İSTANBUL - KHK ile işlerinden ihraç edilen KESK üyesi kadınların, ihraçlarından sonra yaşadıklarını anlatan "Hakikatin Gücü" adlı belgeselin galası yapıldı. Galaya ilgi yoğundu.
Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK), işlerinden ihraç edilen Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) kadınlarının, ihraçtan sonra yaşadıkları ve mücadelelerinin anlatıldığı "Hakikatin Gücü" adlı belgeselin galası yapıldı. Şişli'de bulunan Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen galaya, KESK, İHD yöneticileri, parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve yüzlerce kişi katıldı. Salona, "Nuriye ve Semih yalnız değildir", "OHAL kaldırılsın KHK'lar iptal edilsin", "Çocuklar ölmesin demeye devam edeceğiz, Ayşe Öğretmen yalnız değildir", "Hakikat ve saygınlık ihraç edilemez" ve "KHK'lar gidecek biz kalacağız" pankartları asıldı. Gülmen ve Özakça'nın fotoğraflarının asıldığı etkinlikte, açılış konuşmasını KESK kadın sekreteri Gülistan Atasoy yaptı. Atasoy, 10 Ekim Katliamı'nın Türkiye emekçileri ve halkları açısından bir dönüm noktası olduğunu ve o günden sonra hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığını belirterek, "10 Ekim'den sonra sadece barış isteyenlere, demokrasi mücadelesi verenlere karşı bir saldırı olmadı. Tüm topluma yönelik sistematik kötülük devreye girdi. Gerçekten de bugün topluma ve değerlerine karşı bir savaştan bahsedebiliriz" dedi.
'ZALİME KARŞI SOKAK VE MEYDANLRI TERK ETMEYECEĞİZ'
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ise galaya kutlama mesajı gönderdi. Aydoğan, "Sizlerin, KESK'li kadınların ve tüm KESK'li arkadaşlarımızın yol arkadaşı olmaktan onur duyuyorum. Zalimin zulmüne karşı geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmeyerek, kahkahalarımızla, sloganlarımızla, mücadelelerimizle hayatı özgürleştireceğiz. Yaratılan tüm karanlığa inat, dayanışma ve mücadele ile faşizmin her saldırısında nasıl daha da güçlenerek çıktıysak yola, yine başaracağız ve yine mutlaka ama mutlaka kazanacağız" dedi.
'BİZE BİÇİLEN ROLLERİ REDDEDİYORUZ'
Ardından söz alan belgeselin yönetmeni Deniz Salmanlı ise, Nuriye ve Semih'i düşünerek dinlediği bir müzikten esinlenip belgesele "Hakikatin Gücü" adını verdiğini ifade etti. Salmanlı, "Milliyetçilik, dinsel ayrımlar, toplumsal cinsiyet rollerini bize yem olarak verdiler. Hepsini reddediyoruz. Alternatifimizi, başka bir dünyayı, özlediğimiz dünyayı, küçük ölçekte ben bu belgeselde yaptığımızı düşünüyorum. O da şundan, bu belgesel bir kolektif gönüllülerin oluşturduğu bir ürün oldu" diyerek umutlarını yitirmediklerini ve vazgeçmeyeceklerini söyledi.