Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi: Çok geç olmadan harekete geçin

img
BATMAN – Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, Ilısu Barajı Projesi’nin hemen durdurulmasını isteyerek, “Çok geç olmadan insan aklının ve vicdanının harekete geçmesini bekliyoruz” çağrısında bulundu. 
 
Hasankeyf’i Yaşatma Girişi, tarihi ilçenin sular altında bırakılmak istenmesine karşı yaptığı yazılı açıklamada, Hasakeyf’in binlerce yıldır kesintisiz olarak insan yaşamı için mekân olduğunu, yirmiden fazla medeniyete Dicle Nehri kıyısında beşiklik ettiğini ve insanlık için çok derin bir hafıza oluşturduğunu ve insanlığın ortak kültürel ve doğal mirası olduğu vurgulandı. 
Hasankeyf’in doğal, kültürel ve anıtsal yapılarını bugüne kadar koruyan, geniş bir alana yayılan açık hava müzesi görünümünde neolitik ve antik bir kent olduğu hatırlatılan açıklamada,“Hasankeyf 1978 yılında Arkeolojik sit alanı ilan edilmesine rağmen, korunması ve sonraki nesillere bırakılması için gerekli hiçbir çalışma yapılmamıştır. Arkeolojik olarak sadece yüzde 5-10 civarlarında kazının yapılabildiği, yer altında kalan arkeolojik kalıntıların gün yüzüne çıkarılabilmesi için 50-70 yıl kadar daha zamanın ancak yetebileceği kazı uzmanları tarafından belirtilmektedir. Tüm bunların bilinmesine rağmen, ömrü ancak 50 yıl olabilecek Ilısu Barajı ve Hidro Elektrik Santral (HES) projesine feda edilmek istenmektedir. Bitme aşamasına gelmiş Ilısu Projesi yapılırken ulusal ve uluslararası hiçbir sözleşme ve yasa dikkate alınmamıştır. En basitinden projenin bir Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu dahi bulunmamaktadır” denildi.
 
‘DİCLE VADİSİ KURTARILMALIDIR’
 
UNESCO Dünya Kültürel Mirası kriterlerinin onda dokuzunu karşılayan dünyadaki tek yer olma konumunda olmasına rağmen UNESCO’nun Hasankeyf’e ilgisiz kaldığı eleştirisinin yer aldığı açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) de verdiği kararla kültürel soykırımın suç ortağı olduğu vurgulandı. “Bu zamana kadar yedi anıtsal eser doğal yerlerinden koparılmış başka yere taşınmış, kalenin etrafına devasa set örülmüş ve diğer fiziksel çalışmalarla Hasankeyf tahrip edilmiş olsa bile, geri kalan devasa büyüklükteki arkeolojik alanlar ve Dicle vadisi mutlaka kurtarılmalıdır” diye belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “ Yetkililer, yeni Hasankeyf’te konutların bittiğini ve bayramdan sonra taşınma işleminin gerçekleşeceğini ifade etmesine rağmen, yeni yerleşkede hala içme suyu ve konutlarda kısa sürede oluşan çatlaklar gibi bir sürü eksiklik olduğundan taşınma işleminin daha çok zaman alacağı ortadadır. Ayrıca baraj suları altında kalacağı öngörülen diğer yerleşim yerlerindeki insanlar için henüz ciddi anlamda bir çalışmanın yapılmadığı gözlenmektedir.”
 
‘KATILIM BEKLİYORUZ’
 
Sosyal medyada, 3'üncü Hasankeyf Küresel Eylem Günü kapsamında 7 Haziran’da ‘‘HasankeyfİçinGeçDeğil’’ hashtagi ile yapılan paylaşımların ilk sırada yer aldığı hatırlatılan açıklamada, “Ülkemizin ünlü sanatçıları da Hasankeyf’in sular altında kalmasına karşı tepkilerini yayınladıkları videolarla dile getirmişlerdir. Çok sayıda sivil toplu kuruluşları ve muhalefet partileri de suyun tutulmasına tepki göstermişlerdir. Sonrasında Hasankeyf’te yapılmak istenilen basın açıklamalarına devletin güvenlik güçlerince engel çıkarılmış ve gözaltılar olmuştur. Başta İstanbul olmak üzere ülkemizin birçok yerinde Ilısu Projesine karşı etkinlikler yapılmaya devam edilmektedir. 11 Haziran’da change üzerinden başlatılan imza kampanyası 8 bini geçmiş ve sürekli artmaktadır. Buna her duyarlı insandan katılım bekliyoruz!” denildi. 
 
‘PROJE DURDURULMALI’
 
10 Haziran’da suların tutulmaya başlanacağı resmi makamlarca ifade edilmesine rağmen barajda su tutulmadığı ifade edilen açıklamada, suyun tutulmamasında, 7-8 Haziran’daki 3'üncü Hasankeyf Küresel Eylem Günü’ndeki etkinlik ve eylemler sonucunda oluşan kamuoyu baskısının etkili olduğu vurgulandı. Hasankeyf’ Yaşatma Girişimi’nin açıklamasında, şunlara dikkat çekildi: “Yeni Hasankeyf konutlarındaki sorunlar, Hasankeyf yakınlarındaki büyük köprü ve yeni köy yolları gibi tamamlanmamış inşa çalışmalarını da dikkate alırsak, 16 Haziran günü kamuoyuna yapılan açıklamadaki gibi 25 Haziran’da veya Temmuz ayında su tutulması gerçekçi değildir. Su tutulmaya başlansa bile çok uzun süre bu göstermelik kalacaktır. Bununla amaçlanan şey, algı operasyonuyla mücadeleyi kırmaktadır. Biz umudumuzu asla kaybetmeyeceğimizi bir kere daha bu metin aracılığıyla ilan ediyoruz!
 
Hasankeyf’in ve Dicle vadisinin kurtarılması için Ilısu baraj projesi bitse bile su tutulmasına karşı durmak ve su tutulsa bile baraj havzasından suyu boşaltmak için mücadelenin genişletilerek devam ettirilmesi gerekmektedir. Dünyada, bitirilmesine rağmen mücadeleler sonucunda su tutmayan barajlar ve işletmeye alınmayan nükleer santraller var. Bir an önce Ilısu Projesi durdurulmalı ve etkilenen bölgedeki toplumla yeni katılımcı ve şeffaf bir diyalog süreci başlatılmalıdır. 
 
Sonuç olarak bütün duyarlı ve demokratik kamuoyuna olan çağrımızda, insanlığın geçmişi ve hafızası olan Hasankeyf ve Dicle vadisinin kurtarılması için, çok geç olmadan insan aklının ve vicdanının harekete geçmesini bekliyoruz.”