KOBANÊ - Okuma yazmayı sonradan öğrenerek başından geçenleri "Gülümse Ölüm Utansın" adlı 2 ciltlik kitapta toplayan Xeyri Garzan, "Yaşadıklarımız çoğu zaman yaşandığı gibi kalıyor. Bu tarihi insanlarla paylaşıp, halkımızın bilmesini istedim" dedi. Garzan, Kobanê'yi yazmaya hazırlanıyor.
Daha önce Aryen Yayınları tarafından "Gülümse Ölüm Utansın" adlı kitabı ile okuyucunun karşısına çıkan yazar Xeyrî Garzan'ın aynı isimli kitabının 2'nci cildi de çıktı. Okuma yazmayı sonradan kendi çabalarıyla öğrenen ve yaşadıklarını kağıda döken Garzan, kitapta 2007 yılında yaşadığı sıradışı bir olayı, olay öncesi ve sonrasında yaşananlarıyla birlikte akıcı bir dille anlatıyor. Kitabında “ihanet” ve “direniş” temalarını işleyen Garzan, Kürt toplumunun yaşadığı gerçeklere dokunuyor. Garzan, ilk defa gördüğü eşsiz coğrafyayı, kimi vadi ve dağ başlarındaki harabeleri de tarihi bağlamı içerisinde ele alıyor. Eşsiz betimlemeleriyle okuyucu da adeta o vadi ve dağ başlarında dolaştırıyor. Garzan, Türkiye ve Avrupa'da Aryen Yayınları tarafından basılan ve ilk cildi 3’üncü baskıya hazırlanan kitabını ve yazarlık serüvenini anlattı.
Yazdığı kitabın her ne kadar yaşadığı olayı konu edinse de, söz konusu olaydan ibaret olmadığının altını çizen Xeyri Garzan, “Onca yıldır yaşanan birikmişliklerden geliyor. Fakat yaşadığım olaydan ele alarak yazmaya başladım. 2007 yılında dağda yaşanan bir iç ihaneti anlattım. Galip Enyüce adında aramızdaki bir şahıs, bizler gece uyurken bizi taradı ve kaçtı. Diğer arkadaşlarımın tamamı yaşamını yitirdi. Kitabın konusu bu olay ve olaydan sonra 2 ay boyunca yalnız kaldığım süreç, doğa ile yaşam, açlık, susuzluk ve hayatta kalma mücadelesi” dedi.
'KİTABI ZORLU SAVAŞ SÜRECİNDE YAZDIM'
Okula gitmediği halde okuma yazmayı sonradan öğrenmesine rağmen yazma serüvenini ise Garzan, şu sözlerle anlattı: “Toplum olarak tarihi dönemlerden geçiyoruz. Fakat bu çok kayıt altına alınan bir durum olmuyor. Çoğu zaman yaşandığı gibi kalıyor. Bu tarihi insanlarla paylaşıp, halkımızın bilmesini istedim. Bu noktada 2009 yılında yazmaya başladım. Okul okumadığım ve sonradan öğrendiğim için yazmayı, hele hele bir kitap kaleme alma konusunda da çok bilgi sahibi değildim. Ancak bunu tarihe not düşmeliydim. Önce kitaplar okumaya başladım. Ve daha sonra notlarımı ve yoğunlaşmamı kaleme almaya başladım.” Kitabını DAİŞ’in Musul ve Kerkük’e saldırılar yaptığı 2014 yılının zorlu dönemlerinde yazdığını hatırlatan Garzan, “En zorlu savaş süreçlerinde yazdım. Geniş bir sürece de yayıldı. Öte taraftan bilgisayar ve teknik olanaksızlıklar da çoktu, fakat onları da aştık ve bir sonuca ulaştık” diye konuştu.
Kitabın Kürtçe kaleme alınmaması konusunda özeleştiri verdiğini söyleyen Garzan, “Elbette Kürtçe olmalıydı. Bu eksiklik bana ait. Kürtçeyi edebi bir şekilde kullanacak düzeyde değildim. Dil Türkçe olabilir, fakat yaşananların hepsi Kürt toplum gerçekliğidir. Onu gösteriyor. Kürt toplumunun yaşadıklarının bir aynasıdır. Dağlı bir edebiyatın ürünüdür. Kürtlerde yüzyıllardan beridir direniş ve ihanet çizgisi beraber ola gelmiş. Bu nedenle de dilim döndüğünce bunu anlatmaya çalıştım” diye konuştu.
'AĞIZ DOLUSU GÜLMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Garzan, “Gülümse Ölüm Utansın” ismini tercih etmesinin nedenini de şu sözlerle açıkladı: “Biraz da Kürtlerin yaşamı ile alakalı bir durum. Yüzyıllardır hep büyük acılarla karşılaştık. Gülmek aslında yeni bir yaşama merhaba demek gibi. Hep yaşadığımız acılar dile geldi. Yaşadığımız topraklar ve ülke hep böyle bir tabloydu. Bunu değiştirme kaderi olarak da ele alabiliriz. Bize dayatılan yaşama takındığımız tavırdır, gülüşlerimiz bir bakıma. Onun için biraz böyle şekillendi. Yaşadığım somut olay bunu çok iyi yansıtıyor. Oradaki gülmek aslında bize reva görülen bir duruştur. Ağız dolusu gülmeye devam edeceğiz.”
HALK KARAR VERECEK
Kendisini bir yazar olarak görmediğini de sözlerine ekleyen Garzan, “Bu halkın bir çocuğuyum. Onun için kitap edebiyatta nasıl bir yer alır, bu tartışmanın içine çok giremiyorum. Fakat insanlar büyük bir ilgi gösterdi. Baskıları artıyor. Birinci kitabın ikinci baskısı tükendi, üçüncü baskıya hazırlanıyor. Aynı isim ile ikinci kitap da çıktı” şeklinde konuştu.
Kobanê’de 2014 yılında yaşanan direnişe ilişkin bir çalışmasının da olduğunu söyleyen Garzan, “Ortadoğu'da yeni tarih ve milatlar yaratan Kobanê direnişi var. Bu cenderede farklı bir yol seçip insanlığı korumaya çalışan yüreği büyük savaşçılar oldu. Kobanê destanı sadece Kürtler için değil, tüm halklar için bir ışık, bir umut ve bir yaşam oldu. Orada savaşanlar tüm dünyaya mal oldu. Şimdi onların yazılı bir hale gelmesi lazım. Bu aynı zamanda tarihi bir sorumluluktur. Bunu yerine getirmeye çalışacağım” dedi.
‘BU ESERLER SİZE AİTTİR’
“Edebiyat olarak, halen çok büyük eksiklilerimiz ve yetmezliklerimiz var” diyen Garzan, “Ona rağmen bu halkın çocukları bir şeyler bırakmak istiyor. Halkın onlara sahip çıkması gerekiyor. Ortaya çıkan bu eserler, çocuklarınızın eserleridir. Size aittir. Dolayısıyla onları kucaklamak ve sahip çıkmak gerekiyor. Bu konuda halkımızın duyarlı davranmasını istiyoruz” diye konuştu.
XEYRİ GARZAN KİMDİR?
Batman'ın Kozluk ilçesine bağlı Timok köyünde dünyaya gelen Xeyri Garzan, ailesiyle birlikte 1990'lı yıllarda köylerinin boşaltılması ile önce Siirt'e bağlı Kurtalan'a sonra Mersin'e ardından tekrar Kurtalan'a göç ediyor. Faili meçhul cinayetlerin ve devlet baskılarının en fazla olduğu dönemleri yaşayan ve bundan etkilenen Garzan, özgürlük mücadelesine katıldı.
MA / Nazım Daştan