İZMİR – Ressam Mercan Görkem, bez tual yerine tahta kullanıyor. Fırçanın ucuna yerleştirdiği duygularını tahta üzerine aktardığını belirten Görkem, tahtanın tualden çok daha zor olduğunu ifade etti.
İzmir’in Çeşme ilçesinde bulunan Alaçatı yerleşkesinde bir ilkokulda resim öğretmenliği yapan 2 çocuk annesi Mercan Görkem (35) çocukluktan başlayan resim serüvenini bez tual yerine tahta kullanmayı tercih ediyor. Bez tuale göre çizimin daha zor olduğu tahta tualleri tercih etmesinin nedenini resimlerin daha canlı durmasına bağlayan Görkem, tual olarak kullandığı tahtalar için daha çok Ihlamur, zeytin ve çam ağacını tercih ettiğini belirtti.
Resim çizmek için tahtaların belli aşamalardan geçmesi gerektiğini belirten Görkem, izolasyon malzemesi kullandığını ve estetik görünüm kazandırdığını ifade etti. Görkem, estetik açısından dokunduğu tahtanın öncelikle kendisine ilham vermesi gerektiğinin de altını çizdi. İlk resmini kurumuş bir ağaç oyuğuna yaptığını belirten Görkem, “Çok zahmetli ve zevkli işti” dedi.
'MUTLULUK HİSSİ VERİYOR'
Tahta üzerinde yaptığı karakalem çalışmalarını da renklendirme imkanı bulduğunu belirten Görkem, renklendirme için akredit boya kullandığını ifade etti. Tahtaya yapılan çizimlerde vernikleme işleminin de önemli olduğunu belirten Görkem, tahtalara yaptığı çizimlerin kendisinde mutluluk hissi yarattığını söyledi.
“İlk defa ahşap tahta üzerine yaptığım resimleri herkes beğendi” diyen Görkem, şöyle devam etti: “Genellikle tahta üzerine resim yapmak transfer gibi hazır fabrika ürünü gibi geliyor. Ama biz bunlara bin bir emek vererek kendi ellerimiz ile yapıyoruz. Ellerimiz ile yapınca emeği çok. Boyalar içinde kalan ellerimiz bile bize mutluluk veriyor. Tahtaları bazen sokakta bulduğumuz ve çürümeye yüz tutmuş ağaçlardan da temin ediyoruz. Ya da çok zor olmadıkça para verip ağaçları alıp yapıyoruz. Resimlerimde her konuya değinirim. Hayvanlarda en çok baykuşları çizmeyi severim. Çünkü çok sevimliler. Çocuklarım bile baykuşları seviyor. 2 kızım var. Resimler çizmeyi hele ki hayvanları çok severler. Bende onlara bakıp esinleniyorum. Sevdikleri resimleri çiziyorum.”
‘RESİM YAPMANIN SINIRLAMASI YOKTUR’
Başladığında başka bitirdiğinde başka bir ürün ortaya çıktığını belirten Görkem, “Resim çizerken duygularımı fırça veya kalemin ucuna yerleştiriyorum. resmin geri kalanı kendiliğinden geliyor” dedi. “Resmin duygularda sınırı yoktur” diyen Görkem, şunları söyledi: “Çocuklar ilk resim yaptıklarında etrafı kirletirler. Bende öyleydim. Çocuklarım resim yaparken bile rahatlıyorlar. Aslında resim duygu ve düşüncelerini rahatlatma yöntemidir. Resim yaparken duygularınızı kalemin ucuna koyduğunuz zaman bir şey düşünmüyorsunuz. Elleriniz ve kaleminiz hareket ettiği için çok rahat hareket edebiliyor. Böyle resimler de çiziyorum. Çocukluktan gelen bir resim yapma isteğim vardı. Azimliydim. Resim yapmayı severdim. İlkokulda resim öğretmenimin yaptığı kütüphane gibi bir yeri çizdim. İlk resmim böyle başladı. Geçmiş ile bugünün arasında ruh uyumunu sanatımda icra ediyorum.”
‘DAHA ÇOK KADIN, ÇOCUK VE HAYVANLARI ÇİZİYORUM’
Resimlerinde daha çok kadın, çocuk ve hayvan figürlerini çizdiğini söyleyen Görkem, günümüzde kadınlar, çocuk ve hayvanlara yönelik şiddet, taciz ve cinsel saldırıların had safhada olduğuna dikkat çekti. Çizimlerinde kadın ve çocukları meleklere benzettiğini aktaran Görkem, “Haberlerde her gün şiddete uğrayan kadınları gördüğüm zaman sinirleniyorum. Kadınlar güçlüdür. Kadın kendi değerini bilmeli. Dik durmalı ve kendini ezdirmemeli. Bu yüzden resimlerimde hep bu tür olaylara da değinirim. Aslında boş bulunan her yeri güzel ve gülen çocuk ve kadınlar ile çizmek istiyorum. Daha önce bir sergi açmadım ama açmayı düşünüyorum. Dilerim başarılı olurum ve ilerde kendimi daha çok geliştirişsem açmayı düşünüyorum” dedi.
MA / Ruken Demir – Zuhal Atlan