Kadın belediye başkanları ile sürdürülebilir kentler

img
HABER MERKEZİ - Dünyada kadınların yönettiği belediyeler, yatırım ve projeleriyle sosyal belediyecilik ile sürdürülebilir kentleri mümkün kılıyor. 
 
Dünyada kadınların başında olduğu yönetimler, hem işleyiş hem de çözümleriyle fark yaratıyor. 31 Mart’ta gerçekleştirilecek Mahalli İdareler Seçimi dolayısıyla kadınların dünyadaki yerel yönetimler deneyimini derledik. Toplum odaklı yönetim uygulamalarıyla dikkat çeken kadınlar, sosyal belediyecilik örneğini ortaya koyuyor.
 
TARİHTEKİ İLK KADIN BELEDİYE BAŞKANI 
 
Tarihteki ilk kadın belediye başkanı bugün ki Antalya’da Kurulu Antik Perge kentinde yaşayan Plancia Magna olarak kabul edilir. Dönemin güçlü bir ailesinden gelen Magna, tüm servetini kentin imarı ve yeniden yapılanmasında harcadığı için kendisine “Dünyayı yaratan mimar” anlamına gelen “Demiourgos” unvanı verilir. “Demiourgos”, dönemin en yüksek kamu görevi pozisyonu olduğu için tarihçiler tarafından “belediye başkanı” sayılır. 
 
Modern tarihte ise ilk kadın belediye başkanı ABD’nin Kansas eyaletinin Sumner ilçesindeki Quaker köyünde 1887 yılında seçilen Susanna Salter kabul edilir. 
 
DÜNYADA KADIN TEMSİLİYETİ
 
Bu tarihten sonra belediye seçimlerinde kadınlar seçilmeye başlanırken, 2000’li yıllarla kadınların görünürlüğü arttı. Özellikle 2010 yılından sonra bu oran yükselişe geçti. Bu süreçte Amsterdam, Berlin, Roma, Paris, Sofya, Sydney, Oslo ve Dakar gibi dünya başkentlerinin yanı sıra Barcelona ve birçok önemli kentte kadınlar belediye başkanlıklarını kazandı. Belediye başkanlıklarıyla birlikte meclis üyeliklerinde de ciddi bir artış yaşandı. 
 
Dünyada yapılan son seçimlerde ise eşit temsiliyet oranını sağlayabilen sadece iki ülke oldu. Karayipler ülkesi olan Antigua ve Barbuda yüzde 66,7 ile eşit temsiliyeti aşarken, Bolivya yüzde 50,4 ile eşit temsiliyeti sağlayan ülke oldu.  Bolivya’dan sonra Tunus yüzde 48,4, Belarus yüzde 48,2 ve Senegal yüzde 47,5 ile temsil oranı yüksek ülkeler oldu.
 
BARCELONA'DA SOSYAL BELEDİYECİLİK
 
Yerel yönetimlerdeki uygulamalarıyla dikkat çeken isimlerden biri İspanya'nın Barcelona kentinde 2015-2023 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Ada Colau. Barcelona'nın ilk kadın belediye başkanı olan Colau, seçim sonrası konuşmasında “Yalnızca ilk kadın belediye başkanı değilim; işçi sınıfından gelen ilk belediye başkanıyım ve Barcelona'yı yöneten ailelerle hiçbir bağım yok" ifadelerini kullandı. İpotek Mağdurları Platformu (PAH) isimli mülksüzleştirme grubunun kurucularından ve ülkede tanınan bir aktivist olan Colau, başkanlığı döneminde binlerce sosyal konut inşa ederken kentin yeşil yapısını koruyarak, hem sosyal hem ekolojik bir belediyecilik anlayışı geliştirdi. Evsizlere yönelik akıl sağlığı hizmetleri ve programları dahil olmak üzere genel sosyal harcamalarını yüzde 50 arttırdı, vergi kaçakçılığına son vererek, büyük şirketlerden 150 milyon Euro’yu geri aldı.
 
Sürdürülebilir bir kamu enerji şirketi, kamuya ait bir diş kliniği ve kentin ilk LGBTQ merkezini kuran Colau, göçmen ve mülteciler için kooperatif işletmeleri kurdu. Aynı zamanda Barcelona'yı bir “Sığınma şehri” ilan ederek, belediye hizmetlerini mültecilere yönelik genişletti, iltica politikasında yerel bir rol üstlendi. Göçmenleri kabul eden bir Avrupa kentleri ağını teşvik etti. 2020'de iklim acil durumu ilan eden Colau, karbon emisyonlarını azaltmak için yaklaşık 600 milyon Dolar taahhüt etti. 103 maddelik iklim planı; bisiklet yollarının güçlendirilmesini, kirletici araçlara kısıtlama getirilmesini, kent bahçelerinin genişletilmesini, kamuya açık güneş panellerinin kurulmasını ve sürdürülebilirlik standartlarının kamu sözleşmelerine dahil edilmesini içerdi. Bu süreçte birçok zorlukla karşı karşıya kalan Colau’nun özellikle özelleştirilen su tedarikçisini "yeniden belediyeleştirme" çabaları meclis üyeleri tarafından engellendi.
 
DAKAR’DA SAĞLIK YATIRIMLARI 
 
Senegal’de, 2018 yılında başkent Dakar’ın ilk kadın belediye başkanı seçilen Soham El Wardini, "En Etkili 100 Afrikalı Kadın" arasında yer aldı. Bir dönem başkanlık yapan Wardini, Küresel Aktif Şehir (GAC) programına katılarak, nüfusun yaşam koşullarını iyileştirmek ve gençlerin katılımını güçlendirmek için adımlar attı. Hedefini hijyen, sağlık ve eğitim; eşitlik ve katılım; temizlik ve ekoloji; bölgeler ve toplum; gibi 4 başlıkta toplayan Wardini, özellikle sağlık alanında yatırımlar yaptı. Kalp-damar hastalıkları ile rahim ağzı, meme ve cilt kanserlerinde yaşanan artışa karşı iletişim ve sağlık bilincine vurgu yapan Wardini, koruyucu sağlığa odaklanmasını sağladı. Kovid-19 pandemisi döneminde sağlık eylemlerine ağırlık verdi. Öte yandan altyapı ve kentsel ekipmanlarla ilgili adımlar atan Wardini, belediye stadyumları inşası, boğulmalarla mücadele için ilk yardım istasyonlarının inşası ve cankurtaranların sayısının arttırılması, ortaokul ve liselere 1 milyon ağaç ve 6 bin 500 narenciye ağacı dikiminin yanı sıra mahalle bahçeleri gibi projelere de imza attı.
 
STOCKHOLM İKLİM KRİZİNE DUYARLI KENT OLDU
 
İsveç'in başkenti Stockholm'da 2018 yılında belediye başkanlığına seçilen Anna Konig Jerlmyr, özellikle teknoloji ve göçmen politikalarıyla ön plana çıktı. Başkanlığı sırasında Stockholm, Akıllı Şehir Stratejisi nedeniyle ödüllendirildi ve 2019'da Akıllı Şehir Dünya Fuarı Kongresi tarafından "Dünyanın en akıllı şehri" seçildi. 2022 yılında dünyanın en sürdürülebilir şehri ödülüne layık görüldü. Görev süresince, dijital inovasyon ve Kovid-19 sonrası ekonomik toparlanmadan teknoloji ve göçmen politikalarından cinsiyet eşitliğine kadar çeşitli alanlarda dönüştürücü değişikliklere imza attı. Avrupa Birliği’nin (AB) yaşanabilir şehirler girişiminin bir parçası olarak, 2030 yılına kadar iklim açısından nötr hale gelmek gibi stratejik planlar ve net iklim hedeflerini içeren yıllık iklim bütçesi oluşturuldu. Senseable City Lab Stockholm aracılığıyla ısıyı, gürültü kirliliğini, hava kalitesini gerçek zamanlı olarak ölçebilen çoklu sensörlü programları oluşturmanın yanı sıra suyun kalitesini gerçek zamanlı olarak izlemek, bakterileri ve potansiyel sızıntıyı tespit etmek için içme suyu sistemini yapay zeka ile tasarlayan projeyi hayata geçirdi.
 
Ayrıca okullardaki havalandırma sistemi, bağlantılı dondurucular ve buzdolapları da dahil olmak üzere enerji tüketimini azaltabilecek ve ısıyı düşürebilecek sensörler oluşturulurken, toplu taşıma için yüzde 40 daha iyi erişilebilirlik sağlayan akıllı trafik ışıkları projesini hayata geçirdi. Jerlmyr, aynı zamanda binaların inşaatı ve işletilmesinin küresel emisyonların yüzde 38'inden sorumlu olduğunu belirterek, binaları sensörler aracılığıyla birbirine bağlamanın bunu azaltabileceğini belirterek, projeler geliştirmeye devam ediyor.
 
WASHİNGTON'DA IRKÇILIĞA KARŞI MÜCADELE 
 
ABD'nin başkenti Washington'da göreve gelen ilk siyahi olan Muriel Bowser, 2015 yılından bu yana belediye başkanlığı yapıyor. Murial, uygun fiyatlı konut üretimini hızlandırdı, kent hizmetlerinde memnuniyeti artırdı. 2 milyar Dolar’ın üzerinde işsizlik, kira ve iş yardımı sağlayan Bowser, federal geri ödemeyi de güvence altına alarak yoksullar için sosyal iyileştirmeler yaptı. Uygun fiyatlı barınma ve evsizlik ile ilgili projelerinin yanı sıra uygun fiyatlı konut krizi konusunda federal bir eylem çağrısı hazırlamak için Ulusal Şehirler Birliği görev gücüne liderlik etti.
 
Ayrıca ilk Irksal Eşitlik Ofisi olan Silahlı Şiddeti Önleme Ofisi'ni kuran Bowser, Belediye Başkanı Marion S. Barry Yaz Gençlik İstihdam Programı’nı 24 yaşına kadar gençleri kapsayacak şekilde genişletti ve ilk Siyahi Ev Sahipliği Fonu'nu finanse etti. Yine “Koğuş 8” adıyla tam hizmet veren bir hastane projesi olan Bowser, Audi Field, Eğlence ve Spor Arenası, St. Elizabeths, Walter Reed, McMillan ve The Wharf dahil olmak üzere DC sakinleri için dönüşümsel ekonomik kalkınma projelerini gerçekleştirdi. 
 
AYRIMCILIĞA KARŞI MÜCADELE 
 
Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da 2018 yılından bu yana belediye başkanlığı görevinde bulunan Femke Halsema, sosyal belediyeciliğin yanı sıra sık sık göçmen politikalarıyla gündemde. Geçmişte yapılan köle ticaretinde Amsterdam'ın rol almasından ötürü belediye yönetimi adına özür diledi. Hollanda Parlamentosu tarafından burka yasağı getirilmesine tepki göstererek, bunu kentte uygulamayacağını açıkladı. Kadınları aşağılayan ve eşcinselliğin “günah” olduğunu savunan, vaazların verildiği camilere karşı yaptırımlar uyguladı. Halsema’nın önemli adımlarından birisi de fuhuşa sürüklenenlerin çalıştırıldığı “Red light district” (Kırmızı fener sokağı) olarak bilinen bölgede aldığı önlemler oldu. Kadınları korumayı amaçlayan Halsema, insan kaçakçılığı ve kadınların zorla çalıştırılmasının önüne geçmeyi hedefledi.
 
BAŞKENTLERİ KADINLAR YÖNETTİ
 
Norveç'in başkenti Oslo da 2015 yılından bu yana belediye başkanı olan Marianne Borgen, dezavantajlı yurttaşlar ve özellikle çocuklar için mücadele etti. Lüksemburg'un başkenti Lüksemburg da, 2013 yılının sonundan beri belediye başkanlığı yapan Lydie Polfer, kent merkezini yaya bölgesine dönüştüren projelerin yanı sıra birçok ev ve eski yapının yenilenmesi için çalışmalar yürüterek, kente yeni bir görüntü kazandırdı. 
 
Fransa'nın başkenti Paris’te Anne Hidalgo, Almanya'nın başkenti Berlin'de Franziska Giffey, İtalya'nın başkenti Roma'da Virginia Raggi, Kolombiya'nın başkenti Bogota'da Maria Fernanda Campo ve Clara Lopez Obregon, Şili'nin başkenti Santiago'da Irací Hassler, Bulgaristan'ın başkenti Sofya’da Yordanka Asenova Fandakova, Tunus’un başkenti Tunus’ta Souad Abderrahim, Irak'ın başkenti Bağdat’ta Zekra Alwach, Romanya’nın başkenti Bükreş'te Gabriela Firea, Meksika'nın başkenti Meksiko'da Claudia Sheinbaum belediye başkanlığı yaptı.
 
MA / Tolga Güney