İZMİR - Tecride karşı 142 gün açlık grevinde kalan yazar İlhami Çınar, eylem sırasında sağlık sorunlarına rağmen bir roman kaleme aldı. Çınar, grevden kaynaklı sağ gözünde büyük oranda görme kaybı oluştuğunu ve tedavide aksaklıkların yaşandığını aktardı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle bulunduğu Şakran 1 Nolu T Tipi Cezaevi'nde 142 gün açlık grevinde kalan yazar İlhami Çınar, tedavisinin düzenli yapılmadığını belirtti. Mezopotamya Ajansı'na (MA) gönderdiği mektupta durumunu aktaran Çınar, "Ben bu sürecin bir parçası olmanın, içinde yer almanın mutluluğunu, onurunu her bir anında yaşadım. Sağ gözümde ciddi görme kaybı yaşadım, mide-bağırsak kanamaları geçirdim. Üç hafta yatalak kaldım. Deyim yerindeyse diğer tarafa gidip geldim ama başaracağımıza sonsuz inancım vardı" dedi.
TEDAVİDE AKSAKLIKLAR YAŞANIYOR
26 Mayıs tarihinde Öcalan'ın çağrısıyla eylemlerini sonlandırdıklarını ve o tarihten bu yana normal yaşama dönmeye çalıştıklarını belirten Çınar, "Maalesef grevden sonra daha kötü oldum. Bedenim yiyecek şeyleri kabul etmeyip alerjik reaksiyonlar gösteriyor. Serum tedavisi görüyorum ama tatil araya girdi. Bir de kelepçeli tedaviyi kabul etmediğim için serumları takamadım. Midem bir çocuğunki kadar küçülmüş o yüzden aylarca sıvı ile beslenmeye devam edeceğim. Ayrıca bir bağırsak ameliyatı geçireceğim ancak vücudun kendini toparlamasını bekliyorlar. En büyük problemim gözler. Ağrı ve sızısı hiç geçmedi. Sağ gözündeki kayıp geri döndürülebilir mi şuan için belirsiz. Göz doktoruna önümüzdeki hafta gideceğim. Şuna günün büyük bölümü gözlerim kapalı yaşıyorum. Gözümü açtığımda ışık huzmeleri- özellikle geceleri lamba ışığı- bıçak gibi saplanıyor. Tek sıkıntım bu süreçte okuyup yazamamak. Azıcık ağrı ve sızı dindiğinde bu mektupları yazabiliyorum. Umarım geçici bir durumdur ve yine eski duruma geri dönerim" diyerek yaşadığı sağlık sorunlarını aktardı.
'EYLEMDE ZİHNİM HİÇ OLMADIĞI KADAR BERRAKTI'
Açlık grevi sürecinde bir roman da kaleme aldığını dile getiren Çınar, grevin 127 günü romanı yazdığını belirterek şunları ifade etti: "Zaten sağ gözüm o dönem ciddi şekilde zayıfladı. Birçok arkadaş keşke böyle bir şey yapmasaydın dedi. Fakat ben direnişte son nefesimi vereceğimi düşünüyordum ve bu ihtimal çok güçlüydü. O yüzden yıllar sonra yazmayı planladığım 'Sıkrat' adlı romanı erkene alıp yazdım. Yazım süreci çok sancılıydı. Kimi günler yarım sayfa, kimi günler saatlerce yazdım. Yatağa düştüğümde tek satır bile karalayamadım. 127'nci günde tamamladığımda artık her şeye hazırdım. Belki de dünya edebiyat tarihinde uzun süreli bir açlık grevinde yazılmış ilk ve tek roman bu olacak. Genelde insanlar grev zamanında tek satır karalamaktan üşenirler, mektup bile zor yazarlar. Her nedense böylesi zamanlarda zihnimi daha derli toplu ve duru hissediyorum."