ŞIRNEX - Cezeri Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan Şırnak Üniversitesi'nin 400 öğrencisi, gece uyurken yapılan ilaçlama nedeniyle zehirlendi. Öğrenciler, yurt görevlilerinin öğrencileri uyandırmak için anons yapmadığını, üniversite yönetiminin ise olayın üstünü örtmek istediğini anlattı.
Şirnex’te 4 Kasım’da Şırna Üniversitesi Mehmet Emin Acar Kampüsü içinde yer alan Cezeri Kız Öğrenci Yurdu’nda yapılan ilaçlama nedeniyle 400’den fazla öğrenci zehirlendi. Gece saatlerinde yurdun mutfak bölümünde yapılan ilaçlama nedeniyle kusma, baş ağrısı, mide bulantısı şikayeti başlayan öğrencilerden bazıları da baygınlık geçirdi. Öğrenciler, hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Yapılan tedavinin ardından gruplar halinde hastaneden taburcu olan öğrenciler, zehirlenme olayına neden olan ihmaller zincirini anlatarak, seslerini duyurmak istedi.
Yurttan atılma tehdidine karşı ismini vermek istemeyen ve olay gecesi zehirlenenler arasında olan bir öğrenci, öncelikle Şırnak Valiliği’nin “76 öğrenci zehirlendi” açıklamasını yalanladı. Yurtta kalan 400’den fazla kişinin zehirlendiğini belirten öğrenci, 4 Kasım günü yaşananları anlattı.
YURT GÖREVLİLERİ UYARI ANONSU YAPMADI
Yurt yönetiminin kendilerine saat 13:00 ile 18:00 arasında yurtta “böcek için ilaçlama yapılacağını” ve yurda gelmeleri yönünde bilgi geçildiğini söyleyen öğrenci, “Biz de o saatler arasında yurda gitmedik. Daha sonra gittiğimizde ilaç kokusu yoktu. Odalarımıza gittikten sonra ‘mutfak eşyalarınızı yıkamadan kullanmayın’ anonsu yapıldı. Saat 23:00 sıralarında yemekhane boşalınca orada bir görevli, ilacı mutfağa sıkmış ve kokusu çabuk gitsin diye pencereyi açmış. Bu şekilde koku her yere yayılmış. Sonra yüzlerce kız öğrenci etkisinde kalarak öksürerek, bayıldı. Güvenlik görevlisine ve idareye uyuyan öğrencilerin olabileceğini ve odaları boşaltmaları yönünde anons yapılmasını istedim ama hiç bir şey yapmadılar. Onların yüzünde maske vardı ama anons yapmıyorlardı” diye belirtti.
Zehirlenenlerin bir çoğunun panik atak geçirdiğini ve bayılanların olduğunu söyleyen öğrenci, “Şırnak Devlet Hastanesine götürüldüğümüzde hastanede yer kalmadı. Bazı öğrencileri Cizre ve Silopi’ye sevk ettiler. Ben bir geceyi hastanede geçirdim. Ambulans da kalmayınca öğrenciler zırhlı araçlarla hastaneye götürüldü” dedi.
GECEYİ SOKAKTA VE CAMİDE GEÇİRDİLER
Taburcu olduktan sonra yeni bir zehirlenme vakasına karşı tedbir olarak sokakta bırakıldıklarını anlatan öğrenci, “Gece dışarıda kalan birçok öğrenci soğuktan ateş yakarak ısınmaya çalıştı. Daha sonra yönetim onları alıp çeşitli camilere götürdü. Camide kaldılar. Öğrencilere gece çorba verilmiş, çorba verilirken de fotoğrafları çekilerek ‘yardımcı oluyoruz’ görüntüsü verilmek istendi. Diğer yandan öğrenciler düşünülmeden bu fotoğraflar servis edildi” diye belirtti.
VİZELER ERTELENDİ
İhmalsizliğe karşı 5 Kasım’da eylem yapma kararı aldıklarını ancak, önce güvenlik görevlileri tarafından tehdit edildiklerini ifade eden öğrenci: “Dün bile ambulanslar hala yurda hasta öğrenci getirip götürüyordu. Şırnak Üniversitesi yönetimi ve yurt yönetimi olayın üstünü örtmek ve eylemi engellemek için ortak bir karar aldı. Vize hastasında olmamıza rağmen öğrencileri otobüs ve dolmuş tutarak evlerine gönderdiler. Rektörlük tarafından yapılan açıklamada derslere bir hafta ara verildiği duyuruldu. Yaşananlara tepki gösteren öğrencilere, Şırnak Gençlik İl Spor Müdürü, ‘parfüm sıktığınızda bile zehirlenecek gibisi olursunuz’ sözleriyle savunma yaptı. Hala 40’a yakın öğrenci hastanelerde tedavi altında tutuluyor. İsimlerini ve tedavi gördükleri hastaneleri dahi bizden saklıyorlar” ifadelerini kullandı.
‘ÖLÜMLE BURUN BURUNA GETİRİLDİK’
Üniversite rektörünün “76 öğrencinin zehirlendiği” açıklamasının aksine 400’e yakın öğrencinin zehirlendiği dile getiren öğrenci, “Ancak 76 diye geçtiler ve öğrencilerin durumlarının iyi olduğunu söylediler. Bu süreç uzayacak gibi görünüyor. Çünkü doktorlar bize, ‘bir hafta boyunca boğazda yanma, kusma, mide ağrısı ve baş ağrısı olacak’ dedi. Bizler o anı unutmayacağız. Psikolojik olarak iyi değiliz. Ölümle burun buruna getirildik. Öğrenciler olarak olayın üstünün örtülmesini istemiyoruz” diyerek, sivil toplum örgütlerine ve hukukçulara “yanımızda olun” çağrısı yaptı.