Kızılcaköy kadınları mücadelelerini sahneye taşıdı: Neymiş Bu Jeotermal

img

AYDIN- JES’e karşı nöbette olan Kızılcaköylü kadınlar, mücadelelerini sahneye taşıdı. Aylardır direnişte olan kadınlar, “Havamız, suyumuz, toprağımız, geleceğimiz için direniyoruz, sözümüzü bu oyunla bir de sahneden söylemiş olduk” dedi. 

Aydın Efeler Kızılcaköy’ünde yapılmak istenen Jeotermal Enerji Santraline (JES) karşı uzun zamandır köy meydanına kurdukları nöbet çadırında direnişlerini sürdüren kadınlar, direnişlerini “Neymiş bu Jeotermal” tiyatro oyunuyla sahneye taşıdı. Seher Çenesiz’in yazıp yönettiği ve Hilal Yılmaz’ın reji asistanlığını yaptığı tek perdelik oyun İzgü Kültür Merkezinde sahnelendi. Oyun, kadınların jeotermal santrale karşı verdiği mücadeleyi anlatıyor. 
 
‘DİRENİŞİ ANLATMANIN EN GÜZEL YOLU SANATTIR’
 
Oyunda, Kızılcaköylü kadınlardan Leyla Çiyansen, Melehat Yavuz, Gülten Şimşek, Safiye Tuncer, Fatma Orbay, Gülser Aşkıntaş ve Ayşe Ayav rol aldı. Oyun fikrini ortaya atan ve oyunda reji asistanlığını yapan Hilal Yılmaz, “11 aydır süren mücadele devam ederken çadıra gittiğim bir gün, sahnedeki kadınları hayal ettim. Hayalimi gerçekleştiren bu kahraman kadınlara çok teşekkür ediyorum. Oyunda söyledikleri bütün repliklerde her şeyi anlattılar. Onlar mücadele etmekten vazgeçmeyecekler ve bunu anlatmanın en güzeli de sanattır, tiyatrodur. Kadınlar bu fikrimi sahiplendi ve 4 ay süren çalışma sonrasında bu oyun ortaya çıktı. Hepsine yeniden çok teşekkür ediyorum” dedi.
 
‘KADINLARIN YAŞAMINI ANLATMAYI AMAÇLADIK’ 
 
Oyunu yazıp yöneten Seher Çenesiz, Yılmaz’ın oyun hazırlama önerisiyle geldiğinde ilk hissettiği duyguları sahneden paylaştı. Çenesiz, “oyunla ilgili ilk düşünmeye başladığımda öyle bir dönemden geçiyoruz ki hesabın, kitabın, kutuplaşmanın artık bitmesi gerektiğini, herkesin birbiriyle dayanışma içinde olması gerektiği bir dönemde olduğumuzu düşündüm. Aydın Kadın Platformu üyesi olarak katıldığım 8 Mart toplantısında bana getirilen oyun önerisinde, Kızılcaköylü kadınların her gün bir yandan o çadırda direnirken diğer yandan da işlerine ve evlerindeki sorumluluklarını yapıyorlar. Direnişi ve kadınların yaşamını anlatabilmeyi amaçladık. Hepsine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. 
 
‘BU TOPRAKLAR YOK OLURSA GELECEĞİMİZ OLMAYACAK’
 
Oyunda gazeteci rolünü canlandıran Kızılcaköylü Fatma Orbay, 11 aydır direniş çadırında olduklarını hatırlattı. Jeotermal santrale karşı verilen mücadeleden vazgeçmeyeceklerini dile getiren Orbay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kzılcaköy’ün toprakları çok verimli bir tarım arazisi. Zeytinimiz, incirimiz başta olmak üzere her türlü sebze ve meyve yetişiyor. Biz buranın yok olmasını istemiyoruz. Çünkü zeytin, incir bizim için çok önemli. Eğer bu toprak yok olursa, o zaman bizim yaşam alnımız diye bir şey kalmayacak. Çocuklarımızın geleceği yok olacak. Havamız, suyumuz her şeyimiz bitecek. Bizim tek amacımız yaşam alanımızı korumak, biz böyle yaşamak istiyoruz. Sonuna kadar da jeotermal santrale karşı direneceğiz.”
 
“Neymiş Bu Jeotermal” tiyatro oyununun sahnelenmesinin ardından etkinlik Yücel Tuğrul’un halk müziği dinletisiyle sona erdi.