DİYARBAKIR - Amed Şehir Tiyatrosu, "Xewna Şeveke Havînê" isimli yeni oyununu sahneye taşıyor. Kayyumdan sonra Galeria'da sahnelenmek zorunda kalınan oyunun hazırlık sürecini anlatan yönetmen Ferhad Feqî, "Zorluklar karşısında sanatçılar bir hayal kapısı açıp yeniyi yaratmalı" dedi.
Amed Şehir Tiyatosu, William Shakespeare'nin "Bir Yaz Gecesi Rüyası" oyunun Kawa Nemir'in Kürtçe çevirisiyle "Xewna Şeveke Havînê" olarak sahneye taşıyor. İlk prömiyerinin yarın Amed Şehir Tiyatrosu'nun Galeria Alışveriş Merkezi'nde bulunan sahnesinde yapılacak oyunun yönetmenliğini de Ferhad Feqî üstleniyor. Oyun, Avşîn Adıgüzel, Berfîn Emektar, Dicle Yavuz, Kemal Ulusoy, Mahmut Kösem, Mesut Erenci, Özcan Ateş, Özkan Şeker, Sena Özbey, Şahabettin Dağ, Şahperî Alphan, Şilan Alagöz, Yavuz Akkuzu, Zeycan Ateş'in yer aldığı geniş bir oyuncu ekibi tarafından sahnelenecek. Oyun 5 Ekim tarihinde de tekrar izleyiciyle buluşacak.
Hazırlıkları devam eden oyun ve tiyatro üzerine yönetmen Ferhad Feqî ile görüştük.
ÇEVİRİNİN DİLİ ÖNEMLİ
Oyunun aşk - komedi türünde bir oyun olduğunu belirten Feqî, farklı dillerde yazılan oyunları sahneye taşımanın zorluğuna dikkat çekerek bu anlamda çeviri dilinin önemli olduğunu belirtti. Kawa Nemir'in bu anlamda başarılı bir iş çıkarttığına dikkat çeken Feqî, "Bire bir çeviri yerine Shakespeare'nin dilini Kürtçe ile buluşturmuş. Çeviri bizim için çok kolaylaştırıcı oldu. Bir oyuncu için çeviri olan tiyatro metnini ezberleyip sahnede sergilemek zor bir iş. Yani oyunculuğunda bu metni kendine ait hale getirmen gerekiyor. Oyuncu bunu iyi başarırsa izleyici de oyunun sorusunun kendi sorusu olduğunu hissedebilir" dedi.
Oyunda orijinalinin dışına çıkarak Avrupa tarzı kıyafetler tercih etmediklerini söyleyen Feqî, "Dil de Kürtçe, biz oyunda izleyicinin kendinden bir şey bulmasını istiyoruz" diye belirtti.
KAYYUMLA BİRLİKTE PLANLAMA DEĞİŞTİ
Çalışmalarının uzun zamandır devam ettiğini ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanmadan önce belediye ile ortaklaşarak Kültür ve Kongre Merkezi'nde oyunu sahnelemeyi planladıklarını söyleyen Feqî, merkezdeki Çand Amed Sahnesi'nde oynanacak şekilde kalabalık bir oyuncu ekibini dahil ederek oyunu hazırladıklarını ifade etti.
KORİDOR DA SAHNEYE DAHİL EDİLDİ
Yaklaşık 4 hafta boyunca çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Feqî kayyum atanması ardından yaşadıklarını şöyle anlattı: "Tam da oyunda olduğu gibi egemenler bu konuya el attı. İşte bir sabah uyandığımızda tüm durumun değiştiğini gördük. Sonrasında oyuna ilişkin tartışmalar yürütmeye başladık. Oyunda 14 oyuncu sahne alıyor dolayısıyla böyle küçük bir oyun oynaması mümkün değildi. O büyük görüntüyü nasıl bu sahneye taşıyabileceğimizi tartışırken Amed Şehir Tiyatrosu'nun sahnesinde bir inşaat başlattık. Sahne ardındaki duvarı, kapıları kaldırarak koridoru da sahneye dahil ettik. Sonuçta bir çözüm bulduk. Aslında kayyum atamasıyla birlikte kendimizi kötü bir durum içinde bulduk ama bu durum bizim için bir kamçıya dönüştü ve her koşulda sahneye taşıma kararı aldık. Bu durum bize yeni bir enerji verdi."
'HAYAL KAPISI AÇTIK'
Karar aşamasının sancılı bir süreç olduğunu belirten Feqî, "İlk etapta ne yapacağımızı bilemedik ancak biz bir çare bulamazsak, hayallerimiz, ruhumuz bir çare bulamıyorsa o zaman biz kendimize nasıl sanatçı diyeceğiz dedik. Sanatçılık da tam böyle bir şeydir. Sanatçı olarak bir hayal kapısı açıp orada yeniyi yaratmalısın. Sanırım biz bu oyunu burada sahneleyerek hayal kapısını açmış olduk. Böylesi bir çare bulmak, büyük bir keyif verdi."
ETKİLEŞİM ARTTI
Salonun değişmesiyle birlikte sahne gibi izleyici alanının da küçüldüğüne işaret eden Feqî, bir oyuncu için oyunu daha fazla kişiye izletmenin önemli olduğunu şimdi de fazla sahneleye çıkarak bu açığı kapatmaya çalışacaklarını dile getirdi. Salonun atmosferinin de tavanın alçak olmasından kaynaklı iyi olmadığını belirten Feqî, "Tüm olumsuzluklarda pozitif bir durum da olduğunu düşünenlerdenim. Ben kötüdeki iyiye odaklanmak istiyorum. Yoksa diğer türlü olumsuzluk içinde boğulabiliriz. Evet izleyici sayısı az olacak ama izleyici ile oyuncu arasındaki mesafe de azaldığı için daha fazla etkileşim olacak. Bu durumda başka bir enerji verecek bize. Tiyatro zaten böyle bir şey. Tiyatrocu ve izleyici buluştuğunda açığa çıkan şeye tiyatro diyebiliriz. Burada da bunu yakalıyoruz."
'KÜRTÇE TİYATROYLA YOLA ÇIKTIM'
Kendi yaşamını ve tiyatroya başlayış serüvenini de sorduğumuz Feqî, Bingöllü olmasına rağmen çocuk yaştan itibaren Almanya'da yaşadığını belirterek, "Annem ve babam Almanya'daydı ve ben de 12 yaşındayken oraya gittim. Daha doğrusu götürüldüm. Orada yıllarca okula gittim ve mültecilerin kaderi olan işçilik yaptım. Sonrasında ben oyunculuğa başladım. Kendimi de esas olarak oyuncu olarak tanımlıyorum. Yani dönem dönem bazı oyunları yönetsem de ben asıl olarak oyuncuyum. Hala Almanlarla birlikte sahneye çıkıyorum ve Almanca oyunlar sahneliyorum. Ama benim tiyatroyla buluşmam Kürtçe ile oldu. Bu benim için her zaman çok kıymetli oldu. Kürtçe tiyatro yapamadığım için zaman zaman daraldım ancak başladığım yeri hiç unutmadım, yollar yürüsem de başladığım yere geri dönüyorum" diye anlattı.
Almanya'ya ilk gittiği dönemde kendini karanlık bir gecede ve cezaevinde gibi hissettiğini söyleyen Feqî, yabancı bir dil olduğu için kendini ifade etmekte zorlandığını ama bu tablodan da tiyatroya başlayarak kurtulduğunu ifade etti.
'SANATLA BAŞARDIM'
Sanatla kendini ifade edebildiğini belirten Feqî şunları dile getirdi: "Ben bu sanat ile kendimi ifade etmeyi başardım. İçimdekileri başkalarıyla paylaşmanın yolunu buldum. Bu oyun için de aynı şeyi yaşadık. Oyunu yapabilirsek nefes alabileceğimizi hissettik. Oyunu iyi ki yapma kararı aldık ve nefes aldık. Umuyorum ki izleyicilerimiz de bizimle birlikte nefes alacak."
Amed Şehir Tiyatrosu ile ilk olarak 2010 yılında çalışmaya başladığını farklı tarihlerde 2 ayrı oyunu birlikte sahneye taşıdıklarını dile getiren Feqî, bu sahnede oyuncu olarak da yer almak istediğini ancak o denli uzun süreli kalma imkanı olmadığını dönem dönem oyun yönetmek için gelebildiğini belirtti.
'TOPRAĞIMDA DAHA İYİ HİSSEDİYORUM'
Amed Şehir Tiyatrosu'ndan aldığı enerjiyle Almanya'ya geri döndüğünü ve burada tazelediği nefes ile çalıştığını söyleyen Feqî, "Nefesim tükendiğinde yeniden buraya geliyorum. Kendi topraklarımda sanat yaptığımda hayatı daha fazla hissediyorum. Kendimi de daha iyi hissediyorum. Burada oyunlar vesilesiyle çok fazla birlikte olduk, birbirimize bir şeyler öğrettik, tartıştık, kavga ettik. O yüzden ben bir parça da kendimi Amed Şehir Tiyatrosu'na ait hissediyorum. Bu kentte olmayı da seviyorum. 2,5 aydır buradayım ve bir dükkana gittiğimde Kürtçe konuşuluyor, sokakta Kürtçe bir müzik yankılanıyor, sokaklarda kendi insanlarımı görüyorum" dedi.
'SANAT NEFES OLUYOR'
Almanya'da devletin sanata ve sanatçıya çok büyük önem verdiğini vurgulayan Feqî, sanat için büyük destekler sunulduğunu söyleyerek, "Ancak bu rahatlık bazen sanatın gelişmesine de engel olabiliyor. Sanatın enerjisi, gücü birçok kez baskı ve zorluk anında ortaya çıkabiliyor. Sanat o sıkışma halinde bir çareye dönüşüyor. Zorlukta olan toplum ve insan için sanat bir nefes oluyor. Sanatın tabiatında da bu var. Biz de bu yüzden bununla bu kadar ilgileniyoruz" diye belirtti.
MA / Dicle Müftüoğlu - Adem Baran