BATMAN - Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği tarafından yedincisi düzenlenen Yılmaz Güney Film Festivali, Hüseyin Tabak'ın yönettiği ‘Çirkin Kral Efsanesi’ belgeseliyle ile başladı.
Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği tarafından yedincisi düzenlenen Yılmaz Güney Film Festivali, Hüseyin Tabak'ın yönettiği ‘Çirkin Kral Efsanesi’ belgeseliyle başladı. Petrol-İş Sendikası Konferans Salonu’nda startı verilen festivale ilgi yoğundu. Salona Yılmaz Güney'in fotoğraflarından hazırlanan festival afişleri asılırken Halkların Demokratik Partisi(HDP) Milletvekili Mehmet Ali Aslan, Eğitim-Sen Batman Başkanı Necati Dadak, SES Batman Şubesi Eş Başkanı Deniz Topkan, Petrol-İş Batman Şubesi Başkanı Şehmuz Kaygusuz ve çok sayıda yurttaş katıldı. Açılış konuşmaları öncesinde başta Yılmaz Güney olmak üzere demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu yapıldı.
'FESTİVAL HALKIN DESTEĞİ İLE SÜRÜYOR'
Festivalin Tertip Komitesi Üyesi ve Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği üyesi Mir Mustafa Baydemir, Yılmaz Güney'in Prometeus gibi yaşamış, halkına sadık bir sanatçı olduğunu ifade etti. Baydemir, "Yılmaz Güney adına daha önce altı kez düzenlemiş olduğumuz film festivalini, coğrafyamızın içinde bulunduğu bütün olumsuz koşullara rağmen iki yıl aradan sonra yeniden siz sinemaseverlerle buluşturuyoruz. Finansman desteğini sağlayan Batman Belediyesi’ne seçilmiş halk iradesi gasp edilerek kayyum atanmasıyla, festivale verilen bütün destekler kesilmiş oldu. Yılmaz Güney Film Festivali’nin tek mekânı olan Yılmaz Güney Sinema Salonu, Yılmaz Güney adına tahammül edemeyen karanlık ellerce yakılmış olup daha sonra 'yerine yenisini yapacağız' diyen kayyum tarafından yıktırılmıştır. Fakat bu festivalin asıl sahipleri olan Batman halkından ve sivil toplum örgütlerinden aldığımız destek ve moralle festivalimizi sürdürüyoruz" dedi.
‘SANAT DEVRİM SONRASINA ERTELENECEK BİR ALAN DEĞİLDİR’
Baydemir, "Savaşların bütün şiddetiyle sürdüğü, büyük travmaların yaşandığı bu süreçte bir film festivali eğer doğru kurgulanmışsa, mutlaka gerçek amacına ulaşacaktır. ‘Nasıl bir festival’ sorusuna verilecek cevap; nasıl bir yaşam, nasıl bir toplum, nasıl bir sanat sorularına verilecek cevapla aynıdır. Burjuva düzeni; sanatı, toplumu yönlendirecek en güçlü ideolojik araç olarak örgütlemekteyken, bizlerin yaşanan kötü koşulları gerekçe gösterip, sinema üretmeyecek ve ürettiklerimizi paylaşacak festival gibi mecralar yaratmayacak bir ruh hali içerisine girme ve festivali barış zamanlarının bir etkinliği olarak görme yanılgısına düşme gibi bir lüksü yoktur. Sanat, sinema ve edebiyat, devrim sonrasına ertelenecek, zamanı geldiğinde icra edilecek alanlar değildir. Sanatın kendisi, var olmanın en güçlü eylemi, en kapsamlı örgütlenmesidir" diyerek festivalde emeği geçen herkese teşekkür etti.
‘YILMAZ GÜNEY GİBİ AHMET KAYA GİBİ DEĞERLERİMİZ VAR’
Baydemir’in ardından HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan kısa bir konuşma yaptı. Yılmaz Güney Festivali'nin en uygun yerinin Yılmaz Güney Sineması olduğuna dikkat çeken Aslan, "Belediye halkın elindeyken bir duvarı dahi yıkılmazken ne hikmetse kayyum atamasının hemen ardından yangın çıkıyor ve yıkılıyor ve halen yenisi de yapılmış değildir. Bu festivalin en güzel yeri Yılmaz Güney Sineması'ydı ve bunu bir kez daha yinelemek istiyoruz. Bugün devletin tüm imkanlarına rağmen bir sinema filmi dahi yapamayanlar var. Oysaki bizim değerlerimiz yaşadıkları tüm baskı ve imkansızlıklara rağmen Yılmaz Güney gibi Ahmet Kaya gibi değerlerimiz var" dedi.
Yapılan konuşmaların ardından belgesel gösterimi yapıldı.