönük, içi boşaltılmış bir toplumun yaratılmak istendiğini söyledi. Sönük, Kurdistan’da devreye konan özel savaş alanlarından birinin de Botan olduğunu ekleyerek, “Yıllardır bu alanda bu politikalar uygulanıyor. Bu bölgede onlarca kadın ve çocuk bu politikalarla karşı karşıya kaldı. Kadın ve çocuklar ya tecavüz ediliyor ya da sömürülüyor. Kurdistan’da devletin karakol, kalekolları ve ona hizmet eden özel savaş argümanları olan kurumlar dışında bir şey yok. Bu kurumlar özel savaşa hizmet ediyorlar. Kürt gençlerini kendi kültürlerinden uzak tutmak için yıllardır politikalar üretiyorlar. Musa Orhan gibiler mahkemeden ve devletten destek alıyor. Bizlere, ‘siz ne yaparsanız yapın geçersizdir' demek istiyorlar. Sadece bu dava değil, faili belli olan birçok dava sonuçsuz kalıyor. Sokağa çıkıp seslerini yükselten her kadını engellemek için de her şeyi yapıyorlar. Oyuncu Zeynep Farah Abdullah ve Ezgi Mola'ya verilen cezada da bizlere, 'Devlet üniforması giyen kişiye bir şey söyleyemezsiniz' mesajı veriliyor. Ama bizler nasıl ki kazanımlarımızı sokaklarda kazandıysak yine sokaklarda kazanacağız ve bu politikalara asla boyun eğmeyeceğiz" diye belirtti.
'JIN, JIYAN, AZADÎ ETRAFINDA ÖRGÜTLENİYORUZ'
Van'ın yerine kayyım atanan Ebex (Çaldıran) Belediye Eşbaşkanı Leyla Atsak da özel savaş politikalarına ilişkin “yok etme savaşı” yorumunda bulundu.
Atsak, özel savaşın nedenlerine ise şu şekilde değindi: “Ama bizler şunu çok iyi biliyoruz ki; nerede örgütlü, bilinçli bir kadın varsa devlet orayı hedefe koyarak saldırıyor. Kadınların toplumla ilişkisini kesmek istiyorlar. Kadınları yalnızlaştırıp, toplumdan soyutlamak istiyorlar. Yalnız kalan insan kendini toplumdan dışlanmış hisseder ve psikolojik anlamda sağlıklı değildir. Devlet bunu çok iyi bilir ve bu yüzden en fazla da bu politikalara başvuruyor. Kadınlar ne kadar bilinçlenirse ve kendini ne kadar geliştirirse bu devleti öfkelendiriyor. Kadınlar bunlara karşı mücadele ediyor. Ahlaki ve politik bir yaşam inşa etmek için mücadele ediyor. Kadınlar, ‘jin, jiyan, azadî’ sloganı etrafında örgütlenerek ve bu felsefeyle topluma yön veriyor.”
'YOK EDEMEDİĞİ YERE ÖZEL SAVAŞLA MÜDAHALE EDİYOR'
Yerine kayyım atanan Mûş’un Kop (Bulanık) Belediye Eşbaşkanı Eylem Saruca, “Kurdistan'da devlet artık yok edemeyeceğini ve mücadele edemeyeceğini gördüğü yerlerde özel savaş politikalarını devreye koyuyor. Devlet tamamıyla buradaki halkı sindirme, ajanlaştırma politikası yürütüyor" ifadelerini kullandı. Özel savaş politikasının bir parçasının da doğa kırımı olduğunu söyleyen Saruca, şunları söyledi: "Türkiye cephesinde en ufak bir ekolojik saldırı büyük tepkiler uyandırıyor ama söz konusu Kurdistan olduğu zaman halkta bir sessizlik hali oluyor. Cudi'de ağaçları yakıldı, ormanlar yakıldı. Yine Dersim'de ormanlar yakıldı ama güçlü bir tepki gelmedi. Ama aynı şey batıda olduğu zaman her kesimden ses geliyor. Söz konusu Kürtlerin yaşadığı coğrafya olduğu zaman halkta bir sessizlik hakim oluyor. Bu da özel savaşın bir yansıması. Çünkü özel savaş sadece kadın bedeni üzerinden, ya da uyuşturucunun yayılması değildir. Özel savaş ekolojiyle, toplumun asimile etmesiyle, kadın bedeni üzerinden birçok şekliyle kendisini gösteriyor. Çünkü bu sistem Kurdistan'da doğasından tut insanına kadar yok etme üzerine kurulu bir sistem. Bu yüzden doğamızın talan edilmesi, yakılması da bu politikaların bir parçasıdır. Bu politikalara karşı sadece Kürtler değil, bütün Türkiye toplumlarının ses çıkartması gerekir.”
'ÇÖZÜM ÖZGÜR DÜŞÜNCE ETRAFINDA ÖRGÜTLENMEK'
Yerine kayyım atanan Êlîh Belediye Eşbaşkanı Songül Korkmaz, bu politikalardan korunmak için çözümün örgütlenmek olduğunu kaydetti. Korkmaz, "Bilinçli ve toplumun iradesi haline gelen kadınlar bu özel savaş politikalarına karşı mücadele ediyor. Ancak Kurdistan'da özellikle gençlere saldırıyorlar. Aşk adı altında gençler yozlaştırıyor ve hakikatten uzaklaştırılıyor. Gençleri ideolojiden, özgür düşünceden uzaklaştırıp bu yozlaşmış politikaların ağına düşürmek için her şeyi yapıyorlar. Gençlerin bu oyunları görmesi gerekir. Bu toplumun öncüleri ve seçilmişleri olarak gençlerimizi bu çirkinliklerden çekip çıkarmak için gençlerle birlikte bilinçlendirme çalışması, örgütlenme çalışmasına daha fazla ağırlık vermeliyiz. Kadınlar bu kirliliklerin önüne geçmek için her alanda örgütlenmeli. Eğer özgür kadın fikri etrafında örgütlenmezsek her gün birimiz bu kirli oyuna dahil olmuş oluruz" şeklinde konuştu.