İSTANBUL – Sanatçı Ali Sizer'in “Çıra” albümü Kom Müzik marketlerinden çıktı. 7 eserin yer aldığı albümde "dilber" adlı eserde Şengal'deki Êzidîlerin yaşadığı acılara dikkat çekiliyor.
Sanatçı Ali Sizer’in yeni albümü “Çıra” KOM Müzik marketlerinden çıktı. Tamamı Kürtçe olan albümde 7 eser yer alıyor. Eserlerden çoğunun sözlerini ise Sizer'in kendisi kaleme almış. Albümde yer alan “Dilber” adlı eserde ise Şengaldeki Êzidîlerin çektiği acılara dikkat çekilmiş.
1968 yılında Adıyaman’ın merkeze bağlı Yarmakaya köyünde dünyaya gelen Sizer, 5 çocuklu bir ailenin 4’üncü çocuğu. Evli ve 4 çocuğu olan Sizer, 2 yıldır yurt dışında yaşıyor.
Müziğe olan ilgisinin küçüklüğünden beri olduğunu ifade eden Sizer, “Ben yaptığım işin sadece müzik olmadığını düşünüyorum. Tabi ki ilk zamanlar sazın tınısı, melodiler, ritmik hoşluk sizi etkiliyor. Yalnız içinde yaşayıp büyüdüğünde bir süre sonra müzik ile bir direniş içinde olduğunu görüyor ve hissediyorsunuz" dedi. Müziğin bir yaşam felsefisi olduğunu da sözlerine ekleyen Sizer, bunu kendisinin kaleme aldığı şu dörtlük ile açıkladı: “Cahillerin aklı ermez böyle hitaba, bu bir yaşam felsefesi sığmaz kitaba, aynel yekinden doğandır gelmez hesaba, canım biz hakkı hazzı görenlerdeyiz.”
'TAMBURUMUZ BİZİ VİCDANIMIZLA BULUŞTURUYOR'
Sizer, “Yani biz hakkı her zaman hazır görenlerdeniz. Eğer kişide vicdan varsa hak, Allah, Rab, ilah vardır. Vicdan yoksa bunların hiçbiri yoktur. İşte bizim tamburumuz da bizi vicdanımızla buluşturuyor. Dolayısıyla hak ve hakikat arayışıyla yürümemizi sağlıyor” diye belirtti.
‘PAYLAŞIMIN OLMADIĞI DÜNYADA SANAT YARIM KALIR’
4’üncü çalışması olan “Çıra” albümünün 2 sene önce düşündüğü bir proje olduğunu söyleyen Sizer, “Fakat biliyorsunuz bizim şartlarımız her zaman sıkıntılı. Biraz geciktim. Yani bazı kılamlar yerinde zamanında iletilmediği zaman hayıflanıyorum. Çünkü o güne ait yaşanmışlıkların müzikal bir dil ile anlatmak lazım. Kilamların sözlerini yazarken ki hal biraz farklıdır. Çok anlatılmaya gelmez ya da ben beceremiyorum ama dedim ya müzik ile birlikte hali, yaşamı konuşmak yaşananları anlatabilmek önemli” ifadelerini kullandı. Sizer, “Sevincin, acının, özgürlüğün, dayanışmanın paylaşılmadığı bir dünyada sanat yarım kalır” diyerek sanatın her hali ile yaşamak gerektiğini söyledi.
‘DİLİMİZİ İNKAR ASİMİLASYONA İTİYORUZ’
Halkların kendi anadilleriyle varolduğunu vurgulayan Sizer, “Dilleri elinden alınan halkların yaşamları gasp edilmiştir. Çünkü sen onunla harmanlanmışsın. Eğer varsa bende bir marifet o da benim anadilimin verdiğindendir. Onu korumalıyız, yaşatmalıyız, yaşamalıyız. Anadilimize sahip çıkmalıyız. Bin yıllardır varlığını her türlü zorbalığa, zulme karşı koruyan bir dili maalesef kendi ellerimizle yokluğa, yoksulluğa, inkara ve asimilasyona itiyoruz. Ben hiç bir dile düşman değilim. Her dil bir dünyadır. Onu yok saymak insanlık dışıdır. Ama Her ağaç kendi kökü üzerinde yeşerir ve kendi kökü üzerinde güzeldir” diye konuştu.
‘DİLBER BİN YILLIK ZULMÜN AYUKA ÇIKMIŞ HALİDİR’
Albümünde yer alan “Dilber” parçasıyla Şengal’deki Êzidî kadınlara dikkat çektiğinin altını çizen Sizer, şarkıya ilişkin şunları söyledi: “Dilber bizim bin yıllardır uğradığımız zulmün 21’inci yüzyıldaki ayyuka çıkmış halidir. Kerbela’dan baktığımızda Emevi İslam iktidarının bin 500 yıldır hala iktidarda olduğunu görürüz. O zulümle iktidara gelip bu gün hala zulüm ederek, katliamlarla imha ile iktidarını sürdüren bir geleneğin ardıllarının hem Ortadoğu hem Türkiye üzerindeki etkisidir. Yazarken aslında Kerbala’dan Şengal’e diye düşündüm. Kadınlar çıplak develere bindirilip, gezdirilip, pazarlarda satıldı. Bu zalimlere direnen canlarımız o vakit vardı şimdi de varlar. Aşk olsun onlara ki zulme baş eğmediler. İşte bu direnişin sanatsal yönünü ise bizler korumalıyız.”
‘JİN Û CİHAN’ KADINI KONU ALIYOR
Albümün başlı başına bir yol, yaşam, varlık, paylaşma, dayanışma mesajı olduğunu sözlerine ekleyen Sizer, albümde yer alan “Jin û Cihan” parçasına ilişkin de, “İnançlar gibi kadını başkalaştıran değil tersi kadını yüceliğinden, doğurgan ve değişken olduğu ve kutsallıkla görmek gerekir” dedi.
‘İNSANLARIN GÖNÜLLERİNDE YER EDİNMESİ ÖNEMLİ’
“Sewda” parçasına ilişkin de Sizer, “Sewda yola bağlılığı, sevda ile coşup aşk ile yaşamı kucaklayarak, kendi bilge, hak ve hakikatinin tarihi ile yaşamak, hakikat makamına giden yolda ilmi ledün ile tanışmak yani gönül gözünüzün açıldığını, insanı kamil evrelerinin işlendiği bir hizmettir. Yol ulularımızın hak ile hak olmuş pirlerimizin, önderlerimizin isimleri ile buluşması bana göre önemli olan bunlardı. Bunları müzikal bir dile çevire bilmiş isek ne mutlu bize” diye belirti. Sizer, “Günümüzdeki teknolojik yaşamın içerisinde insanların hayatının neresinde yer alır bilmiyorum ama insanların gönüllerinden yer bulması bizim için çok önemli, dilerim halklarımız bu yolda bizi yalnız bırakmazlar” diye konuştu.
MA / Sadiye Eser