Toplantıda konuşan HDP Gençlik Meclisi'nden Mehmet Ali Akın, madde bağımlılığının gençliği yok eden, yozlaştıran, iradesizleştiren temel etken olduğunu söyledi. Akın, "Madde bağımlılığına düşen gençlik bataklığa düşürülmüş bir gençlik demektir" dedi. Akın, başlattıkları kampanaya sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve toplumun tüm kesimlerinin destek vermesini isteyerek, "Mahalle çalışmalarıyla, toplumla, gençlerle birlikte bir duyarlılık yaratacağız" dedi. 

 

BİLİNÇLİ POLİTİKA

 

HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer ise madde bağımlılığının "yaşamdan kopuş" olduğunu ifade etti. Taşçıer, özellikle Kürt gençlerinin bağımlılıktan etkilendiğine işaret ederek, “Bu bilinçli bir politikadır. Öğretmen olduğum yıllarda devlet eliyle okulların önünde açık açık madde satıcılığı yapılıyordu. Bunları kendi gözlerimle gördüm. Bu gençlik kendi kültüründen, gerçekliğinden yaşamdan, topraklarından kopuyordu. İktidar madde bağımlılığının önüne geçilecek adımlar atmıyor, tedbir almıyor. Özgür, demokrat, topraklarına bağlı gençler yaşamı değerli kılıyorlar. Gençlerin yardımıyla, mücadelesiyle madde bağımlılığı meselesini toplumdan uzaklaştıracaklar" ifadelerini kullandı. 

 

Daha sonra uyuşturucu, fuhuş ve yozlaştırmaya karşı başlatılan kampanyaya dair hazırlanan deklarasyonun Türkçesini Gençlik Meclisi'nden Ezgi Orak, Kürtçesini ise Ümit Akbıyık okudu. 

 

UYUŞTURUCU VE FUHUŞ 

 

Gençlerin toplumun dinamizmi ve mücadelenin öncüsü olduğunu vurgulayan Orak, bundan kaynaklı gençlerin iktidarların hedefi haline geldiğini belirtti. Gençlerin halen saldırı altında olduğuna dikkati çeken Orak, "Özellikle yaşadığımız coğrafyada çok farklı bir boyut kazanmıştır. Kürdistan’da ve Türkiye metropollerinde gençlere dönük çok kirli politikalar izlenmektedir. Bu politikalar ile gençlerin tüm yaşam alanlarına müdahale edilmekte ve devletin tüm aygıtları ile gençler belirli alanlara kanalize edilmektedirler. İzlenen özel savaş politikalarıyla gençler kendi toplumsal gerçekliklerinden koparılmakta,  uyuşturucu, fuhuş ve ajanlık bataklığına sürüklenmektedirler. Kürdistan başta olmak üzere ülke genelinde uyuşturucu ve fuhuş had safhadadır. Neredeyse her sokakta uyuşturucu madde satılmakta ve fuhuş yapılmaktadır" diye kaydetti. 

 

'GENÇLER BATAKLIĞA SÜRÜKLENİYOR'  

 

Uyuşturucu madde kullanımı ve ticaretine asker ve polisler tarafından göz yumulduğunu söyleyen Orak, "Özellikle son dönemlerde izlenen güvenlikçi politikalarla neredeyse her sokak başında zırhlı araçlar bekletilmekte, sokaklar bekçi ve polisler ile doldurulmakta ve şehirlerin her tarafı 7/24 MOBESE’ler ile izlenmektedir. Böylesi güvenlikçi önlemler altında şehirlerde yoğun bir uyuşturucu ve fuhuş trafiğinin olmasının tek bir izahı olabilir; Kolluk bilinçli bir şekilde bu duruma göz yummaktadır" diye konuştu. 

 

"En ufak bir toplumsal gösteriye binlerce polisi yığabilen devlet, uyuşturucunun alenen satıldığı yerlere bir müdahale dahi etmemektedir" diyen Orak, şunları söyledi: "Bu politikalar çok bilinçli bir şekilde izlenmektedir ve gençler bu bataklığa sürüklenmektedir. Bu kirli politikalara karşı duruş geliştiren ve müdahale etmeye çalışan mahalle sakinleri ve gençlik meclisi çalışanları kolluk tarafından engellenmektedir. Bunun yanı sıra medya aracılığıyla gençlere bağımlı ve yoz bir yaşam empoze edilmeye çalışılmaktadır. Tv ve internet üzerinden yayınlanan dizi ve programlarda mafya, uyuşturucu ve fuhuş normalleştirilmekte ve gençler özendirilmektedir. Bu politikalarla başta Kürdistan gençliği olmak üzere tüm gençler kendi toplumsal gerçekliklerinden uzak, örgütsüz ve bilinçsiz kılınmak istenmektedir."

 

ÖRGÜTLÜLÜK ÇAĞRISI

 

Gençler şahsında yoz ve örgütsüz bir toplum yaratılmanın amaçlandığını ifade eden Orak, şöyle devam etti: "Kendi tarihsel, toplumsal gerçekliğinden uzak bir gençlik toplumun, toplumsal mücadelelerin öznesi ve öncüsü olamaz. Bu nedenle gençlerin her dönemden daha fazla mücadele etmeye ve örgütlü olmaya ihtiyacı vardır. Uyuşturucu ve fuhuşa karşı örgütlü ve bilinçli bir mücadele elzemdir. Bunu başarabilecek güce ve bilince sahibiz, ardılı olduğumuz gelenek bunu defalarca başarmış bir gelenektir. Kendi yaşamımızı ve geleceğimizi kendimiz inşa edeceğiz."