Kürtçe en eski halk hekimliği kitabı ‘Tibba Melayê Ervasî’

img

DİYARBAKIR – Ünlü Antik Yunan hekimi Calinus’un tecrübe yöntemine dayanan ve birçok hastalığın yanı sıra çözüm ve tedavi yöntemlerinden de bahseden Kürtçe en eski halk hekimliği kitabı “Tibba Melayê Ervasî” ne zaman yazıldı? Birçok kaynakta ve daha önceki baskılarda yazılış tarihi tartışma konusu olan kitabın, Dara Yayınları’ndan çıkan yeni baskısında 14’üncü yüzyılda yazıldığı ileri sürülmekte. 

Van’ın Muks (Bahçesaray) ilçesinin Ervas Köyü’nde Muhemmed Qutib tarafından yazılan Kürtçe en eski halk hekimliği kitabı sayılan “Tibba Melayê Ervasî”nin yazılış tarihine dair yazın alanındaki tartışmalara yenisi eklendi. Birçok kaynakta ve daha önceki baskılarda yazılış tarihi tartışma konusu olan ve daha çok 18-19’uncu yüzyılda yazıldığı belirtilen kitabın, Dara Yayınları’ndan çıkan ve Mela Birhanê Tarînî tarafından latinize edilip hazırlanan “Tibba Mela Muhemedê Ervasî” baskısında ise 14’üncü yüzyılda yazıldığı ileri sürülmekte. Tarînî, bu malumatını kitabın Eylül 2019 baskısında yer verdiği Qutib'n ailesine ait olduğu ileri sürülen “Cedd’ul Ervasîyyîn”  seceresine dayandırmakta. 
 
KAYNAKLARDA 'TIBBA MELAYÊ ERVASÎ'
 
Şêx Yûsif Dîyauddîn Paşa’nin (1869-1906) “El-Hedîyyet’ul-Hemîdîyye fîl-Luxet’il-Kurdîyye” adlı sözlüğünde ve Margareta B. Rûdenko’nun (1885-1969) bir yazı metninde adı geçen kitaba dair Herekol Ezîzan (Celadet Alî Berdixan) 1935 tarihli Hawar dergisinin 33’üncü sayısındaki “Klasîkên Me” adlı yazısında şöyle diyor: “Melayê Ervasî, küçük ama değerli bir kitap yazmış. Kitabı hastalıklara ve ilaçlarına dairdir. Şahsen ben kendim görmüş değilim, duyduklarımı söylüyorum. Yine rivayet edenler, Melayê Ervasî’nin Bedirxan’ın babası Evdal Xan’ın döneminde yaşadığını söylüyor. Buna göre tahminen Mela 150 yıl önce yaşamıştır. Kitabına Tıba Melayê Ervasî deniliyor.” 
 
18'İNCİ YÜZYILDA MI YAZILDI?
 
Daha sonra latinize edilen ve hazırlanan “Tibba Melayê Ervasî” adlı kitabın baskıları da, Celadet’in kitaba dair rivayetlere dayandırdığı malumatlara göre hazırlandığı görülmekte. 2000 yılında “Dermanên Bijîşkiya Gelêrî” ismiyle M. Reşîd Irgat tarafından hazırlanan ve İstanbul Kürt Enstitüsü Yayınları tarafından basılan ve 2013 yılında “18. Yüzyıla Ait Bir Kürtçe Halk Hekimliği Kitabı Melayê Arvasî’nin Tıb Kitabı” ismiyle Kadri Yıldırım tarafından hazırlanan ve Artuklu Üniversitesi Yayınları tarafından basılan kitabın baskısında Celadet’in rivayetlere göre salık verdiği malumatlara göre hazırlandığı görülmekte.
 
'14'ÜNCÜ YÜZYILDA YAZILDIĞI' İDDİASI
 
Ancak kitabın Eylül 2019 tarihli “Tibba Mela Muhemedê Ervasî” baskısında, kitabın 18’inci yüzyılda yazılmadığını savunan Mela Birhanê Tarînî ise Muhemmed Qutib’ın kardeşi Seyyid Heyder’in yazdığı ileri sürülen “Cedd’ul Ervasîyyîn” seceresinden ve kitabın elyazmasından hareketle kitabın 14’üncü yüzyılda yazıldığını iddia ediyor. 
 
Kitabın yeni baskısına göre, Muhemmed Qutib’ın kardeşi Seyyid Heyder’in babasının talimatı ve tavsiyesi ile ailesine dair bir neseb seceresi, tarikat icazeti, babası ve ailesinin seyahatlerini yazar. Söz konusu neseb seceresine göre Muhammed Qutib’in babası Şêx Qasimê Bexdadî ve diğer ismiyle Şêx Qasimê Şîrwanî’dir. Lakabı Qadirî, el-Mekkî, Qutb’il-Eqtab, el-‘Elewî û el-Huseynî, el-Hecî Qasim ‘Izzeddîn ‘Evdillah’tır. Şêx Qasim, 1219 yılında Bağdat’ta dünyaya gelir ve 1349 yılında Medine’de yaşamını yitirir. Oğulları; Mela Muhemmed Welî Ebû ‘Evdillah (Ervas’ta ikamet eder), Mela Salih Ebul-Huseyn, Mela Ehmed, Mela Heyder, Mela ‘Evdillah ve Mela Cemaleddîn’dir. 
 
Şêx Qasim Bexdadî, Moğolların (Hulagü) zülmünden dolayı Bağdat’tan kaçmak zorunda kalır ve Türkiye’nin doğusuna göç eder. İlkin çocukları ile birlikte Musul’a oradan da Mardin’e geçer, iki ay kalır. Daha sonra Diyarbakır’da 3 yıl kalıp Hezo’ya geçer. Hezo’dan sonra Şirvan’a oradan da Mısır’ın Ezher Üniversitesi’nde müdürlük yapar. Mısır’da 7 yıl kaldıktan sonra Bursa’ya Orhan Gazi’nin yanına gider. Bursa’dan sonra sırasıyla Urfa, Bitlis ve Şirvan’a gider. Yaklaşık 27 yıl Şirvan’da kalır ki lakaplarından biri de “Şêx Qasimê Şîrwanî”dir. 
 
MUHAMMED QUTB'A DAİR
 
Yine secereye göre kitabın yazarı Muhammed Qutib’ın doğumu ve ölüm tarihi bilinmemekle beraber babasının ve çocuklarının biyografisinden hareketle 14’üncü yüzyılda yaşadığı söylenir. Lakabı; “Welî” ve “Qutib”dur. Babası ve kardeşleri Ehmed ve Heyder ve bir grup müritle Hacca gider. Hacc’dan sonra babası ve bir grup mürid ile Şama gider, oradan da Mısır'a gider ve bir süre Ezher Üniversitesi’nde kalır. Daha sonra babası ile birlikte Bursa’ya Sultan Orhan Gazi’nin yanına gider. Hicri takvime göre 725 yılında Urfa’ya gider ve bir süre müderrislik yapar. Sonra Siirt’in Şirvan ilçesinin Pa köyüne gider, daha sonrada Hakkari’nin Feraşin bêlgesîne gider. Burada bir gün rüyasında “Allah’ın Resulü”nü görür ev peygameber ona “Hakkari Emiri İbrahim Han Abbasi’nin hasta olduğunu ve ona bazı meyveleri götürmesini ister. Qutib’ın götürdüğü meyveler ile İbrahim Han iyileşir. Daha sonra İbrahim Han’ın kızı Fatima ile evlenir. İbrahim Han’ın tarafından kendisine Ervas Köyü inşa edilir. Köyde yapılan medresenin müderrisi olur ve Ervas’ta ölür. 
 
TARİHİ MALUMATLARA GÖRE 
 
Ancak Tarînî’nin latinize ettiği ve hazırladığı kitabın yazarının ve babasının biyografisine dair bölümde Tarînî’nin de kitabın yazılış tarihi konusunda hataya düştüğü görülmekte. Tarînî, yeni baskısını latinize ettiği ve hazırladığı kitabın önsüz, yazar ve ailesinin biyografisinin yer aldığı bölümde yazarın hem 14’üncü yüzyılda yaşadığını hem de Hakkari beylerinden İbrahim Bey’in (Han) kızı ile evlendiğini ileri sürer. Zira tarihi kaynaklar, Hakkari bölgesinde İbrahim Bey (Han) adında iki beyin olduğunu, birincisinin 16’ncı yüzyılda ve ikincisinin ise 17-18'nci yüzyılda hüküm sürdüğünü aktarır. Şayet tarihi kaynaklar ve tarihçilerin aktardıkları doğruysa kitabın 18’inci ve 14’üncü yüzyılda yazılmasının mümkün olmadığı ortaya çıkmakta.  
 
MA / Rêdûr Dîjle