İsmail Beşikçi Vakfı bünyesinde bir süredir düzenlenen sinema seminerleri kapsamında yönetmenliğini Jano Rosebiani’nin yaptığı ve Halepçe Katliamı’nın etkilerini merkezine alan ‘Jiyan’ (Yaşam) isimli film izletildi. Vakfın Beyoğlu’nda bulunan binasında yapılan gösterimin ardından Kürt sineması ve tarihsel gelişimi üzerine tartışma yürütüldü. Seminerlerin yürütücüsü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyen Sebahattin Şen, etkinliği Kürt sinemasının anlaşılmasını sağlamak amacıyla düzenlediklerini söyledi.

 

‘HEDEF METİNLERİN İÇİNE GİRMEK’

 

Kürt sinemasında pek çok film yapılmasına rağmen bunlar hakkında çok fazla konuşulup tartışılmadığına dikkat çeken Şen, “Kürtlerin bir devleti olmadığı için sineması da yetersiz kalmıştır gibi çok kategorik, kolaycı tespitler var. Bu popüler yargılardan kurtulmak istedik. Kürt sinemasını hangi yöntemlerle anlamamız gerekiyor noktasında da eksiklik hissiyatı vardı… Bu seminerlerde tek tek Kürt filmleri üzerinden metinlerin içine girmeyi hedefliyoruz” diye belirtti. 

 

‘VARLIĞA İŞARET EDİYOR’

 

Kürt sinemasının Kürt sorunun bir sonucu olduğunu vurgulayan Şen, şöyle devam etti: “Kürt sineması varlığa işaret eden bir şeydir. Görünür olma arzusunun biçimlenmiş halidir. Kürt sorununu düşünmeden Kürt sinemasını anlayamayız. Bir sorun etrafında kuşatılan sinema olunca o sorunun bin bir çeşit lehçesi filmler üzerinden takip ediliyor. Bir bakıyorsunuz kendinizi Halepçe’de, bir bakıyorsunuz bir gerillanın peşine takılmış bir kamerada, bir bakıyorsunuz kendiniz İstanbul’da bir öğretmenin annesiyle olan ilişkisinde buluyorsunuz.” 

 

Film gösterimi sonrası Halepçe Kürtler için ne ifade ediyor. Halepçe’yi Kürtler yeteri kadar düşünebildi mi? gibi sorular üzerinden tartışma yürütüldü.