HAKKARİ - Hakkarili Dengbêj İsmail Seyranoğlu, Kürtçe yayın yapan televizyon kanallarının kapatılmasıyla dengbêjliğin yara aldığını söyledi.
Van'da yayın yapan ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Van TV'de "Selîqa Dengbêjan" programını yapan Hakkarili Dengbêj İsmail Seyranoğlu, programı sayesinde onlarca dengbêjin keşfedildiğini belirterek, Kürtçe yayın yapan televizyonların kapatılması ile bu imkanların ellerinden alındığını söyledi.
‘BÜYÜK BİR KÜLTÜR SAKLI’
Kürt kültüründeki zenginliğe dikkat çeken Seyranoğlu, “Eskiden yapılan dengbêjlik ile bugün yapılan dengbêjlik arasında büyük fark var. Eskisinin içinde sadece stran tek yoktu. Okunan stranın hikayesinin yanında çirok (hikaye), malik (beyit) ve meteloklar (mesel) vardı" dedi.
‘KÖYLER BOŞALTILINCA DENGBÊJLİK AZALDI'
Dengbêjliğin aynı zamanda sözlü bir tarih aktarımı olduğunu ifade ettiğini Seyranoğlu, “Kürt renkleri, Kürt motifleri, Kürt isimleri ve daha birçok değer, o eski stranlarla günümüze kadar geldi. Maalesef şuanda dengbêjlik hak ettiği değeri bulamıyor ve korunması için imkanlar çok kısıtlı. Özellikle köylerin boşaltılmasının ardında dengbêjlik çok azaldı. Çünkü dengbêjliğin yapılacağı ortam kalmadı. İnsanlar yurtlarından edindi ve birbirinden koparıldı. Köylerimiz boşaltılınca saban sürme, çobanlık etme, berivanlık yapma, bağ, bahçe ve imece usulü yardımlaşma kalmadı. Bunlar olmayınca da insanlar bir araya gelemez oldu ve bu da dengbêjliğin yok olmasına zemin sundu" diye belirtti.
‘YARATTIĞIMIZ İMKANLAR ELİMİZDEN ALINDI'
Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) kapatılan birçok Kürtçe yayın yapan televizyon kanalının dengbêjliğin yeniden yaşaması ve gelişmesi için iyi şans olduğunu dile getiren Seyranoğlu, kapatılan Van TV’de “Selîqa Dengbêjan” programı sırasında birçok dengbejin keşfedildiğini söyledi. Seyranoğlu, televizyonların kapatılmasıyla dengbêjliğin büyük yara aldığını belirtti.
‘HALKIMIZA BORCUMUZ VAR'
Babası Teyfurê Lêwînî'den devraldığı dengbêjliği sürdüreceğini vurgulayan Seyranoğlu, şunları söyledi: “Kesinlikle dengbêjliği bırakmayacağım. Herkesin kendi edebiyat, kültür ve sanatına sahip çıkma hakkı olduğu gibi bizim de kendi kültür, sanat ve edebiyatımıza sahip çıkma hakkımız var. Halkımıza bir borcumuz var ve bu borcu ödemek zorundayız. Bizi zor günler bekliyor olabilir hatta kanatları koparılmış bir kuş misali olabiliriz ama inanıyorum ki bu sıkıntılar uzun ömürlü değildir ve güzel günler yakındır.”