37’nci İstanbul Film Festivali kapsamında seyirciyle buluşan “Kaçış” filmi, savaşta ailesini kaybeden ve ülkesini terk etmek zorunda kalan Suriyeli göçmen Cabir’in hikayesini anlatıyor. Edirne’de çekilen filmin senarist ve yönetmeni Kenan Kavut ile filmin hikayesi üzerine konuştuk.

 

‘SAVAŞTAN KAÇAN İNSANLARDAKİ KÖTÜ RUH HALİ PEŞLERİNİ BIRAKMIYOR’

 

Suriye’de iç savaş başladığında sınırdan kaçan insanlardan etkilenerek filmi çektiğini söyleyen Kavut, “Halleri dramatik ve kötüydü. Bu insanları gördüğümde filmi çekmek istedim. Savaştan kaçan insanlar kötü geçmişlerinden kurtulamıyor. Neticede bir savaş yaşıyorlar. Bu savaş insanlarda büyük travmalar yaratıyor. Nereye giderse gitsin kafalarındaki o karmaşayı gideremiyorlar. Huzur ve mutluluğu yeniden yakalayamıyorlar. Yaşamak için anlık bir refleksle kaçıyorlar. Fakat o kötü ruh hali  insanların peşini bırakmıyor. Filmdeki karakterin de sınırdan geçip geçmemesi bir şeyi değiştirmiyor. Onun sorunlarını ortadan kaldırmıyor” dedi.

 

‘İKTİDAR, GÜNAHI OLMAYAN İNSANLARI SAVAŞA SÜRÜKLÜYOR’

 

Savaşın olduğu coğrafyalarda yaşamanın ölmekten daha zor olduğunun altını çizen Kavut, “Öldüğünde seni bir cennet de bekliyor olabilir ya da her şey sonlanmıştır. Hayatta kalanlar ise korkunç bir cehennem yaşıyor. Hiçbir günahı olmayan insanlar iktidarlar tarafından savaşa sürükleniyor. Masum insanların yanında durmaya çalışıyoruz” diyerek filmi çekme nedenini anlattı. 

 

‘BİRBİRİNE YABANCI İKİ KİŞİNİN HİKAYESİ’

 

Filmin birbirine yabancı iki kişinin sığınma hikayesini anlattığını söyleyen Kavut, “Mutsuz olmanız için illa savaşın içinde olmanız gerekmiyor. Aliye yalnız ve yaralı bir karakter. İtiliyor, hor görülüyor. Ruhsal şiddete maruz bırakılıyor. Cabir'le birbirinden farklı sorunlar yaşıyorlar. Birbirinin dilinden anlamayan ve birbirinden farklı bu karakterler ortak insani sorunlardan dolayı birbirlerine sığınıyorlar” diye konuştu.

 

FİLMİN KONUSU

 

Film savaşta ailesini kaybeden ve ülkesini terk etmek zorunda kalan Suriyeli göçmen Cabir’in hikayesini anlatıyor. Meriç Nehri'ni geçerek Avrupa’ya ulaşmaya çalıştığı sırada güvenlik güçleri müdahale eder. Cabir bu baskından kurtulmayı başarır. Yunanistan sınırındaki bir köyde eşiyle Sadık’la birlikte yaşayan Aliye, bir akşam evin arkasındaki ardiyelerinde saklanan hasta bir göçmenle karşılaşır. Cabir’dir bu. Aliye, Cabir’i ihbar etmek ister fakat yapamaz. İyileşmesi için ona yardım elini uzatır. Birbirlerinin dilinden hiç anlamayan bu iki yalnız ve mutsuz insan, zamanla birbirlerine sığınmaya başlar.