İktidar-yargı ortaklığı kadına yönelik suçları arttırıyor

İSTANBUL - İktidar ve yargının "cezasızlık" politikası kadına yönelik suçları arttırıyor. ÖHD Kadın Komisyonu üyesi Yasemin Soydan, "Faili koruyan bir yaklaşım sergileniyor” dedi. 
 
Yaşamın her alanında üretilen şiddet, AKP’nin iktidara gelmesiyle başka bir boyut kazandı. Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidar kanadından kadınlara ilişkin sarf edilen sözler erkeği cesaretlendirirken, toplumda kadın karşıtlığının oluşmasına neden oldu. Bu politikaların en fazla yansıdığı alanlardan biri de yargı. Mahkemelerde uygulanan “iyi hal” ve “takdir” gibi indirimlerle failler cezasızlıkla ödüllendirilerek, yeni katliamların önü açıldı.
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Komisyonu üyesi avukat Yasemin Soydan, artan şiddet ve kadın katliamlarında iktidarın ve yargının rolüne dikkat çekti. 
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDEN FESHEDİLDİ?
 
AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana kadınların aleyhine adımlar attığını belirten Soydan, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini örnek olarak gösterdi. Soydan, sözleşmenin şiddete karşı kadınların haklarını koruduğunu belirterek, “Kadının ev içinde maruz kaldığı şiddeti tanımlayan, daha da detaylandıran, dolayısıyla kadının haklarını koruyan, iyileştirici uygulamalar sağlayan bir sözleşmeydi. Kadınları korumak için getirilen bu sözleşmenin feshedilmesine hiçbir mantıklı açıklama yapılamaz. Bu bize sözleşmenin maddelerinin, iktidarın zihniyetine ters geldiğini gösteriyor” dedi. İktidarın kadına dönük bakış açısının salt İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesiyle sınırlı olmadığını belirten Soydan, “Örneğin 6 Şubat depreminden sonra ‘kayıp çocuklar’ gündeme geldi. ‘Çocuklara ne oldu?’ şeklinde tartışmalar sürerken, Diyanet İşleri Bakanlığı ‘evlatlık ile evlat edinen arasında evlenmenin mümkün olduğuna’ ilişkin bir açıklama yaptı. 2022 tarihinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yaptığı bir açıklamada, cinsel istismar suçlarında ‘küçüğün rızası’ diyerek, yeni bir tartışma başlattı” diye belirtti. 
 
İKTİDAR VE YARGI ORTAKLIĞI
 
Kadınlara dönük ayrıştırıcı tutumun iktidarın politikalarıyla sınırlı olmadığını vurgulayan Soydan, bu noktada yargının rolüne dikkat çekti. İktidarın kadın düşmanı politikalarının yargı kararlarına da yansıdığını belirten Soydan “Örneğin bir kadın cinayetinde genellikle suç işleyen faili koruyan bir noktada duruyorlar, cezasızlık politikası işletiyorlar. Düşünün hukuk literatüründe ‘cezasızlık’ diye bir kavram ortaya çıkmış. Çünkü yargının kadının sorunlarına cevap olduğu örnekler çok az. Daha çok faili koruyan, mağduru daha da mağdur eden bir yaklaşım sergileniyor” şeklinde konuştu. 
 
ÖHD Kadın Komisyonu üyesi Yasemin Soydan
 
“Yargı, kadının uğradığı şiddet, yoksun kaldığı özgürlük ve haklar kapsamında bir yorum geliştirmiyor” diyen Soydan, buna karşı kadına yönelik her türlü şiddeti kayıt altına alan ve iktidarın politikalarını teşhir eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) hedef alındığını hatırlattı. Soydan, “Platform, kadın cinayetlerini aktif bir şekilde takip edip, buna karşı bir mücadele geliştirmesine rağmen ‘ahlaka ve kanuna aykırı’ olduğu gerekçesiyle davalık oldu. Kadınlara açılan dava gerekçeleri iktidarın zihniyetini ortaya koyuyor” dedi. 
 
KADIN MÜCADELESİ ‘TEHLİKELİ’ BULUNUYOR
 
Toplumda yaratılmak istenen kadın düşmanlığına karşı bugün birçok kadın hareketinin mücadele yürüttüğünü söyleyen Soydan, bu durumun iktidarda rahatsızlık yarattığını kaydetti. Kadın özgürlüğünü amaçlayan hareketlerin bu nedenle iktidar tarafından kriminalize edilmeye çalışıldığını vurgulayan Soydan, “Kadın sorunu, ev alanından iş alanına, her noktada çok derine işlenmiş bir sorun. Dolayısıyla yaşamın her noktasını tartışmaya açmamız gerektiği fikri, iktidarda aykırılığa yol açıyor. İktidar, ‘Ben her alanda yeni düzenlemeler yaparım, yeni genelgeler düzenlerim, sen ise bunu kabul edeceksin, tartışmaya açmak gibi bir şey söz konusu’ değil mesajını veriyor. Bunun önüne kadın platformları ve sivil toplum örgütleri geçiyor. İktidarın, ‘Üzerinde düşünmemen gerekiyor, mutlak şekilde kabul etmen gerekiyor’ şeklinde bir yaklaşımı söz konusu iken, bunu dışlayan kadının mücadelesi ise ‘tehlikeli’ bulunuyor” ifadelerini kullandı. 
 
Soydan, şöyle devam etti: “Biz kadınlar olarak en iyi yönetimi de, en iyi sözleşmeyi de, en iyi hukuku da oluşturabiliriz, anlaşılmayan nokta bu aslında. Kadın için çözülmesi gereken noktalar sadece ev alanıyla sınırlı kalıyor. Kadınlar olarak her alanda söz sahibi olduğumuzu belirtiyoruz.  8 Mart bizim için bu yönüyle bir sembol. Dolayısıyla hepimiz heyecanlıyız, tüm kadınların 8 Mart’ını kutlarken, kadın mücadelesinin hiç bitmeyeceğini belirtmek isterim.” 
 
MA / İbrahim Irmak