Araf Tiyatro 10 yıldır ‘özgürlük’ arayışında

img

BATMAN - Birçok Kürtçe oyunla 10 yıldır Batmanlı seyirciyle buluşan Araf tiyatro grubunun kurucularından Murat Korkmaz, “Tiyatro bir özgürleşme aracıdır. Arayışın en güzel yoludur” dedi.

2002 yılında Siirt’in Baykan ilçesinde tek kişilik oyunlarla tiyatro yolculuğuna başlayan ve 2008 yılında “Araf” ismini verdikleri tiyatro topluluğunu kuran tiyatrocu Murat Korkmaz, “Tiyatro bir özgürleşme aracıdır. Arayışın en güzel yoludur” dedi.
 
Tiyatro topluluğuna verdikleri Araf isminin tarafsızlık üzerinden bir tanımlama olmadığını dile getiren Korkmaz, “Araf, iktidarların sana dayattığı cezadan korkmadan günah işleyebilme lüksüdür ya da ödülünü almayı reddederek günah işlememeyi benimsemektir. Araf’ın kelime anlamı da cennet ile cehennem arasındaki yerdir. Biz de dedik ki ne cennete ne de cehenneme gidelim o arada kalalım. Başka bir tanımlamada da çocuklar ve delilerin gittiği bir yerdir Araf. Biz de sanat yapacaksak çocukluğumuz geçti ona dönüş adına sanat yapıyoruz. Bir de biz bu toplumun delisi olalım ve Araf’ta kalalım diye bu ismi koyduk” dedi.
 
‘KÜRTÇE TİYATRO YAPIYORUZ’                                     
 
Halktan gelen “Neden Kürtçe tiyatro yapmıyorsunuz?” eleştirileri üzerine böyle bir arayışa girdiklerini belirten Korkmaz, Kürtçe oyun sergilemenin kendilerinde bir özgüven yarattığını aktardı. Yazar Muhsin Özdemir’in Kürtçe’ye çevirdiği ve Kürtçeye uyarlama yönetmenliğini ise tiyatrocu Miheme Porgebol’un yaptığı Gogol’un Bir Delinin Hatıra Defteri eserini Batman’da oynadıklarını söyleyen Korkmaz, “Bir Delinin Hatıra Defteri oyununu öncelikle Batman’da oynadık. Ardından turne kapsamında Ankara, İstanbul, Eskişehir, Diyarbakır ve Van’da sergiledik. insanların yoğun ilgisi vardı. Eskişehir’de ilk defa insanlar Kürtçe tiyatro izledi. Seyirciler oyundan sonra bize sarılarak mutluluklarını ifade etti. Bu yüzden tiyatroda sayısal çoğunluktan çok seyircilerin yaklaşımına önem vermek gerek” diye konuştu.
 
‘ATÖLYE ÇALIŞMALARI YAPIYORUZ’
 
Yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Korkmaz, Kafka’nın “Akademi İçin Bir Rapor” isimli yapıtını Kürtçeye çevirerek iki haftadır oynadıklarını söyledi.  Korkmaz, oyunda bir maymunun insanlaşma sürecinin anlatıldığını belirterek, “Bir maymundan bir maymunu çıkardık insan kaldı. Şimdi insandan insanı çıkartırsak ne kalır hakikaten bilmiyoruz. Bu sorumuzun cevabını da oyun oynama sürecinde arayacağız” şeklinde konuştu. Bunun yanı sıra Pazar günleri tiyatro atölyesi düzenlediklerini belirten Korkmaz, farklı sanat disiplinlerini bir araya getirecek bir çalışma yapmak istediklerini kaydetti. 
 
‘BATMAN’I JAPON DANSI BUTOH’LA TANIŞTIRDIK’
 
Japon dansçı Takayoshi Sakabe ile Nagasaki ve Hiroşima'nın bombalanması ardından geliştirilen, Japon halkının acılarını ve bombalama sonrasında insanların vücudundaki değişimi anlatan "Karanlığın dansı" anlamına gelen Butoh dansını ilk defa Batman’da sergilediklerini ve bunun için Araf Tiyatrosu’nun tüm oyuncularının özel ders aldıklarını hatırlatan Korkmaz, “Bizler açısından da Batmanlılar için de heyecan verici bir deneyimdi” diye belirtti. 
 
‘TİYATRO BİR ARAYIŞTIR’
 
Tiyatroyu bir arama biçimi olarak değerlendiren Korkmaz, “Bir şey arıyorsun. Ne olduğunu bilmiyorsun. Yani yerinde oturmaktan ziyade tiyatro seni yerinden kaldırıp harekete geçiriyor. Şimdi ne arıyorsun derseniz ben zaten onu tanımlamış oluyorum. Bunu da bulmuş olacağım için ne aradığımın da bir kıymeti kalmıyor. Ancak tiyatronun arama noktasında iyi bir disiplin olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
 
‘İNSANLAR YIĞIN DEĞİLDİR’
 
Tiyatroda insanların bir yığın ve matematiksel bir şey olmadığını hissettirmeye çalıştıklarını dile getiren Korkmaz, “Tiyatro yaptığınız zaman farkındalık yaratırsınız, sahneye çıkarsınız, bir başkası olursunuz bir başkasını oynarsınız. Bu da sizi zihinsel olarak geliştirir. Hangi sanat disiplini olursa olsun şu an yapmamız gereken herkesin değerli ve önemli olduğunu bir yığın olmadığını göstermektir. Matematik veya istatistik değildir insan. Tiyatro her ne kadar bir gösteri sanatı olsa da amacı bunu göstermekten ziyade insanlara değerli olduğunu hissettirmektir. Bunu da kapıda karşılarken, sahnede dekoru, kurgusu, işini titizlikle yaparak ‘sen değerlisin’ hissi vermek önemli. İnsanlara bir gecede onlarca insanın ölmesinin anormal bir şey olduğunu hissettirmemiz lazım” diye konuştu.
 
‘TİYATRO ÖZGÜRLEŞME ARACIDIR’
 
Tiyatroyu özgürleşme aracı olarak değerlendiren Korkmaz, tiyatronun hayatta kalmak refleksi olduğunu ifade ederek  her şeyin kabalaştığı ve kimsenin kimseyle empati kurmadığı bir ortamda tiyatro yapmanın önemli olduğuna vurgu yaptı. Korkmaz, tiyatroyu bir meslek olarak görmediğini ve 15 yıllık oyunculuk hayatında tiyatro yapmanın hayatı daha çok anlamlandırdığını ve yaşanılır kıldığını da sözlerine ekledi.
 
‘SAHNEYE ÇIKMAK YETMİYOR’
 
“Tiyatro yapan bir insanın sahneye çıkması yetmiyor. Tiyatroyla ilgilenen bir kişinin siyaseti, felsefeyi,  bilimi bilmesi gerekiyor ki sahneye iyi bir çözümleme getirebilsin” diyen Korkmaz, insanlara “Sanat yapın” tavsiyesinde bulunarak son olarak ise ustam dediği hocası Halit Karaata’nın şu sözünü hatırlatıyor: “O derdi ki meslek sahibi olmanız yetmiyor mesleğinizin önüne bir sanat ismi koyabilirsek memleketi daha yaşanır kılabiliriz.”
 
MA / Sonya Bayık