Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Fırat Can Arslan, Amed’de gözaltına alınan ve 16 Haziran 2022’de tutuklandıktan sonra 11 Temmuz’da görülen ilk duruşmada tahliye edilen gazetecilerin soruşturmasını yürüten savcı ile evli olduğu davanın üye hakiminin Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararıyla görev yerlerinin değiştirildiğine dair sanala medyada yaptığı paylaşım sonrasında 25 Temmuz’da Ankara’da bulunan evine yapılan polis baskını ile gözaltına alındı.

 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında paylaşımı Retweet eden T24 editörü Sibel Yükler, MA muhabiri Delal Akyüz, Bianet editörü Evrim Kepenek ve gazeteci Evrim Deniz gözaltına alındı. Emniyet ve adliye işlemleri ardından Arslan, “Kamu görevlisini hedef göstermek” iddiasıyla tutuklanırken, diğer gazetecileri adli kontrol tedbiri ile serbest bırakıldı. 

 

Gazeteci Arslan’ın emniyet ve adliyedeki işlemlerini takip eden avukat Nuray Özdoğan, Arslan’ın tutuklanmasına ilişkin konuştu. 

 

‘GÖZDAĞI VERİLİYOR’

 

Özdoğun, soruşturma kapsamında 24 Temmuz’da haklarında “yakalama” kararı çıkarılan gazetecilerin, ertesi gün polislerin ev baskını ile gözaltına alındığını söyledi. Gözaltı gerekçesi olarak TMK’nın 6’ncı maddesinin gösterildiğini söyleyen Özdoğan, soruşturmayı açan savcı ile “hedef” gösterildiği iddia edilen savcının daha önce mesai arkadaşı olduklarına dikkat çekti. Özdoğan, “Tabii, bu olağanüstü bir durum. İlgili maddeden bir baskın yapıp gözaltına almak, gözdağı anlamına geliyor. Gözaltına alınan kişiler kamuda bilinen ve gazetecilik faaliyetini yürüttükleri belli olan kişiler” dedi.  Özdoğan, soruşturma ve gözaltı işleminin hukuka aykırı olduğu ve "intikam güdüsüyle" yapıldığının altını çizdi. 

 

‘SAVCI VE HAKİMLER O KAPSAMA GİRMİYOR’

 

Özdoğan, gözaltında bulunan Arslan ve Yükler’e polis sorgusunda sadece bir soru sorulduğunu, gazetecilerin ise söz konusu sorguda gazetecilik mesleği gereği paylaşım yaptıkları yönünde ifade verdiğini belirtti. Özdoğan, tutuklanan gazeteci Fırat Can Arslan’ın HSK kararını olduğu gibi paylaştığını belirterek, “Burada kimliği gizli kimse yok. Hakim ve savcılar, TMK 6’ncı maddesi kapsamına girmiyor. Biz mahkemede de söyledik; bu madde TMK kapsamında görevlendirilmiş kolluk için getirilmiş bir maddedir. Savcı ve hakimleri korumak için getirilmiş bir madde değildir” diye konuştu. 

 

'RESMİ GAZETE DE Mİ HEDEF GÖSTERİYOR?'

 

Özdoğan, yargılamaların adil yargılama yetkisi nedeniyle kamuoyuna açık yürütüldüğüne işaret ederek, “Bu kişilerin dahil olduğu tutanaklar da kamuoyuna açıktır. Herkes izleyip, dinleyebilir. Tutuklama kararı dehşet vericiydi. Gerçek dışı bir karardı. Bile bile maddeyi yanlış yorumlayarak, tutuklama verdiler. HSK’nin kararnameleri zaten Resmi Gazete’de yayınlanıyor. Resmi Gazete’de isim ve sicil numarası açık bir şekilde yayınlanır. Tayin yerleri yazar. Bu durumda HSK veya Resmi Gazete’yi basanlar da mı bu hakim ve savcıları hedef göstermiş oluyor? Böyle çelişkili bir durum var” dedi. 

 

Hukuka aykırı işlem yapan hakim ve savcıların kamuoyunda isimlerinin bilinmesini istemediklerini aktaran Özdoğan, “İktidarın baskısı altında ve iktidarın yarattığı hukuka aykırı düzen içinde, hukuka aykırı işlem yapan yargı mensupları haber konusu olmak istemezler. Çünkü ne kadar az bilinirse o kadar çok hukuka aykırı karara imza atabilecekler. Mesele bu” diye konuştu.

 

‘MESAJ VERİLİYOR’

 

İfade ve düşünce özgürlüğü ile halkın haber alma hakkının da ihlal edildiğini söyleyen Özdoğan, bu hakları baskı altına alma amaçlı bir soruşturma ile karşı karşıya olduklarını ifade etti. Özdoğan, mahkemenin tutuklama ile “Herhangi bir şekilde siz bizler hakkında haber yaparsınız, hepiniz tutuklanırsınız” şeklinde mesaj verdiğinin de altını çizdi.  Bu mesajın ürkütücü olduğunu, Türkiye’deki baskı düzeninin içinde her an her basın mensubunun gözaltına alınma ve tutuklama riski ile karşı karşıya olduğunu kaydeden Özdoğan, bununla caydırıcı etki yaratmanın hedeflendiğini vurguladı.

 

ARSLAN’IN TUTUKLULUĞUNA İTİRAZ EDİLECEK

 

Arslan’ın tutuklanmasına itiraz edeceklerini belirten Özdoğan, “Bu kadar hukuka aykırı yürüyen ve belli ki olayın mağduru olduğunu düşünen yargı mensuplarının ‘ısrarı’ ile yürüyen bir soruşturmada, hukuka uygun bir karar elde edebilir miyiz, bu konuda şüphemiz var" dedi.

 

MA / Mehmet Aslan