İSTANBUL - Katledilen eşi Tahir Elçi için “Jaro” isimli bir şiir kaleme alan Türkan Elçi, bestelenen şiirinin çok beğenilen klip görüntüsünün “Her şeyin somutlaşmış hali” olması dolayısıyla içini acıttığını ifade etti. Şiiri besteleyip, seslendiren Hivron ise, "Tahir Elçi ülkemizin bir Mem’idir" dedi.
Türkan Elçi’nin Diyarbakır’da Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015 tarihinde katledilen eşi Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi için kaleme aldığı “Jaro” isimli şiir, sanatçı Hivron tarafından bestelenip, seslendirildi. KOM Müzik’ten çıkan eserin kendisi kadar, animasyon olarak hazırlanan klibi de büyük beğeni toplandı.
Eşi için Kürtçe şiir kaleme alan Türkan Elçi ile bu şiiri besteyip, seslendiren Hivron ile “Jaro”yu konuştuk.
YAZDIĞI İLK KÜRTÇE ŞİİR
Şiiri yazdığında besteleneceğini hiç aklından geçirmediğini dile getiren Türkan Elçi, edebiyat öğretmeni olması dolayısıyla edebiyatla sürekli bir meşguliyeti olduğunu ama yazdıklarının tümünün Türkçe olduğunu ifade etti. İlk kez Kürtçe şiir yazdığını söyleyen Elçi, “Çünkü çevremde çok iyi Kürtçe bilen yok denecek kadar az. Yazdığım şiiri anlayabilmek için Kürtçe bilmenin yanında ayrıca Botan'da konuşulan Kürtçeyi bilmeyi gerektiriyordu” diye belirtti.
Elçi, buna rağmen yazdığı bu şiir için Kürtçe bilen yakın çevresinden destek aldığını paylaştı.
‘SENARYOYU YAZMAYI DÜŞÜNDÜM’
Şiirinde Botan’a ait, başka yerde kullanılmayan sözcüklerin mevcut olduğuna dikkat çeken Elçi, şiirin bestelenme sürecinin ise arkadaşı Neşet Girasun’un şiiri Hivron’a göndermesiyle başladığını belirtti. Elçi, “Benim aklımda öyle bir fikir yoktu. Hivron’a göndereceğini söyleyince ben de memnuniyetle karşıladım. Çünkü Hivron’un yaptığı müziği beğeniyle dinliyor, iyi bir beste yapacağına inanıyordum” diye belirtti.
İşin en zor yanı çekilen animasyon klibi izlemesi olmuş. Elçi, bunun nedenini ise şu sözlerle dile getirdi: “Klipte geçen görüntüler içimi acıttı. Her şeyin somutlaşmış halini görselde görmek ayrı bir duygu. Klip için de senaryoyu yazmayı düşündüm fakat yazamadım. Onu da öykücü arkadaşım Mustafa Orman yazdı. Daha sonra Emin Teymur da klibe katkı sağladı. Anlayacağınız kolektif bir ürün çalışması yaptık diyebiliriz. Benim için elbette ki anlamlı. Çalışmalara başlarken sonucunda üzüntümü arttıracağına ihtimal vermemiştim. Fakat her şeye rağmen kaliteli bir müzik yaparak müziğimize katkı sağladığımızı düşününce de mutlu hissediyorum kendimi."
‘TAHİR ELÇİ DE ÜLKEMİZİN MEM’İDİR’
Türkan Elçi’nin kaleme aldığı şiiri ilk okuduğunda yoğun bir duygu yaşadığını belirten Sanatçı Hivron ise, aynı zamanda aile olarak kaybını yaşadıkları bir yakınlarının isim olması nedeniyle “Mem” isminin kendisinde etkisinin çok büyük olduğunu ifade etti.
Mem’in ait olduğu toplumda tarihi anlamı olan sembol bir isim olduğunu söyleyen Hivron, “Cizre’de cesaret ve aşk hikayelerinin kahramanıdır. Bana göre Tahir Elçi de ülkemizin bir Mem’idir. Toplumun yetiştirdiği çok cesur ve bilge kahramanlardan biridir. Toplumunun tarihine iz bırakan ve asla hafızalardan silinemeyecek, kuşaktan kuşağa aktarılacak bir Mem olarak kalacaktır. Dolayısıyla böyle bir teklife memnuniyetle olumlu cevap verip, kendi emeğimi katmak istedim. Tek endişem Tahir Elçi şahsında tüm Mem’lere layık bir eser çıkartmaktı. Bunun sorumluluğunu üstlenmek tabi ki kolay değildi. Umarım ki yaptığımız çalışma ile bu duygularımızı ifade edebildik” diye belirtti.
‘ACILARIMIZI ORTAK BİR DİLLE DUYURMAK İSTEDİK’
Jaro’nun ortak duyguların müzik ve sanatla buluşup, ifadeye kavuştuğu bir eser olduğunu belirten Hivron, Türkan Elçi’nin de kaleme aldığı şiirde sadece kendi acısını ifade etmediğini vurguladı.
“Coğrafyamızda bunun gibi büyük kayıpları olan binlerce kişinin duygularını dile getirmiş ve yazmış” diyen Hivron, şunları ekledi: “Bunu sanat ile dinleyicilere ulaştırmak çok önemliydi. Biz bu eser ile kendi acılarımızı ortak bir dil ile dünyaya duyurmak istedik. Şimdiye kadar dinleyicilerden çok olumlu geri dönüşler almaktayız. Tahir Elçi kendi halkı için değerli emekler ortaya koyan ve bu uğurda bedel ödemekten kaçınmamış kahraman bir bilge insandır. Sanat ile uğraşan insanlar, böylesi toplumsal kahramanlıklara kayıtsız kalamazlar. Ben de bu toplumun içinden gelen bir birey olarak görevimi yerine getirmek istedim."
‘TOPLUMU YANSITMAYAN ESERLERİN KALICIĞI OLAMAZ’
Sanatla uğraşan bireylerin toplumsal realiteden uzak durmaması gerektiği görüşündeki Hivron, zira sanatın toplumun ve bireylerin duygularını ifade ettiğini, topluma hitap etmeyen bir eserin ise kalıcı olamayacağını ve toplumda karşılık bulamayacağını da kaydetti.
Toplumsal gerçekliği anlatmanın kendisi için bir sorumluluk olduğunun altını çizen Hivron, “Tarihe baktığımızda, günümüzde hala karşılığı olan ve aynı duyguları hissettiren tüm eserler o dönemki hikayeleri yansıtırlar. Çağını ve toplumunu yansıtmayan bir eserin kalıcılığı olamaz ve insanlık tarihinde iz bırakamaz. Tahir Elçi çağımızda yetişen önemli bir şahsiyettir. Onun şahsında benzer kaderi yaşayan bütün kahramanların hikayesini sanatımla ifade etmekten memnuniyet duyarım. Bu benim için halkıma karşı bir sorumluluğumdur” diye konuştu.
MA / İrfan Tunççelik