KESK Kadın Meclisi: Öfkemizle kadın dayanışmasını örüyoruz

img
ANKARA - KESK Kadın Meclisi, deprem bölgesinde dayanışma etkinlikleriyle gerçekleştirilecek olan 8 Mart programını açıklayarak, “Yaşamı öfke ve dayanışma mücadelesiyle yeniden örüyoruz” vurgusu yaptı. 
 
Mereş merkezli depremlerinde ardından büyük yıkımın yaşandığı 11 kentte dayanışma çalışmalarını yürüten Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında gerçekleştirilecek eylem ve etkinlik programını sendikanın Ankara'da bulunan genel merkez binasında açıkladı. 
 
KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher, depremde yaşamını yitirenlere başsağlığı dileyerek, ilk andan itibaren örülen dayanışmanın içerisinde KESK olarak yer aldıklarını söyledi. 
 
‘SUÇU ÜSTÜNDEN ATAN İKTİDAR’
 
İktidarın “doğal afet” diyerek sorumluluğunu görmezden geldiğini ve suçu doğaya attığını kaydeden Gevher, insan ve doğa düşmanı politikalarının sürdürülemeyeceğini söyledi. Gevher, “Kapitalist ataerkinin rantı önceleyen, insanı ve doğayı hiçe sayan politikaları on binlerce yaşamı sevdiklerinden, bizlerden kopardı. Siyasi iktidarın doğal felaket diyerek kendi sorumluluğunu görmezden gelen, tüm sorumluluğu doğaya atan, kader ile açıklayan tutumuna karşı bizler yaşanan kayıpların kapitalizmin doğa ve insan düşmanı politikalarının bir sonucu olduğunu, bu haliyle sürdürülebilir olmadığını söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
 
TECAVÜZÜ MEŞRULAŞTIRAN FETVALAR
 
8 Mart’ı kadınların öfke ve artan bir bilinçle karşıladıklarını dile getiren Gevher, yaşanan depremin sonuçlarını tıpkı savaşlarda olduğu gibi kadınların ve çocukların daha ağır yaşadığını belirtti. Gevher, “Başta AKP iktidarının kapitalist politikaları olmak üzere, sermayenin, kentsel rantın, liyakatsizliğin, insan hayatını hiçe sayan imar uygulamalarının sebep olduğu bu büyük yıkımın sonuçları, zaten yoksulluk kıskacında, etnik ve dinsel olarak ayrımcılığa uğrayan, bölgesel eşitsizliğe, savaşa, emek sömürüsüne ve ataerkil şiddete en çok maruz kalan kadınları daha derinden etkiliyor. Enkaza dönen kentlerden sağ kurtulabilen, yakınlarını kaybetmenin ağır travmasını yaşayan kadınlar, bir taraftan da güvenlik endişesini yaşamakta, göçe, yoksulluğa, salgın hastalıklara ve şiddet riskine karşı en savunmasız toplumsal kesimi oluşturmakta. Büyük bir felakete ve insanlık dramına sebep olan iktidar ve kurumları ise kadınlara ve çocuklara reva gördüğü gerici politikalarını hemen uygulamaya koymaktan geri durmuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı depremzede çocukların evlat edinenle evlenme engeli bulunmadığına dair tecavüz ve istismarı meşrulaştıran fetvalar verirken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kimsesiz kalan çocukları yurtlarda ve okullarda adları taciz, tecavüz, istismar ve şiddet ile anılan tarikat ve cemaatlere teslim etmekten utanmıyor” ifadelerini kullandı.
 
DAYANIŞMA VE ÖRGÜTLENME SORUMLULUĞU
 
Yaşanan depremin halihazırda süren kadın işsizliğini de derinleştireceğine dikkat çeken Gevher, dayanışma ve örgütlenmenin önemine vurgu yaptı. Gevher, şunları söyledi: “AKP-MHP iktidar bloğunun neoliberal politikalarının iş yerlerinde yarattığı güç eşitsizlikleri, yaşanan depremle birlikte artarak devam edecek. Türkiye, dünyada kadın işsizlik oranının en yüksek olduğu, kadın yoksulluğunun en fazla ve kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biriyken, deprem ile birlikte bu daha da derinleşerek devam edecek. Yaşanan deprem ile birlikte derinleşen eşitsizliklere eşlik eden yoksulluk, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de birleşince önümüzde ki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında güvencesizliği, bakım yükünü, şiddeti arttıracağı aşikar. Bu süreç önümüze daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğunu bizlere yüklüyor.
 
SAVAŞA POLİTİKALARINA KARŞI MÜCADELE
 
Savaşın, yoksulluğun, cinsiyet eşitsizliğinin ve muhafazakar politikaların sonucu neredeyse her gün bir kadının katledildiği, LGBTİ bireylerin her türlü şiddete maruz bırakıldığı, haklarını savunanların cezaevlerinde rehin tutulduğu, kadın emeğinin rekabetçi, güvencesiz, esnek ekonomi politikaları dayatılarak sömürüldüğü, kadınların hukuksal haklarının gasp edildiği,  kadını sadece aile ile tanımlayan, onu toplumsal alandan dışlayan gerici-ataerkil politikaların dayatıldığı, kadını güçsüzleştiren ve erkek şiddetine karşı savunmasız bırakmayı amaçlayan bu baskıcı ve çürümüş AKP-MHP iktidar bloğuna karşı kadın mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz.”
 
8 Mart kapsamında deprem bölgelerinde KESK Kadın Koordinasyon Çadırları üzerinden çok yönlü bir çalışmayı örgütleneceğini aktaran Gevher, 2-5 Mart tarihlerinde Hatay, İskenderun, Semsûr, Mereş’in Bazarcix ve Narlı ilçeleri, İslahiye, Meletî’de kadın dayanışmasını öreceklerini söyledi. 
 
Gevher, 8 Mart’ta tüm kentlerden kadın platformları ile iktidarın patriarkal politikalarına karşı “Öfkemizle isyanımızla kadın dayanışmasını örüyor, yaşamı yeniden kuruyoruz!” şiarıyla alanlarda olacaklarını kaydetti.