Teatra Jiyana Nû’dan Kasım ayında Kürt Tiyatro Günleri

img

İSTANBUL - Teatra Jiyana Nû oyuncuları Kasım ayında İstanbul'da Kürt Tiyatro Günlerini düzenleyeceklerini belirterek, “Gelip bizim oyunlarımızı izlesinler, bizimle beraber o sahnedeki atmosferi yaşasınlar” dedi. 

Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) bünyesinde kurulan Teatra Jiyana Nû, Kürtçe tiyatronun 28 yıldır öncü adreslerinden biri. Kurulduğu günden bugüne kadar, defalarca oyunları yasaklandı, sahneleri kapatıldı. Bütün baskı ve yasaklamalara rağmen halen Kürtçe tiyatro yapmayı sürdüren Teatra Jiyana Nû'nun tarihi, belgesellere konu olacak kadar önemli. Sahnelerini anadilde sanat için direniş alanına dönüştüren ekibin anadilde tiyatro yapma ısrarını, Kürtçe tiyatro üzerindeki baskıları ve yeni sezonlarını Teatra Jiyana Nû oyuncuları Ömer Şahin, Rugeş Kırıcı ve Cihad Ekinci ile konuştuk.
 
‘ÇALIŞMA ALANINI TERK ETMEDİK’
 
Tiyatro oyuncusu Ömer Şahin, 1990'larda devletin baskısı sonucu bölge illerinden büyük metropollere yaşanan göç sonucu anadilde kültür-sanat faaliyetlerinin sürdürülmesi için Kürt aydınları ve sanatçılarının MKM'yi kurması sonucu Teatra Jiyana Nû'nun ortaya çıktığını ifade etti. İlk dönemlerinde köy seyirlik, doğaçlama, yeraltı oyunları ve politik sokak tiyatrosu şeklinde yoluna devam ettiğini söyleyen Şahin, “Tabi sürecin gelişmesi ile birlikte tiyatro kendi içerisinde çeşitli teorik-pratik atölye çalışmalarıyla beraber gelişim sürecini bugüne taşıdı. 2000’lerden sonra geleneksel tiyatrodan, İtalyan sahne biçimine göre sahneleme tekniklerine çalıştık. Bu dönemlerde çeşitli dünya klasiklerinden hikayeler, kendi yazdığımız hikayelerimizle birlikte moderne daha yakın oyunlar sahneledik. Ama bir yandan da deneysel çalışma alanını terk etmedik” dedi. Sürekli yeni bir arayış içerisinde olduklarını dile getiren Şahin, deneysel çalışmaya devam ettiklerini, muhalif mücadele alanında yer aldıklarını ve kendi hikayelerini oluşturmak için çaba sarf ettiklerini sözlerine ekledi.
 
‘KASIM’DA KÜRT TİYATRO GÜNLERİ OLACAK’ 
 
Teatra Jiyana Nû'nun yeni sezonu hakkında bilgi veren Şahin, Kasım ayında İstanbul'un iki yakasını kapsayacak Kürt Tiyatro Günleri’ni düzenleyeceklerinin söyledi. Kürt Tiyatro Günleri’nin ilk defa olacağını kaydeden Şahin, “20-25 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da Kürt Tiyatro Günleri düzenleyeceğiz. Şişli ve Kadıköy’de bulunan salonlarda oyunlarımızı oynayacağız. Şu an program netleşmediği için net bir şey söylemiyoruz. Türkiye’de Kürt tiyatrosu yapan bütün gruplarla bir iletişimimiz var. Hemen hemen hepsinin ürünlerini 20-25 Kasım tarihleri arasında İstanbul seyircisiyle buluşturma çabası içinde olacağız” diye konuştu. 
 
‘YASAKLI BİR DİL İLE TİYATRO YAPMAK’
 
Dünya tiyatro tarihinde Kürt Tiyatrosu'nun yolculuğuna benzer bir örneğin olmadığının altını çizen Tiyatro oyuncusu Rugeş Kırıcı, yasaklı bir dil ile tiyatro yapmaya çalıştıklarını söyledi. Kırıcı, “Yasaklı bir dil ile tiyatro yapmak neredeyse fısıldayarak sanat yapmaya çalışmaktı. Kürt Tiyatrosu'nun hikayesi, Kürt halkının kendi devrimsel sürecinden farklı olmadı ve yürümedi. Bütün sanat alanlarımız için geçerli bir durum bu. Tiyatronun öyle bir yolculuğu var” ifadelerini kullandı. 
 
‘BİR YANDAN BASKILARLA MÜCADE EDİYORUZ’ 
 
1990'lardan bugüne Kürt sanatına yaklaşımda tanımlamaların değiştiğini ancak uygulamaların değişmediğini vurgulayan Kırıcı, son 4 yılda Türkiye’de yaşananlara dikkat çekerek yasağın biçim değiştirmiş halini yaşadıklarını söyledi. Oyunlarını izleyiciyle buluşturacakları sahne bulamadıklarını ifade eden Kırıcı, “Halen de sahne bulamıyoruz ve oyunlarımız yasaklanıyor. Dolayısıyla biz bir yandan deneysel çalışmalar yaparken, bir yandan üretmeye, bir yandan da bu baskı ve yasaklamalarla mücadele ediyoruz” diye konuştu. 
 
‘ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
 
“Toplumsal derdi” olan bir topluluk olduklarını belirten Kırıcı, yaptıkları sanatla kendi seyircilerini oluşturduklarını ifade etti. Baskı ve yasaklamalara karşı taviz vermediklerinin altını çizen Kırıcı, seyirciye ulaşmanın çabası içerisinde oldukları belirtti ve ekledi: “Ne olursa olsun artık Türkiye kentlerinde de Kürdistan'da da Kürtler bir tiyatrolarının olduğunu biliyor. Üretiyoruz, üretmeye devam edeceğiz. Bizimki de bir mücadele alanı. Biz yolumuza devam ediyoruz.” Kırıcı, Kawa Nemir tarafından Kürtçeye çevrilen Giacoma Puccini'nin “Tosca” isimli operasının tiyatroya uyarlandığını hatırlattı. Celil Toksöz tarafından tiyatroya uyarlanan operanın da Kürt Tiyatro günlerinde sahneleneceğini belirtti.
 
‘GELİP İZLESİNLER PİŞMAN OLMAYACAKLARDIR’ 
 
Bölge turneleri yapmaya devam ettiklerini sözlerine ekleyen Kırıcı, Şubat ayında Almanya'da olacaklarının bilgisini vererek, “Bizim isteğimiz bizi izlemeye gelenlerin tiyatroya biraz kulak kabartmaları, bu her kesimdeki insan için söylediğimiz bir şey. Günümüzde belki tiyatro çok ön planda olan bir sanat dalı değil. Kendi kimliğimizle kendi dilimizle bu işi ortaya koyuyoruz ve kendi insanlarımızdan bir şekilde bizim oyunlarımızı izlemeye davet ediyoruz. Gelip bizim oyunlarımızı izlesinler, bizimle beraber o sahnedeki atmosferi yaşasınlar. Kendi adıma söylüyorum pişman olacaklarını sanmıyorum” diye konuştu.
 
‘DAHA GÜÇLÜ YÜRÜMENİN DERDİNDEYİZ’ 
 
Tiyatro oyuncusu Cihad Ekinci ise, HDP’li belediyelere atanan kayyumların kültür sanat kurumlarının kapısına kilit vurduğunu, bu sürecin devam ettiğini dile getirdi. Ekinci, “Birçok sanatçı KHK’lerle işten atıldı. Hatta parklardaki heykellere kadar saldırılar gerçekleşti. Kürtçe isimler silindi. Burada amaçlanan Kürtlerin hafızasız bırakılmasıydı. Bu zorluklara rağmen biz bir şekilde aslında inat ederek direne direne tekrar daha güçlü bir şekilde var olduk. Bize artık sahne de verilmese, ekipman da verilmese bir şekilde kendimizi ifade edebileceğimiz alan yaratabiliyoruz. Bütün zorluklara rağmen biz oyunlarımızı sanat faaliyetlerimizi yürütebiliyoruz. İşin umutsuzluğunda hiç değiliz. Tamamen daha güçlü bir şekilde yürümenin derdindeyiz” ifadelerini kullandı.