İZMİR - Gaziemir'de resim atölyesinde eğitim alan kadınlar, toplumsal olayları ve hayatlarını resmediyor. Çizimin ruhlarını dinlendirdiğini belirten kadınlar, içlerindeki renkliliği tuvallerine yansıttıklarını söyledi.
İzmir’deki Gaziemir Belediyesi’nin desteğiyle kadınların açtığı resim atölyesinde çoğunluğu 200’den fazla kadın resim eğitimi alıyor. Ücretsiz olarak aldıkları eğitimle; kadın, çocuk ve doğa temalarını tuvallerine yansıtan kadınlar, toplumsal olayları resmediyor. Kurs eğitmenlerinden Hatice Yazıcı, kursiyerlere öğretirken ilk resim çizdiği günün heyecanını yaşadığını söylüyor.
‘KADIN FİGÜRLERİ ÇİZİYORUZ’
Kursiyerlerin, işin sırrını çözdükten sonra ruhsal durumlarına göre kendi belirledikleri temalara yöneldiklerini dile getiren Yazıcı, “Resimlerimizde genellikle kadın figürleri çiziyoruz. Resme renk katan bir yerde duruyor kadın figürleri. İlk fırça ve kalem darbesini tuvale vurduğunuz zaman o heyecan anlatılmıyor. O yüzden daha fazla kişiye ulaşmak ve her ulaşılan kişide aynı heyecanı yaşamak önemli” dedi.
‘RENKLERİN DÜNYASINA GİRDİM’
Daha önce resim yapmayı bilmeyen kursiyer Mürüvvet Köker (65), kursa gelmesiyle birlikte 40’a yakın tablo çizmeyi başarmış. İnsanın her halini resimlerinde yansıtmaya çalıştığını belirten Köker, “Tuvale geçmeden karakalem çalışmasıyla başladım resim çizmeye. Daha sonra çizimle ilgili çok çalışmalarımız oldu. İlk resmimi yaparken renklerin dünyasının içine girdim” dedi. Resim yaparken dünyadan uzaklaştığını belirten Köker, çizimin kadının ruhunu dinlendirdiğini söyledi. Kendi yaşamlarını, mutluluklarını ya da üzüntülerini tablolara aktardıklarını belirten Köker, herkesin eline bir gün bir fırça alması ve resim çizmenin yarattığı hissi yaşaması gerektiğini tavsiye etti.
‘KENDİ DÜNYAMIZI RESİM ÇİZEREK ANLARIZ’
80 yaşındaki İrgen Varnalıer de, kursa başladıktan sonra 60’a yakın resim yaptığını söyledi. Bir günün 6-7 saatini resim yapmaya ayırdığını dile getiren Varnalıer, resim sergisi de açtığını belirtti. “İnsanlar kendi dünyalarını resim çizerek anlayabilirler” diyen Varnalıer, “Bu yaştan sonra resim yapmak benim için bir heyecan oldu. Resim boyalarımı elimden geldiğince kendi imkanlarımla temin ediyorum” ifadelerini kullandı.
‘İÇİMDEKİ RENKLİLİĞİ TUVALE YANSITIYORUM’
Kursiyer Hatice Ergen (65) de, resimlerinde daha çok kadın figürlerini çizdiğini belirterek, ironi yaptığını ifade etti. Kadınların her anlamda, şiddete, tacize ve cinsel saldırıya maruz bırakıldığına dikkat çeken Ergen, “Resimlerimde kadınları çizmeyi çok seviyorum. Kadınların üzerinde sürekli bir baskı var. Kadınlar artık her anlamda yoruluyor. Biraz da ironi çizmeye çalışıyorum ki; resimlerimde herkes kendince mesajı alsın. Bir tuvalin karşısına geçtiğim zaman bakıyorum çok keyifliyim bütün renkleri çıkartıp tuvalime yansıtıyorum. İçimdeki renkliliği ortaya çıkarıyorum. Kadına uygulanan şiddetin haddi hesabı yok. Kadını yok sayan ama kadın üzerinde kendini var eden zihniyeti çiziyorum. Kadınlar vazgeçemesin. Kadın isterse her şey yapar. Azmin elinden hiç bir şey kurtulmaz” dedi.
‘ÖZGÜRLÜĞÜN RESMİNİ ÇİZİYORUM’
70 yaşındaki kursiyer Aysun Barçın ise, parası olmadığı için ilk tuvalini kendi elleriyle tahta ve bez kullanarak yaptığını söyledi. Evinin küçük bir bölümünü de resim atölyesine dönüştüren Barçın, her işte olduğu gibi resim yapmanın da zor yönleri olduğunu söyledi. Kendisinin çizim yaptığı esnada ruh halinin önemli olduğunu belirten Barçın, toplumsal olayların yanı sıra özgürlüğün resmini ve renklerini çizmeye çalıştığını belirtti. Barçın, “Birçok şey çalıştım ve hala da tuvallerimi renklendirmeye devam ediyorum. Boyalarla renkli dünyamı renklendiriyorum” dedi.
MA / Ruken Demir – Ayşe Sürme