‘Savaşa karşı enstrümanlarımız silahlarımız olmalı’

img

İSTANBUL - Efrin saldırısına karşı direniş içinde olunması gerektiğini söyleyen MKM sanatçılarından Talat Yeşil, “Sanatçı bunu enstrümanıyla, yazar kalemiyle, sinemacı kamerasıyla, dansçısı dansıyla direnişi sergileyecek. Elimizdeki mesleki argümanlar bizim direniş silahlarımız olacak“ dedi.

Efrin'e dönük saldırı 24'üncü gününde devam ediyor. Kobanê direnişi döneminde kurdukları Özgür Sanatçı Girişimi ile sanatın halkın ve barışın sesi olduğunu söyleyen girişim üyesi sanatçılar sınır hattı boyunca Kobanê halkı ile dayanışma gösterdi. Efrin için de aynı dayanışma ruhunun gösterilmesi gerektiğine çağrı yapan sanatçılar, sanatın barış ve özgürlükten yana olduğunu söyledi.
 
‘EFRİN’E SAHİP ÇIKMAK GEREK’
 
Sanatçı ve aydınların hükümetin kıskacı altında olduğunu ifade eden MKM sanatçısı Çiya, “Tüm baskılara rağmen bir şekilde Efrin’e sahip çıkmak, daha çok örgütlenmek, mazlum halkların yanında olmak gerekiyor. Siviller öldürülürken savaş çığırtkanlığı yapmak kime neye hizmet eder. Sanatçıların kendilerini gözden geçirmeleri gerekiyor” diyerek, hükümetin yanında yer alan ve savaşı destekleyen açıklamalarda bulunan sanatçıları eleştirdi.
 
‘SANATÇILAR KENDİLERİNİ SORUMLU GÖRMELİ’
 
“Kobanê’de savaşın ne kadar yıkıcı olduğunu gördük ve ona dair sanatsal yaratımımızı dile getirdik” diyen Çiya, “Bu süreçte en çok sanatçıların kendilerini sorumlu hissetmesi, savaşın hayata kastettiğini, yıkım olduğunu daha yüksek sesle dile getirmeleri gerekir” sözleri ile sanatçılara çağrıda bulundu.
 
‘ELİMİZDEKİ ENSTRÜMANLAR BİZİM SİLAMIZ OLMALI’
 
Efrin saldırısına karşı halkın direniş içinde olması gerektiğini söyleyen MKM sanatçılarından Talat Yeşil, “Sanatçı bunu enstrümanıyla, yazar kalemiyle, sinemacı kamerasıyla, dansçısı dansıyla direnişi sergileyecek. Elimizdeki mesleki argümanlar bizim direniş silahlarımız olacak “ dedi. Yapılan saldırının güvenlikle bir bağlantısı olmadığını ifade eden Yeşil, “Bu sistemsel bir sorundur. Kapitalist sistem ve halkların savaşıdır. Bir tarafta en üst teknolojiyle, silahlarıyla hegemonya güçleriyle saldıran diğer tarafta ise kendi öz gücü ile direnen bir halk var” dedi.
 
‘SANATIN ANA DAMARI HALKTIR’
 
Sanatın özü itibari ile muhalif olduğunu söyleyen Yeşil, “Halk, sanatın ana damarıdır, halktan koptuğu anda tek tipleşen bir şeye dönüşür. Sanatçının yaşanan katliamları, gözyaşlarını görüp şarkılar yazması, film çekmesi gerekir” diyerek sanatçıların vicdanlarının sesini dinlemesi ve savaşa karşı durması gerektiği çağrısında bulundu. 
 
‘ÖNCELİĞİMİZ SAVAŞA KARŞI DURMAK’
 
Bilim Eğitim Estetik Kültür ve Sanat Araştırma Vakfı (BEKSAV) sanatçılarından İnan Söke, temel hedeflerinin halk adına sanat üretmek olduğunu söyledi. BEKSAV’ın, "Toplum için sanat, insanlık için bilim, özgürlük için politika" sloganı ile üretim yaptığına değinen Söke, “Sloganımız temelinde Kobanê’ye gittik ve orada yerimizi aldık. Birçok aydın, yazar, sanatçının yer aldığı Özgür Sanat Girişimi’ni kurduk. Çocuklara drama dersi verdik, resimler çizdik, müzik dinletileri yaptık. Bu çalışmayla çocukların yaşadığı drama tanıklık ettik ve bunu sanatımız ile yansıtmaya çalıştık” dedi.
 
Grup Vardiya’nın yazmış olduğu, "Savaşa dur savaşı durdur" ezgisini hatırlatan Söke, "Bu ezgiyi yıllardır söylüyoruz. Önceliğimiz savaşa karşı durmak ve mücadele etmek” diye konuştu.
 
‘SESİMİZİ YÜKSELTMEK ZORUNDAYIZ’
 
OHAL, KHK ve baskı koşullarının toplumsal dinamikleri ezen bir pozisyonda olduğunu ifade eden Söke, “Efrin savaşına karşıyım demek gözaltı ve baskı ile karşılık buluyor; ama bu durumu tersine çevirmeliyiz. Aydınlar, yazarlar, sanatçılar bir araya gelerek sözümüzü söylemek ve sesimizi yükseltmek zorundayız” dedi.
 
MA / Elif Çetiner