ANKARA - Henüz 15 yaşındayken medrese eğitimini bırakıp dengbêj olan İbrahim Ünlü, annesinden öğrendiği dengbêjlikle Kürt kültürünü günümüze aktarıyor. Ünlü, kimi zamanda düğünler de kimi zamanda çalıştığı inşaatlarda kilamlarını seslendiriyor.
İbrahim Ünlü, henüz 15 yaşındaki iken, bir düğünde kilam seslendirdikten sonra, hocalarının “Medresiyi bırak dengbêj ol” telkini üzerine, hayatı değişir.
Annesi Dengbêj Çiçek’ten sanatının inceliklerini öğrenen Ünlü, aynı zamanda, 1800’lü yılların başında “Kürtlerin Homeros’u” olarak bilinen Evdalê Zeynikê’den başlayarak, Ferzê’den Reso’ya, Şeroyê Biro’ya ardından Meryem Xan, Susika Simo ve Şakiro’ya kadar uzanan dengbejliğin kadim tarihine yaslanıyor.
Ünlü’nün de kilamların da, aşiretler arasında yapılan ihanetlerin, devlete karşı isyanların, aşkları uğruna öldürülen gençlerin hikâyeleri anlatılıyor. Ünlü, çalıştığı inşaatlarda, komşularının evinde, akrabalarının düğünlerde seslendirdiği kilamlarıyla Kürt kültürünü yaşatıyor, tarihi yeni kuşaklara aktarmaya devam ediyor.
‘SEN İMAM OLMA DENGBÊJ OL’
Ünlü, şunları söyledi: “Evimizde dengbêj Şakiro ve Mihemedê Beyro’nun kasetleri vardı, saatlerce dinlerdim. Annem de yanıma gelir, kilamı nasıl söylemem gerektiğini anlatırdı. Biz Kürtlerin kültürü hep dengbêjlik üzerine. Evdalê Zeynikê, Şakiro gibi dengbêjler olmasaydı şuan birçok tarihi olayı bilmeyecektik. Artık eskisi gibi dengbêjlere değer verilmiyor. Oysa ki biz Mem û Zîn, Filîtê Quto, Hesen û Asê, Xecê û Siyabend’in hikayelerini dengbêjlerden öğrendik.”
‘GELİNCE DENGBÊJLÎKTEN VAZGEÇMEDİM’
Ünlü, 16 yıl önce Erzurum’un Karayazı ilçesinden Ankara’ya ekonomik sebeplerle göç eder. Ankara’da kilam söyleyecek ortamların pek olmadığını söyleyen Ünlü, “Yazın memlekette gittiğimde herkes ‘dengbêj İbrahim geldi’ diyor. Orada bir düğüne gidince 2 gece kalıyor ve kilamlar söylüyoruz. Ankara’ya geldikten sonra kimse beni tanımıyordu. Ama yine de dengbêjlikten vazgeçmedim. İnşaata çalışırken de hep söylüyorum. Benim gibi Diyarbakır’dan, Van’dan gelen arkadaşlar toplanıyoruz iş aralarında ben onlara kilam söylüyorum” şeklinde konuştu.
YAZIP SESLENDİRDİĞİ KILAMLAR
Ünlü, Serhat bölgesinde yaşanan olaylar üzerine seslendirdiği iki kilamın hikayesini anlattı.
Ünlü, komşuları olan bir çoban üzerine yazdığı kilamın hikayesinin şöyle anlattı: “Köyde Hemo Hesen adlı bir genç vardı. Bizim köyün yakınındaki bir köyde çobanlık yapıyordu. Orada sevdiği bir kadınla birlikte kaçtı. Sevdiğini bizim köye getirdi. Bir yılın ardından çocukları oldu. Çocuğu daha kundaktayken Hemo çığın altına girdi ve öldü. Kundaktaki çocuk Hemo’nun babasının evinde kaldı, eşi de kendi babasının evine gitti.”
Oğlunu yıllarca göremeyen Vartolu bir annenin kendisini arayarak, “oğlum ölümü sağ mı bilmiyorum üzerine bir kilam söyle" demesi üzerine Ünlü, “Mazlum” kilamını yazdığını söyledi.
Mazlum kilamın bir kısmı ise şöyle:
“De min dît xelkê min ê têlê delalî
Berê xwe dane welatê xeribiyê lo qurbetiya
Hela tu bala xwe bidê lê Mazlum berê xwe daye serê çiyê dayê rebenê nav gerilaye,
Lo lo bira tu nizanî dilê dayika te şewitiye mîna hirçê dev girêdayî
De min dît 3 sal e xebera dayika wê tuneye ji Mazlum berxê, lê li wan dera
De nizane mazlumê wê sax e nizane kuştiye
Xwezila rojekî tu bihatiya te halê dayika xwe bidîta
De bira dayika te herdu çavên te paçbikira
Serê te daniya ser çoka xwe û ji dilê rezil re bigota berxê û têr bistra…”
MA / Zemo Ağgöz