MERSİN – Bir araya gelerek özgürce türkülerini ve düşüncelerini Mersin Ekmek ve Gül Kadın Korosu'nda dile getiriyorlar. Kadınların varlığını insanlara aşılamak istediklerini belirten koro üyesi Merve Karataş, “Kadınlarla daha güçlüyüz demek için bir aradayız" dedi.
"8 Martlar geçiyor ama kadınların başlıca talepleri gerçekleşmiyor" diyen Mersin'deki emekçi kadınlar, 3 yıl önce bir araya gelip, Mersin Ekmek ve Gül Kadın Korosunu oluşturdu. "Kadın mücadelesi için ne yapabiliriz" sorusuyla bir araya gelen 4 kadınla başlayan koro gün geçtikçe büyüdü, canlanarak 20 kadına ulaştı. Her kesimden kadının bir araya gelerek oluşturduğu koro, fedakar bir emek süreciyle çalışmalarını sürdürüyor. Verdikleri konserle koroya mali destek sağlayan kadınlar, 10 Ekim Ankara Katliamı'nda yaşamını yitirenler anısına türküler söylerken; Barış Bildirisi'ne imza attıkları için ihraç edilen akademisyenlerin kendilerine katılarak olanlara destek veriyor.
Kadınlar bu koroda hem türkü söylüyor, hem de tacizi, çocuk istismarını, şiddeti, savaşları, geleceklerini ve daha birçok şeyi tartışıyor. "Bir şey üretmek istiyorum” diyen kadınların hepsinin tek bir merakı var. O da yan yana gelerek güçlü olduklarını görmek ve "İnsanlar ölmesin, dünyanın her yerinde barış olsun" talebidir.
‘TÜRKÜLERLE GÖNÜLLERİMİZİ BULUŞTURUYORUZ’
Mersin Ekmek ve Gül Kadın Korosu'na 2 yıl önce katıldığı belirten Mersin Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencisi Merve Karataş, müziğin insana umut aşıladığını ve koroda her kesimden kadın olduğu için koroya katıldığını aktardı. Koroya katılarak müzik alanında geliştiğini ve farklı yaşamları gördüğünü söyleyen Karataş, "Biz aslında türkülerle gönüllerimizi buluşturuyoruz. Burada sorunlarımızı mutluluğumuzu, mutsuzluğumuzu, üzüntümüzü yani her şeyimizi beraber paylaşıyoruz. Aslında biz insanların gerçek yaşamını görebiliyorsun. Oturarak işçi, emekçi, öğrenci ve ev kadınlar hakkında yorum yapmak kolaydır. Ama yaşanmışlıkları birinci kişiden dinlemek insanda büyük bir etki yaratıyor” dedi.
‘BU BİR KADIN MÜCADELESİ’
Geçmişten bugüne kadar kadınların ikinci sınıfa itildiğine dikkat çeken Karataş, “Sistem tarafından bir meta olarak görülüyoruz. Kadınlar yeri geldiğinde bir çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ya da süpürge makinesi olarak görülüyor. Ama hiçbir zaman kadın olarak görülmedi. Aslında burada kadınların varlığını insanlara biraz daha aşılamak, evet biz buradayız, biz bunu yaparız. Birleşerek daha güçlüyüz demek için bir aradayız” diye konuşu. Karataş, “Sadece türkü söylemek değil kendimize ola güven arttı. Her yerdeyiz. Eylemde, sahnede ve sokakta da oluruz. Aslında bu bir kadın mücadelesi” diye konuştu.
‘KADINLARIN BİRLEŞMESİ GEREKİYOR’
Çok şey istemediklerini fakat insanlara göre çok şey istediğini belirten Karataş, kadın ve erkek eşitliğini istediklerini dile getirdi. "Barışın suç sayılmadığı bir dünya istiyorum" diyen Karataş, kadınların şiddete, tacize ve tecavüze maruz kaldığı bir dünyada olduklarını belirtti. Kadınların birleşmesi gerektiğini ifade eden Karataş, "Bu zihniyete ancak biz birliğimizle, dayanışmamızla yok edebilir ve haklarımızı tekrar ancak öyle elde edebiliriz” dedi. Kadınların; tecavüz, taciz ve katledilmelere karşı bir gelmesini gerektiğini aktaran koro üyesi Evin Doğan, "Birlikte bir şeyler üretiyoruz. Farkı yaşamları öğreniyoruz. Birlikte nasıl güçlü olduğumuz görüyoruz. Koroya iyi ki katıldım" dedi.
‘ACABALARIN OLMADIĞI BİR DÜNYADA YAŞAMAK İSTERİM’
Kendilerine zaman ayırmak için koroya geldiğini ifade eden koro üyesi Cemile Topaloğlu, kadınların evden çıkması ve yaşamında bir sıkıntı olduğunda çevrede birilerin olduğunu görülmesi gerektiğini belirtti. Sadece türkü söylemek için biraya gelmedikleri söyleyen Topaloğlu, “Gündemi irdelemek, konuşmak ve bir sıkıntımız varsa onları söylüyoruz. Birbirimize bir şeyler aktarıyoruz" ifadelerini kullandı. Kime sorarsanız güzel bir dünyayı hayal ettiğinin altını çizen Topaloğlu, "Şiddetin olmadığı, savaşın olmadığı yani acabaların olmadığı bir dünyayı yaşamak isterim” dedi.