Batman Belediyesi’ne atanan kayyumun kapısına kilit vurduğu Yılmaz Güney Sineması, elektrik kontağından çıktığı ileri sürülen bir yangın sonucu küle dönmesinin ardından yıkıldı. Yıkılan sinemanın ardından belediyenin resmi internet sitesinde yapılacak yeni sinema binasının projesi oylandı. Bu anketten aylar sonra ise bu kez yeni bir anket yapılarak söz konusu alanda yeşil alan veya sinema seçenekleri inşa edilmesine dönük seçenek sunuldu. 

 

Yüzde 76 oy oranı ile sinema binası sonucu çıkan anketten sonra, bir bilgilendirme yapılmazken son olarak etrafındaki bariyerler de kaldırılarak peyzaj çalışması başlatılıp, bu alan Atatürk Parkı'na dahil edildi. Sinemanın yıkılmasını Yılmaz Güney ismine yapılan bir sabotaj olarak değerlendiren Güney'in kızı Elif Güney Pütün, Mezopotamya Ajansı'na açıklamalarda bulundu. 

 

'BATMAN'IN DİRENİŞ SEMBOLÜDÜR'

 

Yılmaz Güney Sineması'nın kent ile özdeşleştiğine dikkat çeken Pütün, "Sinema bir kültür yeridir. Halkı bilinçlendirmek ve kültürüne katkı sunmak adına yapılan bir mekandır. Sinemanın yanı sıra bir çok kültürel etkinliğe de ev sahipliği yapan bir mekandı. Zamanında Yılmaz Güney isminin verilmesi çok mühimdir. Yılmaz Güney aslında Batman'ın bir direniş sembolüdür. Bugün yapılan politikalara bakıldığında bu direniş yıkılmak isteniyor. Bu yüzden sembol olan Yılmaz Güney Sineması yıkılarak bu direniş yıkılmak isteniyor" diye konuştu. 

 

‘İSMİNDEN KORKUYORLAR’

 

Pütün, sinema binasının yıkılmak istenmesini Yılmaz Güney isminin yok edilmek istenmesinden kaynaklı olduğunu da ifade etti. Pütün, "Yapılanlara genel olarak baktığımda sabotaj olarak algılıyorum. Yılmaz Güney adını yok etmeye yönelik bir sabotajdır. Zamanında yakılmasının ardından yıkılmasına tepki duymuştum. Geçmişten bu yana Yılmaz Güney'in bıraktığı miras yok edilmek isteniyor. Bugün yapılan da bu ince politikanın eseridir. 2018 yılına gelinmesine rağmen halen iktidarlar Yılmaz Güney'den korkuyor. Onun düşünce ve fikirlerinden daha da önemlisi halkın gönlünde kurduğu o tahttan korkuluyor. Çirkin Kral halkın gönlünde büyük bir tahta sahip, Türk, Kürt, Ermeni, Arap her halktan, her yaştan insanın gönlünde Yılmaz Güney ismi vardır. İşte esas korkulan da budur" dedi. 

 

'TÜRKİYE HALKLARININ DİRENİŞ MİRASIDIR'

 

Yılmaz Güney Sineması’nın mekan olarak her ne kadar Batman'da olsa da sadece Batman'da yaşayanları değil, tüm Türkiye'yi ilgilendiren bir mesele olduğunun altını çizen Pütün, "Yılmaz Güney filmleri halen halka ulaşılabilir değildir. Yılmaz Güney iktidarlara karşı tehlikeli bir isimdir. Bir örnek vereyim. Türkiye sinemasının 100. yıl etkinlikleri kapsamında Kültür Bakanlığı Yılmaz Güney'in Yol filmini tüm elçiliklere gönderdi. Lakin Yılmaz Güney'in elinden geçen 1982 kurgulu Yol filmi değil daha sonraki yıllarda oto sansürden geçirilerek yapılan kurgudur. İşte bu örnek bile Yılmaz Güney ismine yönelik bir sabotaj politikasının olduğunu gösterir. Yılmaz Güney partiler üstü bir kavramdır. Bakın isim demiyorum kavram diyorum. Onun mirasının korunması için iktidarlara bir çağrımız yoktur. Halka çağrım vardır. Onun mirası korunmalıdır. İktidarlar gelip geçicidir ama Yılmaz Güney kalıcıdır. Onun direnişi halkın gönlünde taht kurmuştur ve bu direnişte halkın gönlünden çıkarılamayacaktır. Yılmaz Güney Türkiye halklarının direniş mirası olduğu unutulmamalıdır. O yüzden başta sinema emekçileri olmak üzere Batman'daki Yılmaz Güney Sinemasının yapılmasını talep etmeliyiz" diye çağrıda bulundu. 

 

MA / Metin Yoksu