Mersin Kadın Platformu: Medeni Kanun değişikliğine izin vermeyeceğiz

  • kadın
  • 18:03 17 Şubat 2024
  • |
img

MERSİN – Mersin’de kadınlar, iktidarın Medeni Kanun’a dair yapmak istediği değişikliğin kadınların haklarına ve özgürlüklerine bir saldırı niteliği taşıdığını belirterek, bu değişikliğe izin vermeyeceklerini vurguladı.

Mersin Kadın Platformu, Medeni Kanun’un kabulünün 98’inci yıldönümünde Özgecan Aslan Barış Meydanında basın açıklaması yaptı. “Kutsal aile bir yalan. Hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz” pankartının açıldığı açıklamada “Hayatlarımız ailelerinize sığmaz”, “Ailede şiddet var” dövizleri taşındı. “Erkek vuruyor, devlet koruyor”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganlarının atıldığı açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mersin Milletvekili Perihan Koca, DEM Parti Akdeniz Belediyesi Eş Başkan adayı Nuriye Arslan da katılım sağladı.
 
‘ANAYASAL GÜVENCE ORTADAN KALDIRILACAK’
 
Platform adına basın açıklamasını okuyan Mimoza Kadın Derneği Başkanı Çiğdem Göksoy,  Medeni Yasa’nın yeniden tartışmaya açılmasının kadınların haklarına, özgürlüklerine yapılan bir saldırı olduğunu belirterek, yasada yapılacak değişiklikler ile başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere toplumun bütün kesimlerinin anayasal güvencesinin ortadan kalkacağının altını çizdi.
 
ANAYASA’NIN 41. MADDESİ DE HEDEFTE
 
İktidarın, Anayasa’nın 41’inci maddesi olan “Ailenin korunması ve çocuk hakları” konusunda da değişiklik yapması gibi bir girişiminin olduğuna dikkati çeken Göksoy, bu maddedeki değişikliğin de gerek Anayasaya gerekse Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerine açıkça aykırı ve ayrımcı olduğunu ifade etti. Göksoy, “Bu değişiklik insan onuruna ve çoğulcu demokrasiye saldırı niteliğindedir” dedi.
 
‘DAYATTIĞINIZ AİLEYİ DEĞİL HAYATI İSTİYORUZ’
 
İktidarın LGBTİ+ düşmanlığı üzerinden Medeni Kanun’u hedefine koyduğunu aktaran Göksoy, son olarak şunları söyledi: “Nafaka hakkımızı tartışmaya açarak bizleri kendi kafasında yarattığı ‘kutsal aile’ye hapsetmeye çalışıyor. Bizi hapsetmeye çalıştığı ailede şiddete uğruyoruz, öldürülüyoruz, emeğimiz sömürülüyor. Dini referanslarla hayatımız kuşatılıyor, erkek şiddeti meşrulaştırılıyor. Bize dayattığınız aileyi değil hayatı istiyoruz.”