'Gağand' geleneğini kadınlar yaşatıyor

img
 
İSTANBUL – Mezopotamya’nın çeşitli hakları tarafından eski yılı uğurlama, yeni yılı karşılama olarak kutlanan “Gağand", kadınlar için ayrı bir öneme sahip. Kadınlar üstlendikleri aktarıcılık rolü ile bu kültürün yaşatılmasını sağlıyor.  
 
Mezopotamya’nın çeşitli hakları ve Dersim coğrafyası tarafından kutlanan “Gağand”, Aralık ayının üçüncü haftasında başlayan ve Ocak ayının ilk haftasına kadar kutlanan bir bayram olarak biliniyor. Bölgelere göre “Gağan”, “Gağani” adını da alan bu bayramın en büyük özelliği ise yeni bir yıla girerken kötü olan ne varsa geride bırakmak adına yapılan ritüeller. Buna göre komşular ile ilişkiler eğer bozuk ise düzeltilir, ölenler için niyaz dağıtılır. Kimileri de bu ayda oruç tutar. 
 
BAYRAM KADINLAR İÇİN AYRI BİR ÖNEMDE
 
Yaklaşık 1 ay boyunca kutlanan bayram kadınlar için ise ayrı bir öneme sahip. Kadının tarihi hafızası sayesinde gelenekleri gelecek kuşaklara aktarma rolü itibariyle bu inanç da yine kadınlar yaşatan pozisyonunda. Belirlenen günlerde bir araya gelen Alevi ve farklı inançlardan kadınlar, imece usulü yaptıkları lokma, zılfet gibi yöresel yemekleri birbirleriyle paylaşır. Lokmalar dağıtılmadan önce de analar tarafından dua okunarak çıla yakılır. İyi dilekler içeren kısa duadan sonra ise yapılan yemekler pay edilerek dağıtılır. 
 
Taksim’de bulunan Dersim Araştırmaları Merkezi’nde (DAM) bir araya gelen farklı inançlardan kadınlar Gağand’ın kendi inançlarında ne anlama geldiğini anlattı.
 
YENİ YILI KARŞILAMA BAYRAMI
 
DAM üyesi Songül Şahin, Gağand’ın kendi inançlarında eski yılı uğurlama anlamı taşıdığını söyleyerek, “Bu aynı zamanda yeni yılı da karşılama bayramıdır. Gağand’ın bütün inanç toplulukları içerisinde bugüne aşırılarak bize gelmesine elbette bir ritüel olarak bakmayız. Bütün inançlar birbirlerine doğru yerden tutarak buraya kadar getirmişler. Annelerimiz ve dedelerimizin  bize anlattıkları kulağımıza değen her bir doğruyu bugüne kadar getirdik. Dolayısıyla barışın dilini, helalleşmenin, hak alıp hak vermenin, rızalaşmanın evlatlarıyız. Bizim için Gağand bütün o toplamda o ana belleği oluşturan, ana kadını da buraya getiren o kadının üleşen, toplayan, iyileştiren derman olan yanını da ifade ediyor” dedi.
 
‘ANA HAFIZA DA AKRATAN DA BİZİZ’
 
Bununla birlikte aynı zamanda Gağand ile bir araya gelen kadınların komünal bir yaşamın ana aktörünü de oluşturduğunu sözlerine ekleyen Şahin, “Bir araya geldiğimiz bugünlerde her birimiz kendi evinden getirdikleri ile katılır. Çağın gereği olarak kapitalizmin bize sundukları değil bizim imece usulü yaptıklarımız çok değerli. Dualarımızı okuyarak çılalarımızı yakıyoruz. Çıla bizim için hayattır, umuttur, birlikteliktir, sudur, aşktır her şeydir ama toplamda her bir inancın da ortaklaştırdığı bir şeydir. Dolayısıyla biz kadınlar aktaranlar olduğumuz için inançlarımızı ve değerlerimizi yüreklerimize atarak yarınlara taşıyoruz. Ana hafıza da aktaran da biziz. Biz Gağand’a herhangi bir yemeği yiyip içmek olarak değil komünal değerleri ortaya çıkaran yerden bakıyoruz. Çocuklarımıza da böyle aktarmak önemli” diye belirtti.
 
BARIŞ VE HUZUR İÇİN
 
Yeni bir yıla barış ve huzur içinde girmek adına Gağand’ın kendileri için önemli bir yerde durduğunu kaydeden Şahin şöyle devam etti: “Bir taraftan da yılbaşını karşılayıp eğrisiyle doğrusuyla yanlışıyla kabul edip helalleşip geriye bırakıp oradan ders alarak yeni bir yılı karşıladığımızda da aynı zamanda da Hızır’a da eriştirmiş oluruz. Hızır yeni günde, yeni yılda bizi karşılamış olacak. Bizim topraklarımız Hızır yatağıdır. Hızır aklı insanlığın bilgisidir.”  
 
ERMENİLER İÇİN İSA’NIN DOĞUMUDUR
 
Ermeni kadınlardan Filor Uluk ise Gağand’ın kendi inancında ne anlama geldiğine ilişkin şunları söyledi: “Biz Ortodoks Ermeniler Gağan’ı Ocak ayının 5’inde kutlarız. Gağand’ın anlamı bizde Hisus yani İsa’nın doğumudur. Dolayısıyla bizim için en büyük bayramdır bu. Noel olarak da değiştiriliyor ancak diğer Hristiyan alemi 25 Aralık’ta kutlarken, biz Anadolu Ermenileri olarak Ocak’ın ilk haftası kutlarız. Nar bizim için çok önemlidir. Yeni yılda nar vurulur ve patlatılır. Hem o acıyı hatırlayıp unutmamak hem de bereketini kucaklamak için de dağıtılır.”
 
MA / Necla Demir