MUĞLA - Palamütbükü köyünde yaşayan Yaşa Savaş, denizden topladığı taşları oluşturduğu tablolarında kullanarak birer sanat eserine dönüştürüyor.
İstanbul'un yoğun temposundan ve şehir gürültüsünden kaçarak Muğla'nın Datça ilçesine bağlı Palamutbükü köyüne yerleşen 50 yaşındaki Yaşa Savaş, deniz kenarlarından topladığı plaj taşları, çakıl taşları, kurumuş deniz kabukları ve kurumuş ağaç dallarını tablolarında kullanarak birer sanat eserine dönüştürüyor.
İLK ESERİ SOMA İŞÇİLERİ
Daha önce tekstil işiyle uğraştığını belirten Savaş, dinlenme vaktinin geldiğini düşününce Datça'ya ailesinin yanına yerleşir. Bolca vakti olan Datça'da "Ne yapabilirim?" diye soran Savaş, sahildeki taşları değerlendirmeye karar verir. Savaş, doğadan aynı zamanda kuru ağaç ve kuru tohumları toplar. Taşları ve topladıklarını tablolarında yansıtan Savaş'ın ilk eseri ise Soma'daki maden faciasında yaşamını yitiren 301 maden işçisiyle ilgili. “Onlara çok üzüldüğüm için onları yansıtan tablo yaptım" diyor. Tablolarında daha çok doğa ve insan temalarına yer veren Savaş, insanların beğenileri üzerine kendince temalar belirliyor.
ESERLERİ NASIL YAPIYOR?
Doğadaki cansız nesnelere duygularını katarak tablolarında can veren Savaş, eserlerinin yapılışını şu sözlerle anlattı: "Daha çok sevgi ve toplumsal olaylara değinerek yapıyorum. Cansız bir nesneye duygu katıyorum. Bu şekilde güzel eserler ortaya çıkıyor. Öncelikle bu işin taş toplama kısmı var. En uzun süren süreç bu. İlk olarak bulunduğum Palamutbükü köyünde bulunan sahilin taşlarını topluyordum. Şimdi ise farklı sahillerden taş topluyorum. Bu da yaptığım tablonun kalite sanatını geliştiriyor. Bir tablo için 1-2 gün boyunca taşları arar bulurum. Daha çok özel taşları buluyorum. Kafamda belirlediğim eserin ebadında taşlar arıyorum. Daha sonra gelip atölyemde bunları birleştiriyorum. Cilaladıktan sonra da yapıştırıcı ile yapıştırıyorum. Taşların sadece yüzde 20'lik kısmını boyuyorum."
'HEDEFİM NASIL YAPILDIĞINI İNSANLARA ÖĞRETMEK'
Datça'da 52 farklı sahil olduğunu söyleyen Savaş, bu sahillerden 52 farklı taş topladığını söyledi. Taşların bazen dezavantajlarının da olduğunu dile getiren Savaş, "Her taşı yapıştırıcı kaldırmıyor. Bunların belirli boyutları var. 25-30 santimlik olanlar ideal çerçevelendiğinde sorun olmaz. İdeal ölçüleri olan tablolar oluyor. Hedefim ilerde bir küçük dükkan ve atölye açıp insanlara bu işi öğretmek. Sergi açmam yönünde talepleri var; ama ben istemedim. Yaz akşamları buraya tatile gelen alilerin çocukları var. Eserlerimi çok beğeniyorlar ve atölye çalışması yaparak onlara nasıl yapıldığını gösteriyorum" ifadelerini kullandı.
'DOĞANIN VERDİĞİ MALZEMEYİ KULLANIYORUM'
Kendisini "deniz aşığı" olarak tanıtan Savaş, bu işi sıfır maliyetle yaptığını belirtti. Doğadaki her şeyi sanat olarak kullandığını söyleyen Savaş, "Taş bedava. Maliyeti minimuma indirerek doğada bulunan taşlardan çok yararlanıyorum. Şimdiki nesil, bir şeyler üretmek istemiyor. Gençler, doğadan olan her şey sanata döksün. Doğa zaten sana sanatı veriyor. Malzemeyi veriyor, kullanmak sana kalıyor. Doğaya ücret ödemiyorsun. Yeter ki doğru biçimde kullanılsın. Üretmek bir insanın hem yaşamına hem de çevresine çok iyi geliyor. Üretmek insana kazandırır" dedi.