İSTANBUL - Her alanda olduğu gibi kadınların sinema sektöründe de çok sayıda zorlukla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden kadın yönetmenler, sinemada kadın emeğini hiçe sayan bir zihniyetin olduğunu söyledi.
Kadın ve erkek eşitsizliği yaşamın her alanında olduğu gibi sinema sanatında da kendisini belirgin bir şekilde hissettiriyor. Bu sektöründe çalışan kadınların emeği ya görülmüyor ya da baskı altındadır. Oysaki tarih boyunca önemli işlere imza atan kadın yönetmenlerin sayısı ise azımsanmayacak kadar çok.
Kadınların sinema sektöründe çok ciddi sorunlar yaşadığını ifade eden Yönetmen Adar Taş, “Sette fazla erkek olması kadının ona göre şekillenmesine neden oluyor. Giyim tarzından tutalım konuşma tarzına kadar bir şekillenme hissiyatının olduğunu görüyoruz. Erkek istediği gibi sete gelirken, kadın nasıl daha çok ciddi dururum üzerinden düşünerek giyinip sete gidiyor. Bu yönetmen bile olsa durum değişmiyor” dedi.
’88 FİLMİN SADECE 8’İ KADIN YÖNETMENLERE AİT’
Sinema sektöründe kadınların erkeklere göre sayısal olarak daha az kaldığını ifade eden Taş, Türkiye’de 2013’te yapılan bir araştırmaya göre vizyona giren 88 filmden sadece 8’inin kadın yönetmenlere ait olduğunu söyledi. Bu durumun sadece Türkiye’de değil dünyada da böyle olduğunu ifade eden Taş, Hollywood’da 2013-2014 yıllarında vizyona giren filmlerin sadece yüzde 6.4’ünün kadın yönetmenlere ait olduğu bilgisini verdi. Bunun nedeninin ise kadınların yapımcı ve fon bulma aşamasından tutalım, senaryonun yazımına, filmin çekimine ve sonrasına kadar ki olan süreçlere bağlayan Taş, “Yapımcılar genelde erkek oluyor. Bir kadın yönetmen yapımcının kapısına gittiğinde kadın yönetmenlere güvenilmiyor. Kadın yönetmenler daha fon bulma kısmında bile çifte standarda maruz kalıyor” ifadelerini kullandı.
‘YARATICILIK ERKEKLER TARAFINDAN GASP EDİLMİŞ’
Kadınların üretimden sonraki kazanımını da yok sayan bir zihniyetin olduğunu sözlerine ekleyen Taş, “Erkek yönetmenler tarafından eleştiri yağmuruna tutuluyorlar. Sırf kadın olduğu için erkek yönetmenler tarafından ‘kötü bir çalışma olmuş’ şeklinde çok sayıda yorum yapılıyor” dedi. Sinemanın estetik ve yaratıcılık isteyen bir alan olduğunun altını çizen Taş, bu yaratıcılığın da erkekler tarafından gasp edildiğini belirterek, “Erkek zihniyeti bu alanı köreltmiş. Kadın burada kendine yer bulamıyor. Birçok sıkıntıyla karşılaşıyor” diye belirtti. Taş, “Birçok alanda olduğu gibi bizim bu alanda da gerçekten kadın olarak görünür olmamız lazım ve söz söyleyebilmemiz gerekiyor. Bu konuda ben herkesi biraz daha cesaretli olmaları gerektiğini düşünüyorum” diye dile getirdi.
‘İLK HAFTADAN PES EDERSİN DİYORLARDI’
Yönetmen Elif Yiğit ise Radyo Sinema ve Televizyon Bölümü okuduğunda sinema sektöründeki alanın zorluğundan sürekli bahsedildiğini söyleyerek, “Görüntü yönetmeni olmak istediğimi söylediğimde, hocalarım bile ‘kaslı olman gerekiyor’, ‘erkek gücüne sahip olman gerekiyor’ şeklinde yorum yapıyorlardı. Bu ister istemez birçok kişinin önünü kapatıyor” diye belirtti.
İlk işe başladığında da kadınların kamera asistanlığı yapamayacağından söz edildiğinin altını çizen Yiğit, “Daha ilk haftadan bırakırsın diyorlardı. Daha sonra hiç pes etmedim. Sürekli erkek gücünden bahsettikleri için psikolojik olarak daha fazla ağırlık kaldırmaya başladım. Fazla ağırlık kaldırarak kendini ispatlamaya çalışıyorsunuz. Zamanla çok fazla yıpranıyorsun bu da kişiyi uzaklaştırıyor. Piyasada kadınların kamera asistanlığı yapmasını destekleyen bazı insanlar var. Onlarla tanıştım. Tam pes edecektim, onlar beni işlere çağırmaya başladılar. Çok ağır malzemelerin yavaş yavaş kaldırılması gerektiğini, birilerine kanıtlamak için kaldırılmaması gerektiğini söylediler. Kamera asistanlığı yaparken, sette bazen sanki erkekmişim gibi davranıyorlardı. Bu da dokunuyor. Pes etmemek gerekiyor. Ben 2 yıla yakındır kamera asistanlığı yapıyorum. Artık alıştılar. Artık ‘erkek Elif’ demiyorlar. İsmimle hitap ediyorlar. Kadınlar da yapabilir diyorlar” diye konuştu.
MA / Sadiye Eser