ADANA - Hayatını kaybeden bir köpeğin yanı başında durup, ağlayan bir başka köpeğin görüntüsüne tanıklık eden, etkilenerek fotoğraf çekmeye merak salan Mehmet Özgöz’ün bu hobisi sayesinde dünya görüşü değişti.
Adana’da yaşayan ve emekli olduktan sonra fotoğraf çekmeye merak salan Mehmet Özgöz, ilk zamanlar hobi olarak başladığı bu işte 30 yılı geride bıraktı. Kadrajına kimi zaman tarlada çalışan kadınları, kimi zaman çöp toplayan çocukları, kimi zaman da kendisini mevcut toplumsal düzenin dışına çekseler de “deli” olarak tanımlanan insanları alan Özgöz, onları fotoğraf kareleri ile görünür kılma uğraşında.
Fotoğraf çektiği yıllarca boyunca sokaklarda birçok şeye şahitlik ettiğini anlatan Özgöz, çektiği her bir karenin farklı bir yaşam kesintisi olduğunu ve kendisinin de bu yaşamlara şahit olduğunu ifade etti.
‘BİR DAHA ÖYLE BİR GÖRÜNTÜ YAKALAYAMADIM’
Özgöz’ün fotoğrafa olan ilgisi ise, yıllar önce tanık olduğu bir olay sonrasında başladı. Özgöz, yaşadığı o olayı şöyle anlattı. “Seyhan Belediyesi’nde teknik eleman olarak çalıştıktan sonra emekli olan bir insanım. Bir gün araba ile işe doğru giderken, yol kenarında yatan bir köpek gördüm. Yerde yatan köpek ölmüştü ve hemen yanında duran bir köpek daha gördüm. O köpek diğer köpeğin başında yaklaşık bir saat boyunca durmuş, ağlıyordu. Öyle duygusal bir atmosfer oluşmuştu ki kendi kendime ‘keşke bir fotoğraf makinesi olsaydı da şu kareyi çekseydim’ demiştim. Çünkü yaşadığım olayı insanlara aktarmak istemiştim. O zaman bir makinemin olamamasına o kadar çok üzülmüştüm ki içim acıdı ve işte o zaman fotoğrafçılık merakım başladı. Hemen o olayın ertesinde maaşımı alır almaz gidip kendime bir makine aldım. Makinemi aldıktan sonra onu sürekli yanımda taşıyordum. Tabi bir daha öyle bir görüntü yakalayamadım. Emekli olduktan sonra da bu iş bende bir hobi olmaya başladı ve neredeyse Türkiye’nin birçok yerine gidip, fotoğraflar çekiyorum.”
KADRAJINI SOKAĞA ÇEVİRDİ
Kısa süre içerisinde hiçbir eğitim almadan fotoğraf çekmeyi amatörde olsa öğrenip, çok iyi kareler elde ettiğini söyleyen Özgöz, fotoğraf kadrajına daha çok sokakta yatanları, yaşlıları, çalışan çocukları, delileri ve de doğa güzelliklerini katmaya çalıştığını dile getirdi.
Özgöz, bu işi asla para kazanmak için yapamadığını hatta kendisinin bu işi yapmak için çok fazla para harcadığını da sözlerine ekledi.
BAZI KARELERDEN ÇOK ETKİLENDİ
Fotoğraf sayesinde hayata dair birçok düşüncesinin değiştiğini ifade eden Özgöz, bazı karelerin kendisini derinden etkilediğini kaydetti.
Kendisini derinden etkileyen insanların artık deliler olduğunu ifade eden Özgöz, “Diyarbakır, Mardin, Dersim olmak üzere birçok doğu illerini gezdim ve o kadar çok toplumsal sorunlar ile karşılaştım ki artık kendime bu ülkede yaşamak için deli olmak gerekir diyorum. Gerçekten gezdiğim yerleri görüp de duygulanmamak elde değil. Beni en fazla etkileyen ve görüşümü değiştiren en büyük olay ise sokaklarda bulunan deliler oldu. Benim bakış açıma göre deliler, daha fazla ezilmiş insanlardır. Dünyanın birçok yerinde akli dengesini yitirmiş ve deli olarak görülen insanları topluma kazandırırlar ama bizim ülkemizde o tür insanları toplumdan uzaklaştırıyoruz. Belki çok fazla akli dengesi bozulmasa da, onları deli etmeye çalışıyoruz. Aslında deliler bu yaşama ayak uyduramayan insanlardır. Biz insanlar düzene ayak uydurabilen insanlarız fakat bazı insanlar vardır işte o ‘deli’ dediğimiz insanlar, düzene ayak uyduramıyor. Ondan dolayı da kendisini bu yaşamın dışına atıyor. Bizler de onlara deli demekle yetiniyoruz” diye konuştu.
Çektiği fotoğrafların birçok insan tarafından beğenildiğini belirten Özgöz, bugüne kadar sadece bir kez fotoğraf sergisi açtığını söyledi. Özgöz, ilerleyen günlerde yeni bir fotoğraf sergisi açmak istediğini de dile getirdi.