HAKKARİ - Uzun yıllar Kürt ve Ermenilerin birlikte yaşam kurdukları Çukurca'nın Cevizli köyü, 1990'lı yıllarda yaşanan göçün ardından geri dönüşlerle hayat buluyor. Yaz-kış köyde yaşayan Önal çifti, "Aç kalsam da köyümde kalmak istiyorum. Ama buraları daha da güzelleştirecek olan tek şey barış ve huzurdur" diyor.
Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Cevizli (Güzereş) köyü de 1995 yılında bölgenin birçok yerleşim yeri gibi boşaltılır. Bu dönemde göç etmek zorunda kalan İsmail ve Fatma Önal çifti, topraklarına duydukları özlem nedeniyle 7 yıl sonra köye geri döner. İlk geri dönüş yapan aile olan Önal ailesi, birçok aile sadece yazları gelse de onlar yaz-kış köyde yaşamlarını sürdürüyor. Cevizli, doğal güzelliklerinin yanı sıra Kürt ve Ermenilerin ortak mirasına ev sahipliği yapıyor.
‘BİR YIL TEK BAŞIMA KÖYDE KALDIM’
Köy boşaltılmalarından sonra Cevizli’ye ilk dönenler arasında yer alan İsmail Önal, “Tarih boyunca Ermeniler derenin sol tarafında, bizler ise sağ tarafında kardeş gibi yaşadık” diyor. İl Özel İdare’den emekli olduktan sonra köyüne yeniden yerleşme kararı alan İsmail Önal, bir yıl boyunca ailesinden kimseyi geri dönmeye ikna edemediği için tek başına yaşamak zorunda kaldığını söylüyor. İkinci yıl eşi Fatma Önal’ında köye döndüğünü aktaran Önal, kuruyan bağ bahçelerini yeniden yeşertmek için verdikleri çabaya dikkat çekiyor.
'BURADA YAŞAMIYI GÖZE ALDIM'
Önal köye dönüş serüvenini de şu sözlerle anlatıyor: “Emekli olur olmaz buraya döndüm. Bu doğal güzellik, şu temiz su başka nerede bulunabilir? Kendi çocuklarımı bile ikna edemedim, kimse benimle dönmedi. Herkes merkeze bir şekilde yerleşmişti, çoğu köylümüz farkı yerlerde yaşıyor. Ama ben tek başıma bile burada yaşamayı göze aldım. Sonra yıllar geçtikçe, köylülerimiz yavaş yavaş dönmeye başladı. Şimdi birçok kişinin hem burada hem de şehirde evleri var. İnsanlar yıkılan evlerinin yerine yenilerini yapıp, tahrip edilenleri tamir etti. Yazları burası kalabalıklaşıyor. Köylüler tarlalarını ekip biçmeye dönüyor."
'KIŞLARI BİLE KÖYDE YAŞARIZ'
Topraklarının çok bereketli olduğunu söyleyen Önal, "Köyde, pirinç, patates, sebze, tütün ve meyve yetişiyor. Sonbaharın gelişiyle köylüler meyvesini sebzesini toplayıp tekrar geri dönüyor. Ama ben ve eşim köy dışına en fazla birkaç günlüğüne çıkarız. Bazı kışları eşimle tek başımıza köyde geçirdiğimizi bilirim. Her köyde özellikle kış aylarında birkaç aile kalır. Yolları hala patikadır ve GSM şebekesi az çekiyor. Yolların böyle olması insanların geliş gidişlerini zorlaştırıyor, köy servisleri hafta bir iki defa gelip gider. Öyle olmazsa, bu cennet gibi toprakları kim bırakıp gider? İnsanlar huzur içinde ekip biçmek ve yaşamak istiyor” diyor.
'ERMENİLERLE KARDEŞ GİBİ YAŞADIK'
Köyün Cevizli ismini köyde çokça bulunan ceviz ağaçlarından aldığını ve bölgenin en değerli pancarların yine bu köyün dağlarında yetiştiğini kaydeden Önal,“Köyün içinden tutun bütün dağlarına tepelerine kadar pancar doludur. Yine sayısız Ermeni mezarı ve kilisesi var. Ermeniler ve dedelerimiz yıllarca kardeş gibi komşu olarak yaşadılar. Cevizli, Kayalık (Zawite), Kazan (Tiyare), Kavuşak, Kaval, Zavitel köylerinin arasında akmakta olan Kazan Deresi tarih boyunca Kürtler ile Ermenileri ayıran sınırlardan biri. O yüzden bu su köyde tarihidir. Suyun bir tarafından bizler diğer tarafında onlar yaşardı. İkisinin hak hukukun ve sorunlarıyla birisi Ermeni biri de Kürt olmak üzere köyün iki ileri geleni ilgilenirdi. Ermenilerden kalan evler daha güzeldir çünkü onlar zanaatkar insanlardı. Cevizli, hem Kürtler hem de Ermenilerin köyüdür. Ben bu değerleri bu güzelliği gördüğüm için köyümü bırakamıyorum. Aç kalsam da köyümde kalmak istiyorum. Ama buraları daha da güzelleştirecek olan tek şey barış ve huzurdur.Yoksa insanlar bu kadar güzel topraklara neden gelmesin, neden buralar insan kaynamasın?” diye soruyor.
MA / Nimet Ölmez