URFA – Urfa’da düğünlerde davul ve zurna çalıp, "gevende" olarak adlandırılan müzisyenler, yaptıkları iş aslında bir kültür olsa da, toplum tarafından ötekileştirilmelerinden ve ikinci sınıf insan muamelesi görmelerinden yakındı.
Onlar, düğünlerde davul ve zurna çalarak düğün sahiplerini ve davetlileri eğlendirmekle sorumlu müzisyenler. Fakat Urfa’da onlara verilen başka bir ad daha var. O da “gevende”. Kentin çoğunlukla Bozova ve Birecik ilçelerinde yaşıyorlar. Öyle ki Bozova'nın Kırmızı Pınar Mahallesi'nde yaşayan erkeklerin neredeyse tamamı düğünlerde davul ve zurna çalarak geçimlerini sağlıyor. Bu yüzden hemen her evin avlusunda renkli iplerle süslenmiş bir davul ve zurna görmek mümkün.
Derme çatma evlerde yaşam mücadelesi veren müzisyenler, davul ve zurnalarına da tıpkı çocukları gibi bakıyor.
Gevendeler, dün dedelerinin bugün kendilerinin sürdürdüğü bu mesleğin aslında bir kültür olduğu düşüncesinde. Buna rağmen yaşadıkları toplum tarafından ötekileştirildiklerini ve ikinci sınıf insan muamelesi gördüklerinden yakınan müzisyenler, ekonomik nedenlerden kaynaklı bu kültürü devam edemeyecekleri bir noktaya geldiklerini anlattı.
'HEM NEŞEMİZ HEM EKMEK PARAMIZ'
Bakımını yaptığı müzik aletleri için "hem neşemiz, hem ekmek paramız" diyen davulcu Sinan Fıratoğlu 38 yaşında. Davul çalmaya 16 yaşında başlayan Fıratoğlu, bu işe normalde daha erken yaşlarda başlandığını ancak kendisinin biraz geç kaldığını söylüyor.
Fıratoğlu, davulculuğa başlama serüvenini "elimden başka iş gelmedi" diye ifade etse de, dedesinden babasına, babasından da kendisine geçen bu mesleğin gerçekliği, bu işi yapan ailelerin toplum tarafından hor görülmeleri ve çocuklarının çırak alınıp, eğitilmemeleri. Bu nedenle mahallede hemen herkes bu mesleğe sarılmış durumda.
ORKESTARA ÇIKTI DAVUL VE ZURNACILIK ÖLDÜ
Davulculuğun artık para kazandırmadığını söyleyen Fıratoğlu, eskiden ayda 4 düğüne giderken, bugün ayda sadece bir düğüne çağrıldığını dile getirdi. Fıratoğlu’na göre bunun nedeni ise, düğünlerde artık orkestraların tercih edilmesi. Fıratoğlu, "Eskiden her hafta ara vermeden düğünlere giderdik. Cumartesi, pazar bir yana hafta içi bile davul zurnalı düğünlere gidiyorduk. Orkestranın çıkmasıyla birlikte işlerimiz düştü. Benim geçimim bu davulla oluyor. Ancak şuan düğünlerde sırf elektronik cihaz olduğu için bin TL ya da bin 500 TL verilirken, ancak bizim gibi eski esnaflara 100 TL teklif ediliyor. Hatta bazen 'bedavaya gel' diyorlar" dedi.
Artık bir kazanç getirmese de davulculuktan başka iş bilmediğini söyleyen Fıratoğlu, “Ayda 300 TL kazanıyorum bazen. O paraya da şükrediyoruz, ancak artık geçim olmuyor. Davul olmasa yapacak bir işimiz yok. Benim yaşım 38 bu saatten sonra sigortalı çalışsam ne olur, çalışmasam ne olur? Neymiş, 65 yaşında emekli olacakmışım, acaba ben o yaşı görecek miyim?" diyerek, artık davulun sesinin artık uzaktan da hoş gelmediğini ifade etti.
'ELİMİZDE BİR MESLEK, DEVLET DAİRESİNDE BİR TANIDIĞIMIZDA YOK'
40 yıldır boyunca davulculuk yapan 57 yaşındaki Nedim Avcı da Bozovalı müzisyenlerin kendilerine has bir kültürlerinin olduğunu görüşünde. Gençliğinde kardeşi ile birlikte düğün düğün, köy köy gezdiğini anlatan Avcı, günlerce düğünlerden dönmediklerini kıyafetlerini dahi köylülerin evinde yıkadıklarını belirtti. O süreçte kazandıkları paranın kendilerine yettiğini hatta konu komşularına yardım ettiklerini, ancak artık çıkan orkestraların davulculuk mesleğini öldürdüğünü ifade etti.
Avcı, "Kendimi bildim bileli davulculuk yapıyorum. Ancak artık işsizim. Kimse davulcuları çağırmıyor. Elimizde bir meslek, devlet dairesinde bir tanıdığımızda yok” dedi.