VAN - Ermenilere özgü bir sanat olan Savat işlemeciliğinin Van’da yaşayan iki ustasından biri olan Sadullah Özmen, geçtiğimiz yıl kapanmak zorunda kılınan kentteki tek atölyesini uzun uğraşlar sonucunda yeniden açtı.
Savat işlemeciliği, geçmişi Ermenilere dayanan bir sanat. Bakır, kurşun ve kükürtün eritilmesiyle elde edilen bir alaşım olan savatın, gümüşün üzerine nakşedilmesiyle yapılan Van'a özgü bu sanatın icra edildiği kentteki tek atölye, yer adlığı Belediye Pasajı’nın geçtiğimiz yıl yıkılması nedeniyle kapanmıştı.
Türkiye’de bu işi yapan iki ustadan biri olan Sadullah Özmen, 6 ay işsiz kaldıktan sonra uzun uğraşlar sonucunda kapanan atölyesini tekrar açarak, savat işlemeciliğine kaldığı yerden devam etmeye başladı.
Savat sanatının çıkış noktasının Van olduğu ve tarihinin 1300’lü yıllara dayandığını paylaşan Özmen, Ermeni ustalardan sonra yeni savat ustaları yetişmediği için bu sanatın unutulmaya yüz tuttuğunu ifade etti. Yeni ustalar yetiştirmek için 6 ay boyunca kentte atölye açacak yer bulamamasından yakınan Özmen, uzun uğraşlar sonucu Van İş Geliştirme Merkezi’nde (İŞGEM), küçük bir atölye açabildiğini belirtti.
‘SAVAT SANATI BİR DEPODA KİLİTLİ KALMIŞTI’
Tek amacının kentin kültürel değerlerinden biri olan Savat sanatını yaşatmak olduğunu söyleyen Özmen, “16 yıl önce açtığım dükkân, Belediye Pasajı’nın yıkılmasıyla kapandı. Kapandıktan sonra bütün eşyalarımı götürüp karanlık bir depoya kapattım. Savat sanatı bir depoda, kapısı da kilitli kalmıştı. Aylarca hem destek hem de atölye yeri bulmak için çalıştım. Çünkü savat bu kadar uğraşa değecek bir sanattır. Bunun yok olup gitmesini istemedim” dedi.
Özmen, bundan sonraki hedefinin ise savat imalatından çok, eğitim vermeye dönük olacağını belirtti.
'BU SANATI ÖĞRETMENK İSTİYORUM'
Önümüzdeki günlerde engelli çocuklara Savat İşletmeciliği öğretmeye yönelik bir proje başlayacağını ve bu projeyle engelli çocukları bu değerli sanatla tanıştırmaya çalışacağını paylaşan Özmen, “Yine Van Açık Cezaevi’ndeki tutukluların yaptıklarının imalatını ben yapıyorum. Kadın takıları, set takımları, tespih, yüzük, bilezik ve künye gibi birçok ürünü buradan çıkarabiliyorum. Bütün çabam aslında bizden sonra da isterim ki Van herbir köşesinde Savata atölyeleri olsun. Savat, Van’a ait bir değerdir, bunun sönüp gitmesini istemiyorum. Özellikle kadınları, gençleri bu değerli sanatı öğrenmeye davet etmek istiyorum” diye konuştu.